Niye kadınlar günü var diyenler; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, haklarını istedikleri için öldürülen kadınları anmak için düzenleniyor. “Kadının toplum içinde daha güçlü olması için verilen mücadeleye katkı sağlamak amacıyla kutlanıyor.” Bırakında senede bir gün kadınlar günü olsun. “Dünyanın yarısı Kadın, diğer yarısı da Kadınların dünyaya getirip yetiştirdiklerinden oluşuyor.” Ama yine de erkek egemenliğine karşı, seslerini toplu olarak duyurmaya çalışıyorlar. Aslında bu çok üzücü bir durum… Tarih boyunca Erkekler kendi koltuk ve makam hırsları için, kendi yönetim düzenlerini kurup koruyabilmek adına; Kadınların toplum düzeni içindeki yaşantıları, giyim-kuşamları, davranışları üzerinden siyaset yaparak, kadınları oy malzemesi olarak kullanmışlar.
Kadınlar aslında; Binyıllardır uğruna savaşlar verilmiş, dünyayı şekillendiren, hayatı biçimlendiren, baş tacı yapılan, ‘’Muhteşem Varlıklar’’! Ama Erkek egemen toplumlarda kadınlar, toplumsal gelenek-görenek, inanç... üzerinden sürekli değersizleştirilmeye çalışıldığı ve kullanıldığı için; Kadınlar hep kendini ispat etme, toplumda kendisine bir yer edinme ve bu arada yaşamın her alanına katkı sağlama çabası içinde olmuşlar. Oysa ki; Ailesinin tüm ağırlığını sırtında hisseden, yükünü çeken, erkeklerin yaşadığı tüm sıkıntılara üzülen, katlanan, tüm sorunlara çözüm bulmaya çalışan kadınlar...Ne yazık ki; Tüm çabalarına rağmen yine de ezilen, üzülen, kırılan, dökülen, işkence gören, tacize uğrayan paramparça edilen kadınlar...
Her türlü kötülüğün yapılmaya çalışıldığı, baskılara, şiddete, küfürlere, iftiraya, aşağılanmaya... vb maruz kalan kadınlar... Savaşların ağlayanı yine kadınlar! Aslında kadının cismi var ismi yok yani Kadının adı yok...! Yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen zümrüdü anka kuşu gibi yeniden küllerinden doğan yine Kadınlar... Kadınlara yüklenen yük çok fazla. Kadın; En iyi yemeği yapmalı, En iyi anne olmalı, En sosyal Eş, En bakımlı, En fit, En iyi eş, En iyi evlat, En iyi çalışan… vb olmalı. Bu arada Kadının iş hayatında ve siyasette başarılı olması için en azından erkeklerden iki kat daha fazla çalışması gerekiyor. Toplum olarak, bütün bu yükleri kadınlara yüklemeyi bıraktığınızda belki kadınlar için özel birgün olmasına gerek kalmayacak.
Kadınlarımızın; toplumda hak ettiği yeri alıp, hak ettiği değeri görmeleri için, gereken düzeni sağlayabilme gücü kendilerinde mevcut... Aslında bir toplumun gelişmesi, değişmesi ve aile yapısının oluşması, şekillenmesi tamamen kadına bağlıdır. Kadın kendini ne kadar eğitirse ve geliştirirse; yetiştirdiği çocuklar ve o çocukların oluşturduğu toplumlar o kadar bilinçli olur ve sağlıklı biçimlenir. Kadınlar, lütfen diğer kadınlara destek olun. İşyerlerinde ve siyasette erkek yöneticileri desteklerken, bir kadının aynı koltuk için daha çok çalışmak zorunda kaldığını unutmayalım. Bir kadın başarılı olduğunda kendimiz olmuş gibi sevinelim. Çünkü ancak böyle birbirimize destek vererek, haklarımızı daha çok elde ederiz. Çünkü bizler birbirimizi desteklediğimiz zaman daha güçlü olacağız.
Türk Kadını bir çok Avrupa ülkesinden önce seçme seçilme hakkını almıştır. 5 Aralık 1934’te Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadınlara seçme seçilme hakkı tanıyan yasa Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde geçti. Bu vesile ile saygı ve rahmetle anıyoruz. Kadın her şeyden önce insandır. “Kadınlar İnsandır, Biz İnsanoğlu” diyerek, ne güzel söylemiş Neşet Ertaş. Kadınlara; kadın-erkek ayrımcılığıyla değil, insani değerlerle bakımız. Kadınlar; Toplumun Mimarlarıdır. Geleceğimizi şekillendiren toplumun en önemli yapı taşlarıdır. Kadın Annedir, Kadın Kızkardeştir, Kadın Evlattır, Kadın Ailedir, Kadın Emekçidir, Kadın Üretkendir...
Geleceğimizi şekillendiren her şeyin en güzeline layık olan; Geçmişte izi, bugünde emeği, gelecekte katkısı asla inkar edilemeyecek olan, toplumun mihenk taşı kadınlarımız için; “Bir gün değil her gün kadınlar günüdür.” Çünkü her kadın emekçidir. Her kadın kendi hikayesinin kahramanıdır.