Demokrasi, zaten dilimize Fransızcadan geçme Latin kökenli Démocratie, , dêmoskrátēs kelimelerinden türemiş, YERLİ ve MİLLİ olmayan yabancı bir kelime. Oldum olası ısınamadım, bünyemizden olmayan bir isim, kavram.
Üstelik inancımızda haram olan birçok şey demoskrates de serbest ve helal, helal olanlardan bazıları haram.. Faiz, şans oyunları, fuhuş, kumar, içki, çıplaklık, fal, burç, nikahsız evlilik, Lut kavmi alışkanlıkları v.s.
Para, basın, güç, yalan, aldatma, abartma, saptırma, kandırma, rüşvet, imkan, makam, algı, manipülasyon ve dış destekli, dış güç icazetli bir yöntem ile İKTİDARI ELE GEÇİRME SİSTEMİ halindedir. Farklılaşmalar olsa bile dünya da böyle ve her yerde farklı uygulanmakta, sakız gibi çiğnenmekte ve her şekle girmektedir
Vahşi Kapitalist dünya imparatorluğunun sistemi, idare ve sömürü aracı durumundadır.
KAPİTALİST DİKTATÖRLÜĞÜN, ‘HALK’ İLE AMBALAJLANMIŞ, halkın idaresiymiş gibi sunulan şeklidir. Halkın ağzına verilen bir HAVUÇTUR. GERÇEKTE HALK İDARESİYLE UZAKTAN YAKINDAN BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR. Halk sadece kullanılmakta, sisteme hizmet aracı olarak ırgat edinilmektedir.
Gerçekte bir SEÇİM OLMAMAKTA, BELİRLENENİ, ÖNÜNE KOYULANI SEÇTİRME şeklinde işlemektedir.
BIRAKINIZ SEÇİMİ, PARTİLER İÇİNDE BİLE SEÇİM YOK, ATAMA VE BİAT VARDIR. Bakınız partilere! Hangisinde il ve ilçe başkanını halk seçer? Bırakınız başkanı, yönetim kurulunu bile halk seçebiliyor mu? Belediye başkanını, vekilleri halk mı belirliyor? Yoksa belirlenip bunları seç mi deniyor? Belediye meclis üyelerini bile kendileri seçip, halkın önüne “bunları seç” diye koyuyorlar!
Demoskrates mi, ADALET Mİ? Elbette ADALET. İlla ADALET! İlla ADALET!
Demokratik cumhuriyet mi, ADALET CUMHURİYETİ Mİ?
Elbette “ADALET CUMHURİYETİ.”
İNSANLIK YENİ BİR NİZAMA ÇOK ACİL MUHTAÇ VE ONU DA MÜSLÜMANLAR VE İNSAN KALABİLMİŞ, FITRAT, AKIL, VİCDAN VE TEVHİD EHLİ İNSANLAR ACİLEN ORTAYA KOYMALIDIR.
11 YILDIR TV İZLEMİYORUM
Bazı siyasetçilerin sivri, sipsivri, zehirli hançer DİLLERİNİ, teşvik, tahrik, taciz ve azmettirici SÖZLERİNİ, öfke ve kin kusan, ayrıştıran, ötekileştiren, kavga ettiren ve düşmanlaştıran ÜSLUPLARINI,
Çatlak, tiz ve insanın kimyasını bozan SESLERİNİ DUYMAMAK için.
Bıktık artık bu seslerden, bu kuru gürültülerden!
Haberleri i. netten okuyor, hiç olmazsa rahatsız edici, devlet adamına yakışmayan bağırtılı cırtlak seslerini duymuyorum.
Ayrıca, sadece aileyi ve toplumu bozmak ve ifsat etmekle vazifeli, aileyi tarumar eden pıroğramları da görmüyorum.
Herkese tavsiye ederiz! Kimyanızın, sağlığınızın ve ahlakınızın bozulmaması için.
SİYASET KAVGA, KUMALIK,DÜŞMANLIK YERİ DEĞİLDİR ve asla olmamalı.
Sadece, "BEN SÖYLE DÜŞÜNÜYORUM VE BÖYLE YAPACAĞIM" deme, malını sergileme, tanıtma ve beğeniye sunma yeridir, olmalıdır.
BU DEVİRDE EN ZOR ŞEY?
Bu devirde ve her devirde en zor şey, yanlışa yanlış diyebilmek, kimden gelirse gelsin yanlışa muhalefet edebilmektir. Yani muhalif olabilmek en zor, en riskli, en çileli iştir.
Ama doğruluğun, dürüstlüğün, adaletin, ahlakın, akıl, vicdan ve fıtratın yolu da buradan, yanlışa muhalefetten geçmektedir.
UKRAYNA HALKININ YANINDAYIZ
Onlar bizim deniz ötesi komşumuz, eski Osmanlı coğrafyamız ve hepsinden mühimi “İNSANLIK KARDEŞİMİZ.”
Ukrayna halkının yanındayız ve acılarını paylaşıyoruz.
İki emperyalist canavarın ( BÜYÜK VE KÜÇÜK ŞEYTANIN) çıkarları uğruna can veriyorlar, emperyalizme ve vahşi kapitalizme kurban ediliyorlar.
D. TÜRKİSTAN’DA ÇİN MEZALİMİ UNUTULMAMALI
D. Türkistan’daki vahşi Çin mezalimi unutulmamalı, gündemimizden hiç ama hiç düşmemeli.
Hiç şüphesiz Filistin, Irak, Suriye, Libya, Yemen, Arakan, Afganistan, Kıbrıs, Afrika ve geçmişte Çeçenistan, Bosna, Kosova, Balkanlar, Kafkaslar, Vietnam, Kore, Cezayir, Osmanlı coğrafyasında Ermenilerin ve tek dişi kalmış Batılı canavarların, Karabağ’da yine Ermenilerin, Kızilderili, Zenci ve daha birçok yerde ABD, RUS, Fransız, İtalyan ve diğerlerinin mezalimleri de.
BÖLÜCÜ AİDİYET TANIMLAMALARI
Mezhep, parti, cemaat, tarikat, sağ, sol, demokrat, liberal, muhafazakar, bölge, asabiyet, kabile, sülale, laik, antilaik, şucu bucu ve benzeri kılikler üzerinden kendini ya da başkalarını tanımlamak, fevkalade yanlış, ilkel, cahil, ayrıştırıcı ve bölücü yaklaşımlardır.
BİZİM ORTAK VE TEK BİR TANIMIMIZ, AİDİYETİMİZ, KİMLİĞİMİZ VAR, O DA ÜST ÇATI, ÇATI KİMLİK OLARAK "MÜSLÜMAN TÜRK" MİLLETİYİZ. HEPİMİZ TÜRKİYELİ, ANADOLULUYUZ. Aynı Dine, aynı Allah’a, aynı Peygambere, aynı dil, tarih, kültür, toprak ve coğrafyanın çocuklarıyız. Hamur olmuş, kaynamış, kaynaşmış, hısım, akraba, kardeş olmuş, tek bir geniş aile, TEK BİR MİLLETİZ.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN 99.YILI
Bugün, tek dişi kalmış Batılı emperyalist işgalci ve soykırımcı canavarların. 600 Yıl uğraşıp yıktıkları, günümüzde üzerinde 60 devletin hüküm sürdüğü ATATOPRAKLARIMIZI başsız, güçsüz, yetim ve sahipsiz bıraktıkları büyük coğrafyamızın ortasında, Anadolu yarımadasında, Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’nin temelleri üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 99.yılını tamamlamış, 100.yılına adım atmış bulunuyoruz.
Şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarını kurtarmada emeği olan herkesi ve bu vatan uğruna canını veren şehitlerimizi rahmetle, minnetle, şükranla anıyoruz.
Kadim Vatan toprağı üzerinde kurulu Cumhuriyetimizin, Yerli, Milli, İslami ve İlmi temeller üzerinde yükselmesi, Hak, Adalet, Ahlak, İlim, İrfan, Hürriyet, Barış, Refah ve BİR OLMUŞ, HAMUR OLMUŞ, TEK GENİŞ AİLE VE TEK BİR MİLLET olmuş 85 milyonun birlik ve kardeşliği üzere yoluna devam etmesi, büyük Türk-İslam medeniyetimizin son halkası ve ALTIN YILDIZI olarak, muasır medeniyetler üzerine çıkması ve dünyaya örnek olabilecek ama bir türlü olamadığı, istikrara kavuşamadığı, siyasi çekişme ve kavgalardan kurtulamadığı 99. Yılından itibaren , bir “ADALET CUMHURİYETİ” olarak ilelebet payidar olması dilek ve temennisiyle hayırlı olsun.