Her yaşta olanlar için bazı öğütler:  

                    Birinci Öğüt: Her yıl “hacamat” yaptır. Hatta hiçbir ağrı ve rahatsızlığın olmasa bile.. 

                       İkinci Öğüt: Sürekli “su” iç. Hatta susamasan ve su içme isteğin olmasa dahi. Çünkü sağlık sorunlarımızın birçoğu bedenimizdeki su eksikliğindendir.. 

                      Üçüncü Öğüt: Düzenli spor yap. Hatta işin ve meşgalen çok olsa bile. Bedenin hareket hâlinde olmalı, normal yürüyüş ve yüzme ile olsa dahi. Kaza namazlarını kıl bitir.. 

                      Dördüncü Öğüt: Yemeğini azalt. Yeme hevesini terk et. Çünkü çok yemekte hiç hayır yoktur. Kendini yemekten mahrum et demiyorum; miktarını azalt.. 

                      Beşinci Öğüt: Mümkün olduğu kadar özel arabanı az kullan. Camiye, çarşıya, misafirliğe veya başka herhangi bir yere yaya olarak gitmeyi çoğalt... 

                      Altıncı Öğüt: Öfke ve sinirden uzak dur, kızmayı ve küsmeyi terk et, işleri zorlaştırma, rahatsız edici durumlardan kaçın. Tüm bunlar; sağlığını elinden alır, moralini bozar, psikolojini ve maneviyatını altüst eder.. 

                     Yedinci Öğüt: Hani derler ya; “Paranı bırak güneşe, kendin gölgede otur.” Yani; Para rahat ve huzurlu bir yaşam sürdürmemiz için vardır, yaşayıp da sırf toplayalım diye var olmamıştır. Yani *paranın yeri “ceptir” “kalp” değildir. 

Biraz da kendin ve etrafında kiler için harca... 

                      Sekizinci Öğüt: Ne birinin hasretini çek.. Ne yapamadığın bir işin hasretiyle yaşa.. Bil ki.! Takdir olunandan başkası yoktur.. 

                       Hepsini aklından çıkarıp at, hatta kökten unut.. 

                       Bir tek günahlarını unutma, istiğfar et.. 

                       Dokuzuncu Öğüt: Alçak gönüllü ol, hatta daha da mütevazi ol... Çünkü para, makam, güç, nüfuz, kibir, kendini büyük görme durumunda nimetlerin ve mülkün yok olup gider. Ancak mütevazı olduğunda herkes seni sever, Allah da senin kadrini yüceltir, makamını yükseltir. Sen kulsun,  rızık yiyicisin, Rezzak değilsin.  Kırdığın Gönüller’i onar,  dûalar iste.. 

                       Onuncu Öğüt: Saçlarının ağarması ömrünün sonlarına yaklaştığın anlamında değil. Bilakis, daha güzel ve olgun bir hayatın başladığının göstergesidir. Pozitif ol... 

                        Hatıralar oluştur, yolculuğa çık, güzel ve hayırlı şeylerle günlerini yaşamaya, gönlünü hoş tutmaya çalış.. 

                       Son Öğüt: Namazını asla ve asla terk etme. Çünkü namaz senin, ne servetinin , ne evladının ve ne da başka şeylerinin fayda sağlamadığı günün için kurtuluş reçetendir...  

                          Rabbinle gece münâcââtını, halvetlerini de çoğalt.  

                         Kur’ân okumaktan ve tefsirlerinden ayrı düşme.  

                         İlim, sohbet ve zikir meclislerinden asla ayrı durma..  

                         Hemhal ol herdâim.. Arada bir anne-babanı yâd edip mezarlığa gitmeyi de ihmal etme... Alıntı 

                                     TOLSTOY’UN ÖĞÜTLERİ 

                         *Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar. 

                         *Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın. 

                        *Bozuk para insanın cebini deler, bozuk insan da kalbini. Bu yüzden harcayın ikisini de gitsin. 

                        *İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir. 

                        *Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama, hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama, hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez. 

                       *Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez. 

                       *Ne diye şeytana kızarsın? Bir iyilik yap da, o sana kızsın. 

                       *Bil ki, yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve Unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın. 

                       *Bir insanı bulunduğu mevkiyle değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmek gerekir. 

                       *En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır. 

                       *Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır. 

                       *İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değil, sarsılmaz duruştadır. 

                      * Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür. 

                      * İnsanların çoğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz. 

                      *Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin. 

                      *Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma, önce senin ellerin kirlenecek. 

                      * Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber