Birkaç gün önce mahallemde dolaşırken arkadaşlardan biri benden bir makalemi işsizlik ve fabrikalaşma üzerinde yazmamı istedi. Yazı bugüne nasipmiş.
Bir ülkenin kalkınması , ekonomik bağımsızlığı ve işsizlik sorununun çözümü fabrikalaşmadan geçmektedir. Bakınız gelişmiş ülkeler Almanya, Amerika ve Rusya gibi ülkeler ekonomilerinin gelişmişliğini fabrikalaşmaya borçludurlar. Bunu uyduda ki DMAKS kanalında nasıl yapılmakta?! Diye bir program var orada gördüm. Bu programda adamlar uçanın kaçanın fabrikasını yapmışlar. Aklınıza ne gelmişse kalem, bardak ve bilgisayar gibi aklınıza gelen her türlü maddenin fabrikasını yapmış ve buralarda binlerce evlatlarına iş imkanı vermişler. Bu fabrikalarda milyonlarca değerlerinde gelir elde edilirken ayrıca binlerce insanına da iş imkanı sunarak hem ekonomilerini düzeltmiş ve hem de işsizlik sorununa çözüm bulmuşlar.
Şu kesinlikle aklımızdan çıkartmamız lazım gelmektedir ki ekonomi fabrikalaşma olmadan çözüme kavuşması büyük bir hayaldir. Çünkü üretim olmadıkça ekonominin düzlüğe çıkması mümkün değildir. Üretim olacak. Üretilen mallar satılacak ve gelir elde edilecek. Bakınız Çin büyük bir adım atarak fabrikalaşmaya geçti. Ne oldu bugün Çin dünya de ekonomisi Amerika ve Almanya gibi bir ülke olmuş durumdadır.
Bugün ülkemizin işsizlik sorunu var. Bu sorun çözümü için gençlerimizi bir yerlere taşımamız lazım gelmektedir. Bunun içinde fabrikalaşmaya geçmemiz lazım gelmektedir. Burada devlet fabrika yapar mı yapmamız mı diye bir tartışmaya girmeyeceğim. Gelişmiş ülkelere bakarız onlar nasıl bu sorunu çözmüş. Onlardan örnekler alıp kendimize de bir yol haritası çizmemiz lazım gelmektedir. Daha başka nasıl bu sorunların üstesinden geleceğiz?!
Hem devlet eliyle fabrikalaşma yapacağız hem de ayrıca özeli teşvik etmemiz lazım gelmektedir. Özel teşebbüslere araziyi bedava vermek gibi alınan sigortalar ya alınmaması yada azaltılarak alınması gibi teşviklerle özele teşvik edilerek böylece özel eliyle de ekonomiye katkı sağlanabilir diye düşünüyorum. Daha başka nasıl çözülecek bu devasa sorunlar?!
Bu fabrikalaşma ayrıca İstanbul gibi metropol şehirlere göçün önüne de geçer diye düşünüyorum. Bugün ülkemin her şehrinden milyonlarca insanımız geçim derdinden dolayı İstanbul ve diğer gelişmiş şehirlere göç etmektedir. Daha dün İstanbul’un nüfusu beş altı milyonlukken bugün gelinen noktada bu göçler sebebiyle otuz milyona dayanmış durumdadır. Bu durum bugünde akıl tutulması bir şeklinde devam etmektedir. Eğer bu duruma bir dur diyemezsek yakın bir gelecekte İstanbul patlayacak. Dedelerimiz ninelerimiz nasıl bu sorunu çözmüş ona bakmamız lazım gelmektedir.
Bazı kardeşlerimiz inşaata gitsin çalışsınlar derler. Derler de bir matematik öğretmeni yada bir sağlıkçı yada bir hukukçu nasıl yapabilir derim. Herkes inşaatçı olamaz ki. Bizlerin iyi bir öğretmene iyi bir sağlıkçıya iyi bir mühendise yada iyi bir valiye yada iyi bir mütercime yada iyi bir maliyeciye ihtiyacımız var. Herkes inşaata gitsin çalışsın demek biraz doğru durmuyor. Tabi ki o iş de yapılacak. Fakat burada gençlerimizi okutup onları iş sahibi yapmamız sosyal devletin bir görevi arasındadır. Bu sorunun çözümü bu gençler hem ihtiyaç var olduğundan kamuya alınacak ve hem de fabrikalaşma gerçekleştirilerek ekonomi düzlüğe çıkartılacak ve işsizlik çözüme kavuşmuş olacak.
Uzmanlarla yaptığım görüşmelerde kamuya yaklaşık üç milyon evladımızın alımı yapılabilir diyorlar. Kamu ihtiyaç listesi çıkartarak her alanda gençlerimiz için alıma giderek evlatlarımızı değerlendirmeliyiz. Hem fakülte açacak hem de kamuya eleman alımı artık kısıtlı yapacağız anlayışı doğru bir düşünce değildir.
Günümüzde devletimizin gelirleri arasında büyük bir oranda vergiler gelmektedir. Ülkemizde vergiler esnaftan kazancının yüzde kırk beş oranında olması esnafı sıkıntıda bırakmaktadır. Esnafı rahatlatmamız için fabrikalaşma yaparak fabrikalarımız üretecek ve ihraç edilerek satılan mallardan elde edilen gelirlerle vergiler düşürebilir. Böylece esnafımızda vergiler düşmeye başlayacağından vergi kaçırma yoluna gitmeyerek vergilerini hakkıyla vermeye başlayacak ve bir nebze rahatlayacak sonuçta böylece devletimizin de kasası dolup taşacaktır.
Konum buraya gelmişken Rahmetli ERBAKAN Hocamızı anmadan edemeyeceğim. Rahmetli tam bir fabrika hastasıydı. İktidarda şunun şurasında altı yedi ay kaldı onlarca fabrikanın temelini atmıştı.
Reisimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’DAN tek dileğim vardır. Ülkemizin ve milletimizin geleceği için kamuya eleman alımının önünü açsın ve her ilimize iki üç tane fabrika kurarsak bu sorunlar çözüme kavuşur derim.
Güzel günler dileğiyle…