Kiliseler Dolup, Dolup Taşmakta…

rahman_ayhan61@hotmail.com

06 Ağustos 2022, 11:03

Tiflis gezimin üçüncü gününde
Yine
Otelden çıktıktan sonra
Arkadaşım,
Burak Memiş Kibar’la buluştum…
Ancak
Şunu belirtmeden geçmeyeyim
Bize göre
Gürcistan çok pahalı geliyor…
2 kişilik kahvaltı
50 Lari tutuyor ki,
Bu da 350 TL kadar ediyor…
Her yerde olduğu gibi
Buralarda,
Arap turistten kaynıyor…
Otobüs,
Tren ve otellerde yer bulursanız
Çok şanslısınız demektir…
Neyse
Gezimize geri dönelim…
Bu sefer hedef,
Tiflis’in
40 KM uzağında,
İlk yerleşim
Ve
İlk başkent olan yerini gezmek…
MÖ bile tarihi kayıtlarda
Geçmiş olan Tiflis,
Her dönem
Revaçta bir kent olmuştu…
Kura ve
Aragvi Nehirlerinin birleştiği yerde kurulan
Mtsheta
Gürcistan’ın ilk kurulan
Kenti olma özelliği taşımaktadır…
Gürcüler
MS 317 yılında burada
Hıristiyanlığı kabul etmiş
Ve
Ondan sonra
Savaşçı bir millet olduklarından,
Hıristiyanlığın
En savunucusu olmuşlar…
Bir kaleyle çevrili olan Mtsheta
Antik kentinin içinde
Halen faal durumda olan
2 tane kilise var…
Bunlardan biri Svetitshoveli Katedrali,
UNESCO
Dünya mirası yapılarındandır…
Günümüze gelene kadar
Birçok defa
Tadilat edilmiş olsa da,
İlk defa
4. YY yapıldığı bilinmektedir…
Birçok Kralın mezarı
Bu kilisenin etrafındadır…
Yine
Bu kilisenin içinde
Bir ölüyü anma merasimine denk geldik…
Burada
Ölülere çok saygı duyulmakta…
Aile bir araya toplanıp
Kiliselerde sürekli ölüler anılmakta…
İçki içerken
Ölünün ruhuna,
“Şerefe” denilip, kutsanmakta…
Kiliseler
O kadar dolu ki,
Sürekli
Ayin ve ibadet edilmekte…
Nişan, düğün ve
Hatta
Kız isteme merasimleri bile,
Kilisede yapılmakta…
Çocuk, genç, yaşlı Gürcüler,
Kiliseleri ikinci adres olarak görmekte…
Fresk ve
İkonların canlılığı
Gözden kaçmamakta…
Buradan çıkarak
Hemen 100-150 metre ilerde olan
Samtavro Manastırına gittik…
Yine
UNESCO Dünya mirası içinde olan
Burada da,
Yoğun bir kalabalık
Gürcüler ibadet etmekte…
Rahibeler,
Tamamen çarşaf giymiş
Ve
Vücutlarını baştan aşağı örtmüşler…
Fakat
Fotoğraf ve
Video çekimi yapmamızı istemiyorlar…
Bu doğa harikası,
İki nehrin birleştiği tarihi
Ve
Eski kentten ayrılarak tekrar,
Tiflis merkeze geldik…
12 yıl önce
İlk defa Tiflis’e geldiğimde
Burada kaldığım 15 gün boyunca
Her gün
Zevkle gelip, gezdiğim,
Kuru Köprü etrafında kurulan
Antika Pazarına geldik…
Genellikle yaşlı
Erkek ve kadın Gürcü insanları,
Her gün
Sabah gelip akşama kadar,
Burada antika eşyalar satmaktalar…
Para kazanıp,
Akşam evine bir ekmek götüren
Kendini şanslı görmekte…
12 yıl önce gördüğüm
Perişanlık ve fakirliği şimdi görmedim…
Ekonomik olarak
Biraz daha,
İyi konumda olduklarını gözlemledim…
Turizmden iyi kazanıp,
Gelirlerini oldukça
Artırdıklarını düşünüyorum…
Buradan
Alış veriş yaptıktan sonra Burak,
Bir futbol menajeri ile
İrtibata geçti…
Uluslararası menajerlik lisansı olan
Kartlos Rukaya ile buluşup,
Beraber yemek yedik…
Elinde
Onlarca profesyonel futbolcunun
Lisansı olan menajer,
Türkiye Süper ligi ve
1.ligden takımlara futbolcu satmış…
Bu futbolcuları pazarlayan
Menajer,
Onlardan % 20 komisyon almakta…
Elinde
PSV Eindhoven’da bile
Direkt oynayan futbolcu var…
Bize
Türkiye liglerine
Pazarlayacağımız futbolcular için
Beraber çalışmamızı teklif etti…
…
Tarihi ve
Turistik bölgeleri çok olan
Tiflis,
Kent olarak çok güzel bir konumda…
Ancak
Gürcü Larisinin
7 TL yapması bizim buralarda gezmemizi
Çok zorlaştırmakta…
Akşam
Batum’a araba bulmak çok zor…
Ek sefer yapan
Bir minibüste yer bulunca
22.00’de oradan çıkıp
Sabah 04.00’te Batum’a geldik…
10 saat süren gidişimiz,
Hızlı bir kaptanla 6 saate düştü…
Ancak
Gece yarısı 01.00 olduğu halde
Yüksek sesle
Müzik dinleyen kaptan,
Stresimizi tavan yaptırdı…
Birçok sefer uyardığım halde
Umursamayıp,
Teybi kapatmadı…
Artık
Öyle sinirlenmiştim ki,
“Lan yavşaaaaaaaaaaaaaaakkkkkkkk
Yeter,
Kapat şunuuuuu” diye,
Olanca gücümle bağırdım…
Sesime
Ben bile korktum
Onun korkmaması mümkün mü?
Hemen
Teybi kapatınca,
Yolcular huzurla uykuya daldı…
…
Batum’da
İş İnsanı Günhan Üçüncüoğlu
Ve
Türkiye
Gürcistan İş Konseyi Başkanı Osman Çalışkan ile
Yaptığım görüşme
Bir dahaki yazıma kaldı…
Şimdilik hoş kalın,
Hoşça kalın…