Unutkanlık günümüz insanın en önemli sorunlardan birisidir ve maalesef zayıf bir hafızaya sahip olmak yaşamı oldukça güçleştirmekte, günlük yaşamda birçok soruna neden olabilmektedir. Güçlü bir hafıza ise yaşamda birçok kolaylığı da beraberinde getirmektedir.
Gördüğünüz, duyduğunuz ya da öğrendiğiniz bir şeyi bir daha hiç unutmamak hayatınızda ne kadar çok kolaylık sağlardı değil mi? Tabi diğer taraftan insan bazı şeyleri de hiç hatırlamamak, unutmak isteyebilir. Hatırlamak ve unutmak insan zihnine ait şeylerdir.
İnsanın beş duyusu dış dünyada sürekli açık birer alıcı gibi çalışır ve sürekli veri toplar ve zihne iletir. Zihin ise kendisine gelen bu verileri tasnifler ve depolar. Zihnin depoladığı bu bilgileri gerektiği zaman tekrar bulup ortaya çıkarma işlemi hatırlamadır, bulup çıkaramaması ise unutmadır.
İnsan bazı şeyleri hatırlamak bazı şeyleri de unutmak ister. Oysa zihin toplanan tüm verileri depolar, dolayısıyla unutmak diye bir şey aslında yoktur. Sadece insan hatırlamak istemediği şeyleri zihnin derinliklerine iter ve kapatır. Böylece zihinsel alanda bir blokaj oluşur ve o bilgiler bir daha kolay kolay bilinçli zihne çıkmaz.
Hafıza, zihin tarafından tüm bilgilerin depolandığı alandır. Bu alanın gücü bilgilerin ne kadar net bir şekilde kaydedildiğine bağlıdır. Beş duyu dışarıdaki kişiler, objeler, olaylar, durumlar hakkında sürekli bilgi toplar ve zihne iletir. Zihinde bu bilgileri hafızaya kaydeder.
Beş duyu bir şey hakkında ne kadar çok veri alırsa o şey zihinde o kadar net bir şekilde kaydedilir. Mesela birey hayatında ilk defa bir meyve yediğinde, o meyvenin tadını, biçimini, kokusunu, dokunuşunu, yerken çıkardığı sesi tüm duyularını harekete geçirerek alır, sonra da bu bilgiler zihne iletilir.
Zihinde şekli, kokusu, tadı, dokunuşu gerçeği ile birebir olan bir meyve örneği oluşturulur ve bu görüntü ismi ile zihne kaydedilir. Zihin bilgileri bu şekilde bir çeşit hologram gibi kaydeder. Daha sonra bu meyvenin adı duyulduğunda, kokusu alındığında ya da benzer bir tat alındığında o görüntü çağrışım yolu ile zihne getirilir, bu hatırlama işlemidir.
O meyve ile ilgili ne kadar çok bilgi zihne kaydedildi ise hatırlama işlemi o kadar hızlı ve net olur. Zihnin o meyveyi yerken eyleme ne kadar iyi odaklandığı çok önemlidir. Eğer zihin yeme işlemine odaklanmışsa beş duyu meyve ile ilgili en yüksek bilgiyi toplayacak ve o şekilde meyve zihne kaydedilecektir.
Zihnin bu şekilde hafızaya kaydettiği her şey zihnin odaklanma gücüne bağlı olarak daha sonra hatırlanabilir. Eğer bilgi edinme sırasında zihin yeterince odaklı ise bilgi çok net bir şekilde zihne depolanır, eğer zihin dağınık ise edinilen bilgi daha yüzeysel olacaktır ve zihne bu şekilde depolanacaktır, daha sonra hatırlamak gerektiğinde istenildiği kadar kolay ya da istenilen oranda hatırlanamayacaktır.
Hafızanın gücünü artırmak zihnin odaklanma gücünü artırmakla mümkündür. Hakkında bilgi edinilen şey üzerine zihin en az beş saniye odaklanmalıdır ki, bilgi tam şekilde elde edilebilsin ve hafızaya depolansın. Günümüz insanının hafıza sorunu da buradan kaynaklanıyor zaten.
Bu aynen bir CD’ye kayıt yapmak gibidir. Siz kaydı ne kadar iyi yaparsanız daha sonra dinlemek istediğinizde o kadar iyi ses alırsınız. Hatırlama işlemi de böyledir, hafızaya ne kadar iyi kayıt yapılmışsa o şey daha sonra o kadar iyi hatırlanacaktır.
Eğer bir kişi unutkansa bu o kişinin odaklanamadığını gösterir. Çünkü o kişi bilgiyi edinirken yeterince odaklanamıyor, bu yüzden de zihin yeterince iyi bir kayıt yapamıyor ve daha sonra o şey hatırlanmak istendiğinde eksik veya yüzeysel bir kayıt olduğu için hatırlama işlemi istenildiği gibi olmuyor.
İyi bir odaklanma ise anda kalma ile ilgilidir. Anda kalmak zihnin içinde bulunduğu ana odaklanması, düşünmememsi demektir. Düşünmek zihnin bir fonksiyonudur ve çok önemlidir. Fakat sürekli düşünen zihin zayıftır. Zihin sürekli düşünmekle meşgul olduğunda odaklanamaz, yani bilgi edinemez.
Bilgi edinme işlemi zihnin odaklanma yeteneği ile ilgilidir. Zihin içinde bulunulan ana, andaki eyleme odaklanmalıdır. Bazı kişiler birkaç şeyi aynı anda düşünebildiklerini söylerler fakat bu doğru değildir. Çünkü zihin aynı anda iki şey düşünemez, ard arda iki düşünce üretebilir. Zihin alakasız iki düşünce arasında o kadar hızlı hareket edebilir ki kişi sanki aynı anda düşünüyormuş gibi hisseder. Oysa bu, zihnin dağınık olduğunu, odaklanamadığını gösterir.
Böyle kişiler sürekli o düşünceden bu düşünceye atlarlar ama hiçbir konuda tam bir fikir üretemezler. Çünkü zihinlerini bir konu üzerinde sürekli tutamazlar. Oysa bir konuda fikir sahibi olmak o konuda bilgi sahibi olmakla mümkündür. Odaklanamayan zihin ise doğru düzgün bilgi edinemez.
İnsan yaşlandıkça hafızası zayıflar, çünkü insanın odaklanma gücü zayıflamıştır. Yaşlılar eski olayları çok net hatırlamalarına rağmen yakın geçmişi hatırlamakta zorlanırlar. Çünkü gençken odaklanma daha güçlüdür, ve daha net izlenimler zihne kaydedilmiştir. Hatırlama da o yüzden daha kolaydır.
Fakat yaşlanma ile birlikte odaklanma gücü zayıflar ve izlenimler de daha zayıf olur. Hafızayı güçlü tutmanın yolu sürekli yeni bilgi edinmektir. Bunun içinde zihnin odaklanma gücü yüksek tutulmalıdır. Odaklanmayı güçlendiren teknikler Orijinal Yoga Sistemi’nde verilmiştir.
Büyük Üstad Paramahamsa Akif Manaf “Yoga: Dharana- Konsantrasyon Teknikleri” kitabında zihni, hafızayı, odaklanma gücünü ve birçok ilgili konuyu ve tekniği açıklamaktadır. Odaklanma gücünüzü ve hafızanızı güçlendirmek için bu kitaptan ve Yoga Academy’nin çıkardığı “Meditasyon” DVD’sinden yararlanabilirsiniz.
“Zihni kontrol etmek rüzgarı kontrol etmekten daha zordur. Orijinal Yoga Sistemi ise zoru başarmaktır.”
Büyük Üstad Akif Manaf, Özlü Sözler 1.Kitap
ODAKLANMA VE HAFIZA
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.