Güzel dinimiz İslam tek tip olunmasına karşıdır. İslam’da çok seslilik hedeflenir. Ondan dolayı olacak gerek Peygamberimiz ve gerekse ilk dönem sahabe ve tabiin alimleri usul meselelerinde yani emir ve yasakların özünde farklı düşünmemişlerdir. Konu yoruma dayalı konulara geldiklerinde yani, füruu meselelerinde bu insanların hiçbiri tek bir fikir beyan etmemiştir. Konu o kadar önemlidir ki bakınız Peygamberimiz konu hakkında ne buyurmaktadır;” Ümmetimin ihtilafı rahmettir.”
Konuyu ayrıntılamak isterim. Bakınız Peygamberimiz kendisine usulde değil de füruda yani yoruma dayalı sorularda birbirinden farklı cevaplar vermişlerdir.” Kendisine bir arkadaşı en önemli amel hangisidir diye sorduklarında bir arkadaşına namaz, iman ve akrabaya sahip çıkmak dediklerinde diğer arkadaşına ise namaz , iman ve Allah yolunda malıyla canıyla cihat etmektir . “demişlerdir.
İlk dönem sahabe ve tabiin alimleri arasında da aynı durum söz konusudur. Tabiin alimlerinden Mekke ekolü alimi bir meselede bir fikir beyan ederken aynı konuda Irak ekolü alimi ise başka bir beyan da bulunabilmektedir.
Konumu örneklendireceğim. Önce itikadı yani imanı konulardan biri olan Peygamber erkeklerden mi yaksa kadınlardan da mı Peygamber gelmiştir diye itikat alimleri arasında tartışılmıştır. İtikadı alimlerden İmam Maturidi bu konuda erkeklerden Peygamber gelmiştir. Der. Delil olarakta ayette Rabbimiz biz Peygamberliği erkeklere verdik. Olarak sunar. Fakat aynı konuda diğer itikat alimi İmam Eşari ise kadınlardan da peygamber gelmiştir. Der. Konusuna delil olarakta ayette geçen “ Biz Musa’nın annesine oğlunu nehre bırak diye vay ettik. Eğer bir insan vahiy alıyorsa o kişi peygamberdir. Peygamberden başka kimse vahiy alamayacağına göre Musa’ nın annesi Peygamberdir der.
Şimdi de ameli bir örnek vermek isterim. Denizden çıkanların yenilmesi hakkında imam Azam denizden çıkan balıklar yenilir diye hükmetmiştir. Konuyla ilgili olarak İmam Şafii ise bu konuda denizden babam çıksa onu yerim diye hüküm beyan etmiştir.
Bu görüş ayrılıkları üzerine onlardan hiçbiri kavgaya tutuşmamışlar. Hatta konu o kadar önemlidir ki İmam Şafii İmam Azam’ın öğrencisi olduğu halde yoruma dayalı konularda Hocasından farklı hüküm verebilmiştir. Hocası İmam Şafiye neden benden farklı düşünüyorsun diye de herhangi bir serzenişte bulunmamıştır.
Günümüzde insanlarımız az biraz birbirlerinden farklı düşünseler konuştuklarında bir anda kavga hali olmaktadır. İnsanlarımız çok müsamahasız. Ondan dolayı olacak ülkem geneli yumuşak karınlarımızı iç ve dış art niyetliler kaşımakta. Bakınız çok değil otuz sene önce bu ülke sağ sol kardeşlerinin kavgasına şahit olduk. Bugün insanlarımız bundan hiç ibret almamış gibi davranmakta. Konunun önemini şöyle vereyim bu tahammülsüzlük o günlerde o seviyelerde ki o günün insanlarımızın basireti kapanmıştı. Aynı silahla hem sağdan hem de soldan adam vurulduğu halde basiretlerinin kapanması sebebiyle işin tehlikesini fark edipte kardeşlik noktasında bir araya gelememişlerdi. Ondan dolayı olacak o günlerde hem sağdan hem de soldan binlerce kardeşimiz bu vatana düşmüştü. Bir bilselerdi bu işlerin yurt dışı bağlantılarını. Konuyla ilgi olarak aynı şekilde Arnavutluk’ta da olanlar olmuştu. Arnavut Başbakanı o günlerde anlayamadığım bir şekilde ülkeye silah girmekte demişti.
İnsanlarımız birbirlerinden farklı düşünebilmeli. Bizler sağcısıyla solcusuyla, Alevi’siyle Sünni’siyle, Türküyle Kürdiyle ve Milli Görüşçüsüyle kardeşiz. Şu hiçbir zaman unutulmamalı ki farklıklarımız zenginliktir…