“ ÇOCUKLARIMIZIN DÜŞLERİ, GENÇLERİMİZİN GELECEĞİ İÇİN  AKLIN VE BİLİMİN IŞIĞINDA HALK İRADESİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ”

O meclis ki emperyalizme karşı bağımsızlık savaşını yönetti.  Açıldığı tarih 1929 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından halk egemenliğini sonsuza kadar koruyacaklarına olan inançla çocuklara bayram olarak armağan edildi.
Bugün resmi makamlarca günün anlam ve önemine dair beylik laflar edildi-ediliyor, törenler, programlar düzenlendi-düzenleniyor. Çocuk sevgisi ve değeri üzerine cümleler kuruldu-kuruluyor. 
Ancak ortada yaman bir çelişki, büyük bir tutarsızlık ve samimiyetsizlik var. 105 yıl sonra açılışı bayram olarak çocuklara armağan edilen mecliste çocuklara bir öğün sıcak yemek için verilen önerge iktidar oylarıyla reddedildi. Ülkenin çocuklarına bir öğün sıcak yemeği çok gören bir anlayışın bugün sarf ettiği sözlerin zerre kadar inandırıcılığı ve değeri bulunmamaktadır.
     Yıllardır sermayeye teşvik üstüne teşvikler, vergi muafiyetleri, kurtarma paketleri çıkarılıyor.  Ama 2025’in Türkiye’sinde her 3 öğrenciden 1’i okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapamıyor. Her 5 öğrenciden biri haftada en az bir gün yatağa aç giriyor. Her 100 çocuktan 87’si yeteri kadar et, tavuk veya balık gibi protein kaynaklarını, her 100 çocuktan 42’si yeteri kadar peynir ve yoğurt tüketemiyor.
Ülkemiz çocuk işçiliğinin hükümet marifetiyle teşvik edilip desteklendiği, çocuk emeğinin ucuz işgücü olarak sömürüldüğü bir ülke haline getirildi. Son 11 yılda okulda olup eğitim alması ve oyun oynaması gereken tam 742 çocuğumuz iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti. 
Türkiye “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller” yetiştirme idealinden kindar ve dindar nesil yaratma yolunda tüm devlet olanaklarının kullanıldığı; çocuklarımızın tarikat ve cemaatlere ait vakıf yurt ve okullarında istismar edildiği ve yanarak can verdiği, bizzat MEB tarafından tarikat ve cemaatlerin STK olarak görüldüğü, aklın ve biliminin dışlandığı çağdışı bir anlayışın hakim olduğu bir ülke haline getirildi.
Okullarımız nitelikli-niteliksiz-proje okul adı altında tasnif edildi. Sürekli değişen ve eğitimde esas kılınan sınav sistemleri temel amaç haline getirildi. Eşit, nitelikli, bilimsel, parasız, laik eğitim hak olmaktan çıkarıldı. Eğitim büyük ölçüde özelleştirildi. Üniversiteler bilimsel bilgi üreten eğitim kurumları olma kimliğinden kadrolaşma anlayışına kurban edilerek uzaklaştırıldı. Gençler derin bir ümitsizlik, geleceksizlik, belirsizlik ve yoksulluk girdabına sokuldu. 
Bardak taştı! Halk iradesine, egemenlik hakkına sahip çıkıyor!
19 Martta Anayasal seçme ve seçilme hakkı gasp edilerek halk iradesine yönelik darbe karşısında toplumun hak, hukuk ve adalet arayışı kuvveden fiile dönüştü. Büyük ozan Nazım’n dizelerinde dile getirdiği “Topraktan öğrenip, kitapsız bilen” Yozgatlı çiftçimiz “ Turp ile şalgam ile devlet yönetilmez. Devlet hukuk ile adalet ile yönetilir “ diyerek kimin efendi olduğunu gösterdi, asıl olanın halk olduğunu hatırlattı. Biliyoruz ki bu topraklarda umut bitmez. Halktan asla umut kesilmez! 
Gençler, üniversitelerde memleket bizim, gelecek bizim dediler. Liseliler, “projeniz değiliz, öğretmenime dokunma”  diyerek eğitim haklarına sahip çıktılar. Her biri birer cihan parçası gençlerimiz-çocuklarımız ile ne kadar iftihar etsek azdır. Gençler, çocuklar sadece alınlarınızdan değil tertemiz avuçlarınızdan öpüyoruz. 
Bilinsin ki üniversitelerde, liselerde gençlerimize yönelik her türden hukuksuz baskı ve soruşturmaların karşısında, dün olduğu gibi bugün ve yarın da gençlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.
Çocuklarımızın doyasıya güldüğü, oynadığı, o taze meraklarının peşinden gidebildiği, eleştirel düşünceye dayalı, bilimsel, nitelikli bir eğitim aldığı, gençlerinin siyasi, ekonomik çıkarlara ve ranta kurban edilmediği, eşit, özgür, barış içinde, onurlu bir geleceği mutlaka kuracağız.
Halkın iradesine yönelik darbe girişmelerine ve halka ait egemenliği gasp etme heveslilerine karşı tarihin geri döndürülemeyeceğini, halkın kendi egemenliğine ve iradesine sonuna kadar sahip çıkacağını bir kez daha ifade ediyoruz.
Meşruiyetin ve egemenliğin kaynağı olan halkın kendi kendini yönetme hakkının korunması ve geliştirilmesi için katılımcı, şeffaf, halkın emeği, alın teriyle yaratılan değerlerin, kamusal kaynakların halkın ortak yararına kullanıldığı yeni bir toplumsal düzeni kurmak için birlikte mücadele edelim. 23/04/2025

Muhammet İKİNCİ
     Şube Başkanı


 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber