Yazılı ve sözlü basının bir kısmında ve sosyal basında,
Şüphesiz yaygın, yandaş, havuz medya da değil,
İşgalci, soykırımcı, sadece Filistin’in ve sadece müslümanların değil,
Bütün bir insanlığın baş düşmanı,
Tarihin derinliklerinden beri fitne ve fesadın adresi,
Lanetli ziyonist haydut çetesi İzrael’in başı, C. Başkanı Herzog’un,
C. başkanımız Sn. Erdoğan’ın daveti üzerine Türkiye’ye geleceği yazılmakta, söylenmektedir.
Biz buna inanmıyor, inanmak istemiyoruz.
Zira,
C. başkanımız, o zamanki başbakan sıfatıyla,
29 Ocak 2009 tarihinde, yani 13 sene önce,
İsviçre’nin Davos şehrinde, “Dünya Ekonomik Formu”nda,
Ziyonist eşkıya çetesinin o zamanki başı Şimon Perez ile bulunduğu tv. pıroğramında,
Önce Moderatör Davit İgnatius’a: “One minute, one minute, one minute... Olmaz!… Olmaz!” diyerek çıkışmış,
Ve sonra da ziyonist Şimon’a dönerek:
“Sayın Peres benden yaşlısın. Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin bu kadar çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Benim sesim bu kadar yüksek çıkmayacak; bunu da böyle bilesin. Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz! Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum. Ülkenizde başbakanlık yapmış olan iki kişinin bana önemli lafları vardır. .'Tankların üzerinde Filistin'e girdiğim zaman kendimi bir başka mutlu addediyorum' diyen başbakanlarınız vardır. 'Tankların üzerine çıkıp da Filistin'e girdiğim zaman kendimi mutlu addediyorum' diyen başbakanlarınız olmuştur ve bana sayılar veriyorsunuz. İsim de veririm, merak edenleriniz vardır belki. Şu zulme alkış tutanları da ayrıca kınıyorum. Çünkü bu çocukları öldürenleri, bu insanları öldürenleri kalkıp da alkışlamak, öyle zannediyorum ki o da ayrı bir insanlık suçudur. Bakınız burada bir gerçeği bir kenara atamayız. Ben şurada çok not aldım; ama bu notların hepsini cevaplayacak fırsatım yok. Fakat ben buradan sadece size iki söz söyleyeceğim.” demiş ve ardından konuşmasına devam ederek:
“Bir. Tevrat altıncı maddesinde der ki 'Öldürmeyeceksin!' (Yahudi inancının en kutsal metinlerinden biri olan On Emir'in 6. maddesini kastediyor.) Burada öldürme var. İki, bakın bu da çok enteresan, Gilard Azamonih, "İsrail barbarlığı zalimliğin de çok ötesinde bir şey", bir yahudi. Bunun yanında İsrail ordusunda askerlik görevini yapan Oxford Üniversitesi uluslararası ilişkiler profesörü Avi Şalom, İngiliz gazetesi Guardian’da şunu söylüyor: 'Haydut devlet vasfını kazandığını' belirtiyor.” Demiş,
Sn. Erdoğan pıroğramı terk edip çıkışta basın mensuplarına:
“Tepkisinin İsrail halkı ve Şimon Peres'e değil,
Söz hakkı vermeyen Moderatör'e olduğunu” söylese de ve Şimon Peres ise Erdoğan'ın bu sözlerini "Esef ile karşıladıklarını" belirtse de;
Ziyonist izrail işgal çetesinin başı Perez’e çok doğru söylemiş,
Başta mazlum Filistin halkı olmak üzere, bütün bir İslam aleminin yüreğine hitap etmiş, yanan yüreklere su serpmiş,
Müslüman alemde, “Filistin’in tek yardımcısı Şeriat devleti ve İslam Cumhuriyeti İran’dır” inancı, sempati ve yönelişi kırılarak, İran’ı bölgede yanlızlaştırmaya matuf, dünya Müslümanlarına, hususen İslam coğrafyasına rol model olarak İran değil de, Türkiye’nin alınması sağlanmış, laik demokratik bir ülke örnek olarak sunulmuştu.
Her halükarda o zamanki başbakan olarak kesin “noktayı” koymuş, izrail’in işgalci, çocuk katili ve zalim olduğunu belirtmiş, tavrını açıkça ilan etmişti.
Daha sonraları,
2018 Yılı sonlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
İstanbul'da düzenlenen Parlamenterlerarası Kudüs Platformu İkinci Konferansı'nda;
“ KUDÜS BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR,
Kudüs'ü savunmanın insanlığı savunmak, barışı, adaleti, bağımsızlığı savunmak olduğu inancıyla bu meseleye en güçlü şekilde sahip çıkıyoruz" demiş,
Yine ABD’nin “Yüzyılın Anlaşması” diyerek Kudüs’ü izrail’in başkanti yapma teşebbüsüne de;
“Sayın Trump, Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Filistin halkının yaraları kanamaya devam ederken, her gün hak ihlalleri, zulümler, baskılar sürerken İsrail’e destek mahiyetinde böyle bir kararın alınması, sadece uluslararası hukukun ihlali değil, aynı zamanda insanlık vicdanına da vurulmuş ağır bir darbedir” ifadelerini kullanmış,
“İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak bu konunun sonuna kadar takipçisi olacaklarını, bu yönde bir adım atıldığında 5-10 gün içinde İİT liderler zirvesini İstanbul’da toplayacaklarını açıklayarak; “Sadece bununla da kalmayacağız, bu liderler zirvesiyle beraber de çok daha önemli etkinliklerle tüm İslam dünyasını o zirvede hareketlendireceğiz. Zira sıradan bir olay değil bu olay. Amerika bütün işleri bitirdi de şimdi bu mu kaldı? DEAŞ’la da işi bitirdi, bu mu kaldı? Şu anda Netanyahu İsrail’de kendi içinde iç hesaplaşmalarını bitiremiyor. Biz kesinlikle son ana kadar buradaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Kaldı ki bu BİZİM DİPLOMATİK İLİŞKİLERİMİZİ İSRAİL!LE KOPARMAYA KADAR GİDEBİLİR” demişti.
Ne yazık ki, Kudüs ziyonistlere başkent yapılmış, işgal ve katliamlar devam etmiş, ne Kudüs ve ne de Filistin hakkında tek bir müspet adım atılamamış olmasına rağmen,
Sn. C. Başkanı’nın,
Gerek Davos’ta ve gerekse daha sonra ABD’nin Kudüs’ü ziyonist işgal çetesine başkent yapma teşebbüsünde söylediklerinin arkasında kararlılıkla duruyor,
Yerden göğe kadar haklı buluyor, O’nun da bu sözlerinin arkasında durduğuna inanarak,
Böyle bir davetin, bizden asla gitmeyeceğini,
Onlardan gelse bile kesinlikle reddedileceğini, asla yapılmayacağını, yapılmaması gerektiğini bekliyor, belirtiyor,
Ve bu canilerin, canibaşlarının Türkiye ziyaretini asla ve kata kabul etmiyor,
Ziyonist başını Türkiye’de İSTEMİYORUZ!
Bundan tam 14 yıl önce 12 Kasım 2007'de, katil İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'i TBMM'de ağırlayıp konuşturma ve ayakta alkışlama gibi bir tarihi hatanın bir daha işlenmeyeceğini düşünüyor, umuyor, bekliyoruz.
Ayrıca, bizim, Filistin’i ve bölge Müslümanlarının olan AKDENİZ DOĞALGAZINI GASPETMESİNİ reddediyor,
GASPETTİĞİ DOĞALGAZI TÜRKİYE ÜZERİNDEN PAZARLANMASINA yeşil ışık yakılmasını da asla ve kata kabul etmiyor, şiddetle reddediyoruz.
İşgalci, soykırımcı, kan içici vampirlerle bir NORMALLEŞME sürecini ise hiç ama hiç kabul etmiyor, şiddetle karşı çıkıyoruz..
Bir emperyalist küresel eşkıya pırojesi ve baskısı olan, İran’a karşı BAE, SUUD, Mısır, Bahreyn, Sudan ve Fas’ı içine alan Ziyonist İzrael ile NORMALLEŞME kervanına Türkiye’nin de katılması,
Tarihin en büyük hatası olur ve “One mınute” ve diğer, sözde de olsa çıkışların topyekün inkarı olur.
Başta milli ve manevi değerler konusunda hassas olduğunu söyleyen STÖ ve tamamı ise,
Hep susageldikleri birçok hayati mesele gibi, en hassas oldukları bu meselede ne yapacaklar?
Yine birtakım küçük kazanımlar nedeniyle, en büyüğü bile feda edecekler mi?
Türkiş, Disk, Hakiş, Kesk, Kamusen, Memursen, İhd, Mazlumder, İhh, Add, Çydd, Bv, İmh, Üo, Nao, Oo ve diğerleri.
SP ve YRP’nin tepkisini basından duyduk.
Henüz tepki vermeyen diğer tüm partilerin,
Son imtihanları!
Çok mühim sınavları!