Yazılarımda uzun zamandır dikkat çekmeye çalıştığım konuların başında; Gıda-Su-Tarım ve Hayvancılık geliyor. Bunlar 21.Yüzyılın en önemli ve hatta yeni savaş konuları…Buna ilave olarak bir çok konularda ekleyebiliriz.

     Bu süreçte belki de insanlık tarihinin, en adaletsiz dönemini yaşıyoruz. Şu anda dünyada; bir milyar insanın aç yattığı,1.5milyar insanın yeterli içecek su bulamadığı belirtiliyor.

     Hafta başı, İran’ın İsrail Şovu vardı. İran İsrail hava sahasına saatlerce uçuştan sonra ulaştı, İHA’lar ile ”saldırmış” gibi şov yapıldı. İran’ın güya İsrail’e yaptığı saldırının, İsrail'e sağladığı faydalara bakalım:

1- Netanyahu, Amerika'daki kötüleşen imajını düzeltti.

2- Netenyahu, muhalefeti susturdu; içerde dayanışmayı sağladı.

3- Saldırı sonrası ABD, İsrail'e yeni silahlar sevk etmeye karar verdi.

4- Orta vadede Suriye'nin işgalinin önü açıldı.


5- Gazze sebebiyle araları bozuk olan Suudi Arabistan İsrail'e yardım etti.

6- Gazze unutturuldu, işgal masum gösterildi.

7- Dünya kamuoyunda şeytanlaşan İsrail yönetimi saldırı sonrası masumlaştırıldı.

     Ayrıca bu sergilenen, Siyasal Mesih / Mehdi eksenli bir küresel İHA saldırısı ile; 3.Süleyman Tapınağı’nın yapımı için Mescid-i Aksa ve Kubbetül Sahrayı “kazara” yıkacakları bir algı operasyonunu tüm dünyanın beynine kazıdılar.

     Kabala inancının en önemli ritüellerinden biri; İsrail-Evanjelist ittifakının, 3.Süleyman Tapınağı’nda Kızıl renkli çiftleşmemiş düveler kurban edilecek olmasıdır. Bunun için Düveler genetik bilminin yardımı ile ABD’de yetiştirilip, İsrail’e getirilmiş. Önümüzdeki süreçte herşey mümkün, bu sebeple çok dikkatli olmak gerekiyor çünkü asıl hedef Türkiye.!

     İşin gerçeğine bakarsak; İran ile İsrail savaşmaz. Çünkü tarihi incelediğimizde; Acem-Yahudi aşkını; Pers Kralı Kiros- Babil- 2.Süleyman Tapınağı üçgeninde görürüz. Gazze’de İsrail bir vahşet uygulamaktadır. Asıl amaç, Gazze’yi boşaltıp insanları Türkiye ve Mısır’a göndermektir.

     Geçmişte, Yüz yıllık bir süreç olan 1821 - 1920 arasında; 5.5 milyon Müslüman Türk can vermiş ve 6.5 milyon insan; Balkanlardan, Kafkaslardan, Filistin-Suriye’den, herşeylerini bırakarak Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmışlardır. Cumhuriyeti bu zorluklar altında kurmuşuz. Ülkemiz bir daha böyle göçler yaşarsa, toparlanması zor olur. Bu mücadelede öncelik olarak; Devlet aklı ile, kendi ülkemizi sağlama almak zorundayız.

     Önümüzdeki süreçte görünen o ki; kartlar yeniden dağıtılacak, Dünya düzeni 10 yıl içinde yıkılıp yeniden kurulacak. Kurulacak olan yeni Dünya düzeninde kazananlar arasında olmak istiyorsak; ulus bilincimizle, birlik beraberlik içinde, Bayrak, Vatan, Millet, Devlet, Ezan değerlerimiz ile büyük bir çınar olan Türkiye Cumhuriyeti’ne dört elle sarılmalıyız.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber