UEFA Avrupa ligindeki grubunda averajla ikinci sırada olan Trabzonspor, üçüncü ve aynı puanı olan Monaco ile üçer puana sahipler. Bu durumda Monaco deplasmanında bir galibiyet, olmazsa bir beraberlik Trabzonspor adına büyük avantaj sağlayacaktı, bu umutlarla güle oynaya gittik Fransa’ya fakat;
Monaco deplasmanında maçın favorisi doğal olarak ev sahibiydi ancak, Trabzonspor olarak taraftarın bir umudu var mıydı? vardı! lakin daha maçın 10. dakikasında Maxi Gomez yaptığı akıl almaz hareketi nedeniyle kırmızı kart görerek bu umudumuzunda içine etti.
Bu kırmızı kartın üç dakika ardından Monaco golü buldu ve daha kırmızı kartın şokunu atlatamadan Trabzonspor bu golü yiyince, üzüntü ve şokumuz dahada katmerli oldu maalesef. Bundan faydalanan Monaco, Trabzonspor’un üzerine üzerine gelerek oldukça baskı kurdu, pozisyonlarda buldu ancak bulduğu pozisyonları değerlendiremediler çok şükür.
Maçın başından beri hiç susmayan Trabzonspor taraftarı, övgüye değer bir katkı verdi takımlarına, Trabzon’dan binlerce kilometre uzakta, bu kadar güzel organize olmak ve hiç susmadan takımını desteklemek, hemde 10 kişi kalmış ve 1-0’da mağlup durumda olan takımını desteklemek, bu takıma inancı ve sevdasını göstermektedir.
Daha maçın ilk devresinde maçın sonuna değin, maçın en iyisi Trabzonspor taraftarıydı diyesim var vede öyle olacak gibi.
Maçın ilk devresi sona ermeden Monaco bir penaltı atışı kazandı, bu atışı 45+2’de gole çeviren Monaco devreye 2-0 önde gitti maalesef. Tam devre böyle 1-0 bitse hoca ikinci devre için değişikler yapacak, bir umut diye düşünürken bu penaltı ile resmen duygu çöküntüsü yaşadık.
Maçın ikinci devreside ilk devrenin kopyası gibiydi, 55.dakikada üçüncü golü yedik 3-0 mağlup durumdayız ve oyuncu değişikliği yaptı hoca, hocam kusura bakma ama takım kadar sende formsuzsun, ilk devre 2-0 mağlup kapadın ve bir eksik oynuyorsun, sahada gezinen oyuncular var ve ikinci devreyede aynı kadro ile çıkıyorsun, yapma be hocam yapma bunu, ne o, akıl tutulması mı yaşıyorsun.
Denswil, Bardhi ve Yusuf Yazıcı sahada geziniyor, hoca benim gibi izliyor, maçın 70.dakikası gelmiş takım 3-0 mağlup fakat, takım halen yan pas, geri pas ve yavaş futbol oynuyor, hocada benim gibi seyrediyor.
Oyuncu değişiklikleri takımı biraz hareketlendiriyor, Bakasetas golü buluyor, skor 3-1 olunca acaba hoca keşke diyor mu? diye düşünmeden edemiyorum, muhakkak diyordur, diyordur da, sonraki pişmanlıklar para etmiyor.
Yukarda da belirttim maçın sonuna değin ifadesi kullandım, maçın sonu yaklaştı ve aynı fikirdeyim, bu akşam sahanın en iyisi taraftarımızdı, bu maça dair taraftar her şeyi yaptı sadece gol atmadı o kadar, tebrik ediyorum sizi bordo mavi gönüllüler. Hoca ve oyuncular bu maç İçin taraftardan utanmalı ve özür dilemeli.
Bir çift lafta maçın Gürcü hakemine söylemek istiyorum, hakem Kruashvili belliki Türk, dolayısıyla Trabzon’u sevmeyen bir tipti, Trabzonspor’un bazı pozisyonlarda hakkını yediği gibi, bir penaltısınıda vermedi, yetmedi maç boyunca Trabzonspor’un faül olsun, taç atışı olsun, duran bütün toplarında az geri, az ileri diye zaman geçirterek sinir bozdu. Adam sanki kadastro memuruda, parselasyon yapıyor, o kadarki milimetrik davranıyor ama sadece Trabzonspor’a karşı, yazıklar olsun be ne diyeyim.
Trabzonspor camiası olarak üzücü olan bu geceyi, bu gecede bırakarak fakat, çokça ders alarak unutmalıyız, dünyanın sonu değil moral bozmayada gerek yok, daha koskoca lig var önümüzde, buradaki başarıya açız aç, bunu bilerek ve hesap ederek, ona göre davranalım.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)