Budapeşte’ye
Hazırlıksız geldiğimden
Ve
Burası çok soğuk olduğundan,
Soğuktan 
Çok etkilenmemek için,
Mont almak zorunda kaldım…
Yeni montumu giyince
Artık
Daha rahat olmuştum…
Yağışsız fakat
Soğuk bir hafta sonu gününde,
Yaklaşık
3 saat kadar yürüyerek,
Tuna Nehrine gelmiştim…
Gürcistan’daki gibi
Macaristan’da da,
Köprüler üzerinde ne heykeli varsa,
Onun ismi ile anılmakta…
Maymun Köprüsü,
Aslan Köprüsü,
Fil, Eşek Köprüsü gibi…
İşte
3 saat kadar 
Yürüdükten sonra,
Tuna Nehri üzerinde
Ejderha Köprüsüne gelmiştim…
Buradan
Şehrin görüntüsü mükemmel…
Parlamento binası,
Budapeşte Kalesi
Ve
Budapeşte manzarası
Buradan hayranlıkla izleniyor…
Tuna Nehri
O kadar debiyle akıyor,
O kadar büyük bir alanı kaplıyor ki,
Hayranlıkla seyrettim…
Nehrin üstünde
Yüzlerce tekne ve gemiler
Turistleri gezdirip,
Taşımacılık yapıyorlar…
Önce
Bu kadar büyük bir nehir olduğunu,
Fark edememiştim…
Çünkü
Nehrin tam ortasında olan
Büyük bir ada
Nehri ikiye bölmekte…
Ben gelmeden iki gün önce
Tuna Nehri taştığı
Ve
Etrafındaki yerleşimlere
Su baskını olduğundan,
Bu adada da
Sel baskını olmuş,
Buraya giriş çıkışlar yasaklanmıştı…
Bu adanın,
Her iki tarafından akan nehir suyunun,
İki farklı 
Nehir olduklarını sanırsınız…
Fakat
Köprünün öte tarafına geçtiğinizde
Durumu anlıyorsunuz…
Denize kıyısı olan
Ve
Denizle iç içe 
Şehirde yaşayan biri olarak,
Hayranlıkla
Tuna Nehrini seyrettim…
Budapeşte
Dünyadaki ışıklandırılmış
En güzel
Üç şehirden birisidir…
Geceleri
Budapeşte sokakları
Işıl ışıl aydınlanmaktadır…
Budapeşte gecelerini
Ve
Gece hayatını görmek için
Her yıl milyonlarca turist
Buraya gelmektedir…
Tuna Nehrinin kıyısında,
Yüzlerce tekne
Kenarlara çekilmiş olarak duruyor…
Guruplar harici
Diğer turist
Ve
Kişileri gezdiren tekneler
Akşam saat 20.00’den sonra başlıyor…
Gece
24.00’e kadar
Tekne turları devam edip,
Gece ışıkları eşliğinde eğleniyorlar…
Macaristan’da da,
Finlandiya,
Rusya,
Ukrayna gibi caddeleri çok geniş
Ve
Rahat ulaşım var…
Sürücüler,
Yayalara karşı öyle nazik
Ve
Saygılılar ki,
Bizde söylenen
“Öncelik yayanın” sözünü,
Sözde değil,
Özünde yaşıyorlar…
Geniş yollar,
Yaya yolu, bisiklet yolu,
Araba yolu ve
Tramvay yolu diye,
Dört bölüme bölünmüş durumda…
Herkes
Kurallara uymakta
Ve
Yollarda insanlar mutlu…
Yine
Finlandiya ve
Ukrayna’da gördüğüm bir şeyi,
Aynen burada da gördüm…
Kadını, erkeği,
Yaşlısı, genci,
Çocuğu, engellisi ile
Bütün millet spor yapmaktadır…
Binlerce kişi koşup,
Yürüyüş yapıp,
Bisiklet sürmeye devam ediyor…
Sağlık için
Spor yaptıkları için
Hem sağlıklı,
Hem uzun yaşamakta
Ve
Hem de çok genç gösteriyorlar…
Biz Müslümanlar
Kadere yürekten inanırız…
Halbuki,
Yüce Allah cc,
Kuran-ı Kerim’in
Isra Suresi 13. Ayetinde,
“Ve biz,
Her bir insanın kaderini,
Kendi çabasına bağlı kıldık” demektedir…
Onlar spor yaparken
Biz ise,
“Kaderimizde varsa 
Olacak” diyerek Yomra’ya gidip,
Uçaktaki Terminal Pidenin
Çok nefis ve
Lezzetli pidelerinden yiyip,
Aşağı yatıyoruz…
Spor yapma kültürümüzde
Olmadığı için,
Bütün vücudumuz yağ bağlıyor
Ve 
Erken yaşta gittiğimiz için
Buna “Kader” diyoruz…
Haşa Allah cc onlara
Torpil mi yapıyor?
Bu mümkün olmadığı için
Spor yapmayan,
İnsana karşı nezaket bilmeyen
Ve 
Trafik kurallarına uymayan
Bir toplum olarak,
Az bir ömür yaşamaktayız…
Bu duygularla,
Hoş kalın, hoşça kalın…

05.10.2024
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber