Bugün sizlerle önemli bir o kadar da sıkıntılı bir konuyu konuşmak isterim. Konu" Hayat kadınları"
İnşaallah ömrünüz boyunca onlarla bir kere bile olsa yolumuz kesişmemiştir.
Bakınız konuma Hz. peygamber Efendimizden önceki dönemden bir ayrıntıyla devam etmek isterim. Peygamberimiz öncesi Arap toplum putperest bir toplumdur. Toplumsal hastalıkların hemen hepsi en üst seviyede işlenmektedir. Yani içki, kumar ve zina gibi toplumsal hastalıkların hepsi normal hayat yaşamları arasındaydı. Fakat benim dikkatimi celbeden bir durum var o dönemde. O dönemde Arap toplumunda her türlü ahlaksızlığı reddeden bir grup var. Kendilerine Hanif denilen bu grup her türlü ahlaki yozlaşmaya karşı çıkıp o insani erdemleri ayaklar altına alınan günlerde temiz kalabilmişlerdir.
Belki sizlere tuhaf gelecek ama Kabe bile çıplak tavaf yapıldığı o günlerde hemen herkes zina edip içki içip kumar oynarken bu adamlar temiz kalmışlar. Ben hep bu adamlara gıpta ile bakarım. Bu adamları derslerimde yazılarımda ve vaazlarımda hayırla yad ederim. Demek neymiş hangi dönem olursa olsun mutlaka her türlü bozulmalarda temiz kalabilenler var. Elhamdülillah.
Hiç bu kadınlarla beraber olan insanlarımız bu kadınlara buralara neden düştünüz diye sordu mu?! Sormadılar değil mi?! Ben cevap vereyim bu kadınlarla ilgili izlediğim bir belgeselde her birinin bir hayat hikayesi var. Kimi aile içi tecevüze uğramış kimi erkek arkadaşı tarafından evlilik vaadiyle kandırılmış kimi de art niyetli insanlar tarafından bu yola düşürülmüş. En çokta erkek arkadaşları tarafından kandırılan kadınlar bu hayat içerisinde çalışmakta.
Bu kadınları saat ilerlediğinde sokakların tenha ve işlek yerlerinde rastlamanız mümkündür. Yada telefonla randevu alırlar ve randevuya ait saatte nereye gidecekse oraya gidilir. Ne ücretle çalıştıklarını bilmiyorum.
Bizim erkeklerimizde erkeklik alameti olarak bu kadınlarla zevk yapmaktan geri durmazlar. Ama bilmezler bu kadınlar eve döndüklerinde ne sıkıntılar çekmekte. Bir yuvaları yok. Her gün başka bir erkeğin kucağında. İnanın bana bu kadınlar o hale geliyorlar ki erkeklerle beraber olmak için hap ta yutmaya başlıyorlar. Hap içmeden evden çıkmıyorlar.
Bilinmezler dünyalarında kimsenin bilmediği kimsenin duymadığı bir şekilde ölüp bu fani dünyadan göç edip gitmekteler. Arkadan sadece hayat kadınıydı denilerek anılmaktalar.
Siz hiç kendi hanımınızın veya kızınızın bu yolda olmasını ister misiniz?! Ben cevap vereyim istemezsiniz değil mi?! Konu o kadar önemlidir ki "Hz. Peygamber zamanında erkeklerden biri zina yapmak istediğini Peygamberimize iletir. Peygamberimiz bu gence bakınız ne der?! Sen hiç annenin başka bir erkekle zina etmesini ister misin ?! Bu genç istemem der. Peki eşinin başka bir erkekle zina etmesini ister misin diye sorar. Bu genç istemem der. Peki kız kardeşinin başka bir erkekle zina etmesini ister misin der. Bu genç istemem der. Bunun üzerine Peygamberimiz evladım sen istemiyorsun da başkasının niye kadınıyla zina etmek istersin?!"der. Genç bunun üzerine artık zina kesinlikle yapmayacağını söylemiştir.
Bu kadınlarla yatan erkekler hanımlarını bu yolda isterler mi?! İstemezler değil mi?! E öyleyse daha niye başkasının kadınıyla zina etmek ister bir kişi?! Bilmiyorum.
Ne yapmalı?! Öncelikle bu kadınların bu yoldan dönebilmeleri için kendilerine yardımcı olunmalıdır. Hayatlarını geçindirebilmek için mutlaka daha önceden de yazdım ev kadınları nasıl maaşa bağlanmalıysa bu kadınlarda maaşa bağlanıp bu işten kendilerini kurtarmaları sağlanması lazım gelmektedir. Ayrıca devletin bu kadınların yanında olduğu hatırlatılıp art niyetli kişiler tarafından istismar edilmelerinin önüne geçilmesi lazım gelmektedir. İmkanlar nispetinde bir işe başlatılıp ayakları üzerinde durmaları sağlanması lazım gelmektedir. Bu kadınların bu hayattan kurtulmaları için kendilerine imkanlar verilmesi lazım gelmektedir.
Bu yazdığım anlayıştaki insanların ne zaman iktidara geleceğini bilemiyorum. Bu yüzden bu kadınlar vakit geçirmeden bu işlerine bir son verip tevbe edip kendi evlerine çekilmeleri lazım gelmektedir. Bu işin tövbesi vardır. Her ne kadar zina etseler bile tevbesi umulur. Bu yüzden korkmasınlar ve sıkılmasınlar. Allah'ın merhameti geniştir. Tevbe edip evlerine dönmeleri kendilerinin hem bu dünyada hem de ahirette cennete gitmeleri umulur. bakınız bir hadis yazayım ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Peygamberimiz buyurmaktadır ki" bir kötü kadın bir gün bir yolculuğa çıkar. Bir kuyunun başına gelip ayakkabısıyla susuzluğunu giderir. Kuyu başından ayrılmadan önce çok susamış olarak bir köpek yanına gelir. Bu kadın bu köpeğe acır ve ayakkabısını kuyuya uzatır ve bu köpeği sular. Şimdi sıkı durun. Allah bu kadının bu hareketinden memnun olup onu cennetine koymuştur." Demem odur ki kimin nereye gideceğini Rabbimiz bilir. Bu kadınlar tevbe ederse hiç günah işlememiş gibi olurlar ve inşaallah cennete giderler.
Mutlu olmak onlarında hakkı...