İsrail terör örgütü 1947 yılından beri Filistin halkının hem halkının refah ve mutluluğuna ve hem de topraklarına akıl almaz saldırılarda bulunmakta ve bu saldırıları yaparken de meşru bir eylem yapıyormuş gibi dünyaya bunu kabul ettirmeye çalışmaktadır. 

Belli ki, dünyadaki egemen güçler, ABD başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi Filistin halkına insan diye bakmıyor. Oysa kendi ülkelerinde kendi vatandaşlarından bir kişinin burnu kanasa ortalığı ayağa kaldırırlar.  

Batı diye tarif edilen bu ülkeler, medeni (uygar) dünyanın liderliğini kimseye kaptırmak istemeyen ülkelerdir. Bunların medeniyetten anladıkları tek şey sanayi ve teknolojik gelişmelerden başka bir şey olmadığı ortadır. 

Dil, din ve ırk ayrımı yaparak iç ve dış politikalarını bu çerçeve üzerine oturtmuş olan ülkelerin medeni diye tanımlanması, Filistin halkına yapılanlar karşısındaki tutum ve davranışları nedeniyle medeni tanımını asla hak etmedikleri açıkça ortadadır. 

7 Ekim 2023 tarihinden beri İsrail tarafından Filistin üzerine yapılan saldırılarda 35 binin üzerinde masum insan katledilmiştir. Yerlerinden yurtlarından kovulmuş, çoluk çocuk, genç ihtiyar kadın erkek demeden katledilen bu insanların paramparça olmuş kan revan içindeki cesetleri, yıkılmış hak ile yeksan olmuş evleri barkları bütün dünyanın gözü önünde değil mi? 

Dünyadan bu manzara karşısındaki tepkilere bakarsak birkaç cılız ses dışında İsrail’in bu saldırgan tutumuna dur diyerek bu soysuzluğu durdurmaya yetecek bir ciddi eylem söz konusu bile değil. 

Bırakalım dur demelerini adeta vur diyen egemen güçler, İsrail’in bu katliamlarını adeta destekliyorlar. Açıktan silah yardımları yapıyorlar. 

Hani dünya barışını korumak ve kollamak maksadıyla kurulmuş BM diye 192 ülkenin üye olduğu bir örgüt vardır, bu örgüt hangi dünyanın barışını koruyor çok merak ediyorum. 

İnsan hakları evrensel beyannamesi var, hangi insanların haklarını korumak için ise bu da ayrı bir merak konusu. 

Buradan açık ve seçik olarak anlıyoruz ki, dünyada mazlum milletlerin hak ve hukukunu koruyup kollayacak, onların sömürülmesini engelleyecek hiçbir etkin örgüt yoktur. 

Mevcut örgütler, gene egemen güçlerin mazlum milletlerin kendilerine karşı muhtemel ayaklanmalarını önlemeye yönelik örgütler olmanın ötesine geçmiyor.  

Bütün bu olanlardan sonra mazlum milletlerin, BM ler gibi paravan bir kurumdan derhal ayrılarak kendi savunma paktlarını kurmalarının zamanı gelmiş ve geçmektedir.  

Bunun için başı çekecek bir lider ülke gereklidir. Aksi taktirde sadece İsrail değil ABD ve Rusya başta olmak üzere ağır silahlara sahip ülkelerin egemenlikleri altına girmemenin başka bir yolunu bulamayacağız. 

15.05.2024 M.Sadullah SAĞLAM 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber