İnsanlık belki de tarihin en karanlık dönemlerinden birini yaşamaktadır. Bazı kişiler bizler için bek iyi olmayan hayaller ve düşler peşinden koşmaktadırlar. Bu düşleri kurarken mevcut olan askeri ve bilişsel orduları kullanmaktan çekinmiyorlar. Bu sayede zihinleri ve davranışları değiştirip kendi düşünce ve hayallerin gerçekleştirme peşindeler.
Onlar kanlı düşler peşinde koşarken ‘’bizler ne yaptık ya da yapıyoruz?’’ gibi sorularla kendimizi sorgulamalıyız.
Milyonlarca insanı zorla, zorbalık ve zulümle aşağılandığında bizler neredeyiz ya da bunlara dur diyen yok mu?
Milyonlarca insan işiyle, rızkıyla tehdit ediliyorken kimin sesi çıkıyor ya da neden sesimiz çıkmıyor?
Olmadan önce salgının bir tiyatro olduğunu belgelenmesine karşın, insanlığa açılan biyolojik savaşa karşı ne yaptık?
Bu ve benzeri birçok insanın ölümü ve gelecekteki kalp krizlerinin kimin sebep olduğunu bildiğimiz halde neden kimseden ses çıkmıyor?
İnsanlar salgın tiyatroları yüzünden yakınlarının cenazelerini görmeden toprağa koydular. Akraba ilişkilerini soğuttular kim ne yaptı?
Birçok hayvan hastalıkları çıkartılarak birçok hayvanı yok ettiler. Belki bunlara karşı durabildik mi?
Karbon ayak izi diyorlar. Bu karbon ayak izleri ile gelecekte bütün insanlığı izlemeye amaç edinen bu kanlı düş sahiplerine karşı ne yapılıyor?
İklim değişikliği adı altında geliştirdikleri teknoloji ile yapay depremler, seller ve benzeri olaylara sebep olan çeteye karşı nasıl duracağız bir düşüncesi olan var mı?
Yani salgınlar ve değişik yapay doğal afetler üreterek insanlığı bir şekilde istedikleri aşıyı yaptıranlar aynı zamanda GDO lu bozulmuş gıdalarla insanlığa yön vermekte olan kanlı düş görenlere karşı biz neredeyiz ve ne yapıyoruz? Yada uyumaya devam edip sıranın bize gelmesini mi bekliyoruz?