Trabzonspor yine bir İstanbul deplasmanında, bu kez Pendikspor ile karşılaşıyor.
Maşallah bu İstanbul deplasmanları bitmek bilmiyor. (bu konuda fikrim sabit, taraftarsız, statsız ve ekonomisi çok az olan ilçe, semt yada şirket kulüplerin, ligimizin kalitesi ve marka değeri açısından, mümkünse ligde olmaması gerekiyor.)
Herkes gördü, bende gördüm ve rahatsız oldum ve oluyorum!
Merak ettim sizden rahatsız olan yok mu?
Neden mi?
Pendik mücadelesinin oynandığı stat oldukça küçük ve tribünleri olmayan bir stat. Kale arkalarında az sayıda taraftar alabilecek tribünlerden oluşan, karşı türbin diye tabir ettiğimiz kısımda tribün olmadığından büyük büyük, koca koca ve rengarenk afişlerden oluşan reklamlar asılmış, maç mı izledik reklam tünelinden bir geçitle reklam mı izledik belli değil.
Ayrıca yayıncı kuruluş görüntünün bakış açısını biraz genişlettiğinde, stat dışındaki mahalle apartmanlarından görüntüler neredeyse stadın içinde gibi duruyor. Kadının evinin balkonuna astığı çamaşırı bile görüyoruz, Allah aşkına bu görüntüler bir tek beni mi rahatsız ediyor.
Ben ligimizde olmaması gereken takımlar derken işte bu ve buna benzer görüntülerin, ligimizin kalitesini ve marka değerini düşürdüğünü söylemeye çalışıyorum.
Hele de gündüz maçı ve takımlarda kötü oynuyorsa, sanki 1. amatör kümeden bir maç izliyormuş havasında maçı izliyoruz.
Neyse bunlar başka bir konu!
Abdullah hoca içeride son oynadığımız Hatayspor müsabakasında, iyi futbol oynayan ve kazanan kadroyu bozmayarak, Pendikspor maçına ayın 11’i sahaya sürdü.
Yukarıda saydığım kaliteyi düşüren bütün unsurlara binaen, gece maçlarını oynamaya alışmış büyük takımların konsantre olamamasına da sebebiyet vermektedir. Ki bu maçta da bunu yaşadık. Trabzonsporlu oyuncular maça iyi başlayamadılar, ilk yarının büyük bir bölümünde sadece atmosfere adapte olmak için mücadele verdiler.
Maçın 31. dakikasında Halil Umut Meler’in Pendikspor adına avantaja bıraktığı pozisyonun akabinde, top Meunier’in eline vurdugu gerekçesiyle penaltı verdi. VAR bu kararın yanlış olduğu yönünde hakemi uyarınca penaltı iptal edildi ki doğru karardı iptal.
Ben Avrupa’dan maçlar izliyorum sürekli, bu ve buna benzer pozisyonlar İngiltere Premier League’inde olsun diğer büyüklükler de olsun asla penaltı ile değerlendirilemiyor. Ancak bizim aşamadığımız büyük sorunlardan biri de bu.
Bu arada yeni transferimiz Meunier’in performansına bir vurgu yapmak istiyorum.
Geçtiğimiz hafta Hatay maçında neredeyse sağ açık gibi oynayan bu oyuncu ne hikmetse, Pendikspor mücadelesinde neredeyse ceza sahasından bile çıkamadı desek yeridir. Bu iki maç arasındaki, %100 değişiklik gösteren performans bana göre ilgi çekiciydi.
Bunlara mukabil, sol taraftan Eren Elmalı beklenen performansın oldukça altında kalınca, Trezeguet’in de ch oyunu takımı sol taraftan çökertti ve Pendik’e verdiğimiz pozisyonlar da o taraftan geldi.
Ayrıca orta alanda Berat ve Mendy daha çok defansa dönük oynayınca takım ileri çıkmakta oldukça zorlandı ve ilk yarı itibarıyla topa sahip olma oranında Pendik’ten geri kaldık. Doğal olarak iyi oynayamadıız ama çok şükür gol yemediğimiz bir ilk devreyi 0-0 tamamlayarak soyunma odasına gittik.
İkinci devreye hoca oyuncu değişikliği ile başladı ve yine taraftarı çıldıracak, Trabzonspor’u takip eden gazeteci ve yazarları bolca konuşturacak bir hamleydi bu! Ne yaptı hoca?
Stoperden Fernandez’i alıp, orta alana Umut Güneş’i koydu. Doğal olarak Fernandez‘in yerine stopere Mendy’i çekti. Daha bir hafta önce iyi oynadığımız Hatay maçında bile bu hamleyi yaptığında takımın oyun olarak geri düştüğünü görmüştük ve hoca çok eleştiri almıştı.
Anlamadım hocam siz bu eleştirilere hiç mi kulak asmıyorsunuz ben daha iyisini bilirim diye, ilk devresini çok kötü oynadığımız Pendik maçının ikinci devresine başlarken bu hamleyi yapıyorsun. Bu inatlaşmayı bazen anlamak mümkün değil de neyse, inşallah biz yanılıyoruzdur.
Bu haneden sonra, zaten topa sahip olma üstünlüğünü elinde bulunduran Pendikspor daha da güçlü bir oyunla Trabzonspor’un üzerine gelmeye başladı ki, 57. dakikada kullandıkları bir serbest atışta Trabzonspor defansın arkasına sarkan üç oyuncuyla %100 bir gol kaçırdılar.
Koskoca Trabzonspor’un, mütevazi bir kadroya sahip Pendikspor karşısında oynadığı kötü futbolu anlatmak için, Pendikspor ceza sahası yan çizgisinden, orta yapacağını beklediğimiz bir pozisyonda, topun dönüp dolanıp kaleci Uğurcan’a kadar gelmesini bana izah edecek bir futbol aklına ihtiyacım var.
Bana göre bu Trabzonspor’un çok kötü futbol oynadığını ortaya koyan bir göstergedir ki bunu, başka müsabakalarda da defalarca yaşıyoruz sadece bu maçta değil.
Maçın 70. dakikasına gelindiğinde Trabzonspor’un futbolu hatırladığını gördük. Bu dakikadan itibaren Meunier’inde yukarıda bahsettiğim çıkışlarını, hücuma katkısını izlemeye başladık ve çok geçmeden 75. dakikada kazandığımız korner atışıyla ceza yayı içerisinde karambol oluşunca, topu önünde bulan Trezeguet golü yapmakta zorlanmadı. Bu golle Trabzonspor 1-0 öne geçti.
Golü bulan Trabzonspor coştu dolayısıyla. Yine hücuma katkı veren Meuniyer, üçüncü maçında yaptığı üçüncü asisti ile Enis Destana yaptırdı. Enis Destan 80. dakikada attığı bu golle 2-0 üstünlüğünü eline alan Trabzonspor oldukça rahatladı.
Bu arada yukarıda oyuncu değişikliklerinden dolayı eleştiri yaptığımız hocaya bir parantez açmam gerekiyor. Umut bizi yanılttı, daha önce süre aldığı maçlarda kötü performans ortaya koyan Umut, bu maçta oyunda kaldığı süre içerisinde oldukça etkili bir oyun ortaya koydu.
Yani yine sözümdeyim, Trabzonspor gibi büyük takımların gece maç yapmaya alışık olduğundan, gündüz maçlarına konsantre olmakta zorlandığını söylemiştim, ve bu maçta da gördük ki, Trabzonspor ancak maçın 70. dakikasından sonra oyuna konsantre olabildi ve konsantre olduğunda da oynadığı oyunla işi bitirdi.
Yine de bu maça dair Trabzonspor’un seyircisine daha rahat bir maç izletebilmesi için 70. dakikaya kadar beklememesi gerektiğini düşünerek, maçın 70. dakikasından sonra ortaya koyulan oyunu sürekli beklediğimizi belirtmeden geçemeyeceğim.
Bu nedenle bu maça dair futbol adına ilgi çeken bir oyun ya da, pozisyonlar anlatmak çok zor. İroni yapacak olursam, maçın en ilgi çekici anları karşı apartmanın üçüncü katındaki teyzenin, balkonuna astığı çamaşırlardı diyebilirim.
Maçın sonuna ilave edilen 4 dakikalık süre içerisinde de kayda değer bir an yaşanmadı. Ve maç, Trabzonspor’un büyük bölümünü kötü oynadığı ama iki golle üç puanı aldığı bir sonuçla noktalandı.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)