Hakkında başka ceza davaları da bulunan İBB başkanı İmamoğlu, bu kez de sahip olduğu üniversite diplomasının çeşitli entrikalarla alındığının ve gerçekte hak ettiği bir diploma olmadığı yolunda soruşturma başlatıldığını öğreniyoruz. 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, üniversite diploması ile ilgili usulsüzlük iddialarına yönelik  Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda ifade verdi. 

Halk TV'ye göre, İmamoğlu, savcılığa verdiği ifadede, "Bir rapor hazırlanmış ve bu rapor esas alınarak hakkımda suçlama yöneltilmiştir. Bugün burada ifade vermesi gerekenler o raporu hazırlayanlardır. Avukatlarım bu konuda suç duyurusunda bulunmuştur" şeklinde ifade vermiştir. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İmamoğlu hakkında 1990 yılında yaptığı yatay geçiş başvurusuyla ilgili "resmi belgede sahtecilik" iddiasıyla bu soruşturma başlatılmıştı. 

İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan, konuyla ilgili YÖK raporunu hazırlayan beş kişi hakkında ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs'', ''görevini kötüye kullanma'' ve ''iftira'' dâhil farklı suçlar kapsamında 3 Şubat'ta suç duyurusunda bulunduklarını açıklamıştı. 

Avukatları Ekrem İmamoğlu'nun Kuzey Kıbrıs'taki Girne Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne yaptığı yatay geçiş başvurusuyla ilgili "hileli veya hukuka aykırı bir davranışı" olmadığını savunuyor. 

4 Mart'ta bir basın toplantısı düzenleyen İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan "Ortada sahtecilik olmadığı Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) raporu ile kanıtlanmışken kendisinin ifadeye gitmek zorunda bırakılmasını yargı tacizi olarak görüyoruz" dedi. 

Bu gerekçeyle, Pehlivan, 1993'ten önce mezun olan ve daha sonra YÖK tarafından denklik verilen iki kişinin belgelerini paylaşarak bu iddiayı "çürüttüklerini" öne sürdü. 

Buradan anlıyoruz ki, aynı yolsuzluklar başkaları için de yapılmıştır. Aynı yolsuzluk veya usulsüzlüklerin başkaları için de yapılmış olması elbette ki kendisini aklamak için yeterli bir gerekçe değildir. 

Başkaları da varsa kimliklerine bakılmaksızın onların da aynı gerekçelerle yargılanması gerekir.  

Burada asıl olan yasalara ve usule aykırı bir işlemin yapılarak meşrulaştırılmasını talep eden kişiden ziyade bu eşlemleri yapan yetkili ve etkili makam ve mevkilerdeki sorumlu ve görevlilerdir.  

Zamanın YÖK Başkanı ve Üniversitenin Rektörü öncelikle bunun hesabını vermelidirler.  

Basından öğrendiğimize göre bu imtiyaz başka hatırlı kişilere de tanınmıştır.  

Yapılmakta olan soruşturmada herkesin kanun önünde hesaba çekilmesini beklemek kamuoyunun en doğal hakkıdır.  

Bir siyasetçi olarak Sayın Ekrem İmamoğlu, bu soruşturmayı kendisinin siyasi kişiliğine yönelik bir yıpratma yöntemi olarak kullanıldığını iddia ederek kamuoyunda aklanmaya ve bir üstünlük sağlamaya çalışıyor. 

Bu gayet normaldir Her siyasetçi böyle durumları fırsata çevirmek ister.  

İmamoğlu bu olayı kendi lehine kullanırken bir yandan da devletin yargı kurumlarını örselemeye çalışıyor. Örselemeye çalıştığı kurum ve kuruluşlar bir gün kendisine de lazım olacağını aklından çıkarmamalıdır. 

Yargı kurumları ne yapsın, bu bir siyasetçidir. Ne isterse yapsın yoksa ileride mağdurları oynar deyip yapılan işin gerçekten hukuka aykırılığını görmesine rağmen üstünü mü örtsün.  

Bunun yargıdan beklenemeyeceğine göre bu konularda yargıya taş atmak onu töhmet altında bırakmanın yakışık almayacağı gibi ayrı bir suç konusu olduğunu da hatırdan çıkarmamak gerekir.  

16.03.2025 M.Sadullah SAĞLAM

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber