Makalelerimde
Bir türlü
KTÜ’den çıkamıyoruz…
Buradan 
Emekli olduğum için
Yoğun bir şekilde
Yapılan olumsuzlukları,
Dillendirmem istenmekte…
Koskoca 
Eğitim kurumunda
Herkes
Birbirinin ayağını kaydırma 
Derdine düşmüş,
İnsanlar birbirine güvenmiyor…
Huzursuz,
Mutsuz insanlar,
Yoğun yaşamış oldukları
Bu duygularını işlerine yansıtıyor…
KTÜ’deki memur ve
Akademisyenler,
İlk defa
Atama ile gelen rektörün
Ve
Onun atadığı yöneticilerin
Yaptığı yanlışlara
Ses çıkaramadığı için,
Onu oraya atayan hükümetin partisine
Oy vermeyerek,
İktidarı cezalandırmışlardı…
Yoksa
% 65’in üzerindeki oyun
% 51’in altına düşmesi,
Gemiyi
En son terk eden Trabzon için
Söyleyecek laf bırakmaz…
Biliyorsunuz,
Geçen günkü makalemin başlığı
“KTÜ’de
Performans Değerlendirme” idi…
Bu makale olay olmuş,
Yoğun bir şekilde
Siyasetçilerden,
Memur,
Amir ve bürokratlar tarafından,
Telefonla aranmıştım…
Arayanların çoğunluğu
Yapılan bu uygulamaya şaşırarak,
Demokrasi dışı ülkelerde
Uygulanan bu sistemi,
Uygulayanlara köpürüyordu…
Ne kadar zor bir olay
Şeffaf olup,
İnsanları memnun etmek…
Akşam olunca,
Telefonumun
Sesini kısarak uyumuştum…
Gece kalktığımda telefona bakınca,
Bir mesaj görmüştüm…
Mesajı atan,
Dürüstlüğüne güvendiğim
Eski Koru Tesisleri Müdürü,
Yeni Protokol Müdürü
Öğr. Gör. Mustafa Tonyalı idi…
Geçen günkü yazdığım makale için
“Belki bilmiyorsundur,
Performans Değerlendirmeyi
Biz yürütüyoruz…
Bu yazıyı yazmadan önce
Bana uğrayıp
Kahve eşliğinde sana 
Bu uygulamayı anlatsaydım” diye,
Bana hayıflanarak yazmış…
İsterseniz
Fen Fakültesi
İstatistik Bilgisayar Bilimleri Bölümü
Öğretim Elemanı olan
Öğr. Gör. Mustafa Tonyalı’dan
Sizlere biraz bahsedeyim…
Beraber çalışmakla
Ve
Onu tanımakla 
Mutluluk duyduğum hocam,
Koru Tesisleri Müdürü olduğunda
Gecesini, gündüzüne katmış,
Yoğun paranın döndüğü
Bu müdürlükte,
Dürüstlükten hiç taviz vermemişti…
İstese
Kısa zaman içinde
Epey palazlanabilirdi…
Ancak
Tüyü bitmemiş yetimin hakkı 
Olarak gördüğü,
Devletin ve milletin parasına
Bırakın el uzatmayı,
Görevi bırakana kadar
Kimseye kem gözle baktırmadı…
Benim başıma
Gelen bir olay da bunun bir kanıtıydı…
Memurken
Bir seçimde sandık başkanı olarak atanmış,
Kırsal bölgede oturduğum için
Sabah sandık başına
Gelmem mümkün değildi…
Kimsenin evinde de
Rahat edemediğim için
Koru Tesisleri Müdürü
Mustafa Hocaya
“Hocam,
Seçimde görevliyim,
Koru Tesislerinde kalıp
Sabah erkenden
Sandık başına gideceğim” deyince,
“Rahman,
Koru Tesislerinin ücreti bu kadar,
O ücreti ödemen gerek…”
“Hocam,
Dediğiniz o ücret
Benim alacağım paradan daha fazla…
Her iki görevde kamu görevi,
Kalacağım yere
Ben para veremem” dediğimde,
İstese
Bütün odaları
Ücretsiz verebilecek yetkiye sahip hoca,
Benim paramı cebinden ödeyip,
Koru otelde kalmamı sağlamıştı…
Tabi
Böyleleri ne yazık ki,
Çok sevilmiyor…
Yeni atanan rektörün ilk 
İşlerinden biri
Onu o görevden almak olmuştu…
Yoğun tepkilere maruz kalınca,
Protokol Müdürlüğü diye
Uydurma
Bir müdürlük kurup,
Mustafa Hocayı başına atamış ve
Tepkileri savuşturmuştular…

Gençliğimde
Bir kitap okumuştum,
Aklımda kaldığı kadar, anlatayım…
“SSCB’de doğan Dimitri,
Çocukluğundan beri
Komünist Partinin içinde olmuş,
SSCB ve dünyanın
Komünistlikle kurtulacağına inanmıştı…
Partinin her etkinliğinde
Ön sıralarda yer alıyor,
Hayatının
En önemli zamanlarını
Orada geçiriyordu…
Komünist parti,
Ailesinin bile önündeydi…
Yavaş yavaş
Basamakları çıkarak,
Komünist Partisinin Genel Sekreteri oldu…
Her toplantıda
Birkaç kişinin partiye ve
Ülkesine bağlılığını ölçüyor,
Çapraz sorguda
Bu bağlılıkta sınıfta kalanları
Kurşuna diziyorlardı…
Bu sorgularda
Genel Sekreter olarak
Bizzat kendi de oluyordu…
Bir toplantıda üyelerden biri,
“Yoldaş 
Dimitri’de sorgulansın” deyince,
Hemen
Gizli servis elemanlarınca
Tutuklanıp götürülmüştü…
Çapraz sorguda
Ülkesine,
Partisine bağlılığı ölçülüyordu…
Akrabalarından,
Komşularından,
Partiye ihanet edenleri yanına getiriyorlar,
Onun gözü önünde
Kurşuna diziyorlardı…
Yüzünde
Acıma veya
Üzüntülü bir durum görülmüş olsa
Onu da kurşuna dizeceklerdi…
Fakat
Bir sürü acıklı ve
Olumsuzluktan sınavı geçmiş,
Parti başkanının
“Tamam
Görevinin başına geçebilirsin” sözüyle,
Görevine dönüyordu…
Başka bir toplantıda
“Yoldaş Dimitri’de sorgulansın”
Denilene kadar,
Görevine devam edecek,
Herkes
Birbirini denetleyecekti…

Yine
“KTÜ’de
Performans Değerlendirme”
Makalemden sonra 
Telefonumdan aranmıştım…
Arayan,
Üniversitedeki çok neşeli bir arkadaştı…
“Ağabey,
Birkaç gündür gülmekten öliyrim”
“Hayrola neden?”
“Biliyorsun ben
Çok neşeli biriyim…
İnsanları
İnsan olduğu için severim…
Bana,
Ahmet, Mehmet,
Hasan, Hüseyin, Leyla için
Performans 
Değerlendirmesi yapacaksın dediler…
İçimde 
İnsanlık sevgisi olduğu için
Hepsine en üstten puan verdim…
Ancak
Bana puan veren yavşak,
En düşük notu vermiş…
Meğer
Birçoğu kendine rakip olmasın diye
Hep öyle yapmış,
Ben ne kadar kerizmişim…”
“Peki
Şimdi olsa 
Yine aynı notu verir misin?”
“Ne gezer,
İçimdeki insanlık sevgisini bitirdim,
Hepsine sıfır veririm…”

Gençliğimde
Okumuş olduğum
Komünistliği anlatan kitaptaki ile
Bu yapılanın
Bir farkı var mı?
Peki
Siz buna ne dersiniz?

12.05.2024
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber