Herkeste öfke var. Öfkenin kaynağı nedir? Öfke dönüşür mü? Öfkeden nasıl özgürleşilir? Bu ve bunlara benzer soruların cevaplarını Dünya Değişim Akademisi Uzmanlarına sorduk çok etkili hayatımızı değiştirecek bilgiler edindik. Bu bilgileri sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Öfke dönüşüm kapısının altın anahtarı uyanık olmaktır. Anahtarı kapıya geçirmek ilk hamledir ikinci hamle ise anahtarı çevirmek. İşte bu ikinci hamlenin ismi ise ÖZDEŞLEŞTİRMEMEKTİR. Genelde çok bariz olan üç özdeşleştirme vardır: Fiziksel, zihinsel ve duygusal. Özdeşleştirme ne kadar soyut ise o kadar yanıltıcıdır. En yanıltıcı özdeşleştirme duygusal özdeşleştirmedir. Fiziksel ve zihinsel özdeşleştirmeden kurtulmak daha kolaydır çünkü beden ve düşünce konusunda uyanık olmak o kadar da zor değildir. Beden kaba düşünceler ise yapaydır. Fakat duygular çok daha suptil ve çok daha derindir. Duygular insanın fizyolojisine, fizyolojisine, biyolojisine, kimyasına, kişiliğine ve hormonlarına çok derinden köklenmiştir. Düşünceler ise uçuşan bulutlara benzer; onların kökleri yoktur. Duyguların derin kökleri vardır. Bu nedenle duygularla olan özdeşleşmelerden kurtulmak kolay değildir çünkü duyguların köklerini sökmek çok zordur. Diğer taraftan duygular geçicidir: Öfke bir dalga gibi gelip gider. Öfkenin göreceli bir olduğuna dair uyanık hale gelmek nispeten kolaydır. Fakat öfke konusunda tarafsız tanık olmak çok zordur çünkü birey kendisini öfkeyle özdeşleştirdiği için öfkeye kapılmakta ve öfkenin kendisi olarak hareket etmektedir. Bunun nedeni öfkenin fiziksel, zihinsel ve duygusal düzeylerde derinden köklenmiş olmasıdır. Fakat uyanıklık son derece keskin bir kılıçtır. O fiziksel, zihinsel ve duygusal özdeşleşmeleri tek bir hamlede kesip atar. O yüzden uyanıklık kılıcını eline al ve tarafsız tanık olarak tüm özdeşleşmelerden özgürle