Muhammed Rıdvan SADIKOĞLU
Muhammed Rıdvan SADIKOĞLU
“İnsanın insana emanet edildiği”
Yazarın Makaleleri
ÇİRKİNDEN SÖZ EDEREK GÜZELLEŞEMEZSİNİZ
Yaşlı bir adam, sabah erken evinden çıkmış, yolda kendi halinde ilerlerken acele eden bir bisikletlinin çarpmasıyla yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış. Adamın düştüğünü görenler yaşlı amcayı hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar....
HÜZNÜMÜZÜN BAŞKENTİ
Bir zamanlar Bağdat'ta ünlü bir marangoz varmış. Ömrünün ahir zamanında epeyce bir zaman ayırarak sedef kakmalı ceviz ağacından çok güzel bir minber oymuş. O kadar çok emek vermiş ki minbere her gören onun güzelliğiyle büyüleniyormuş....
GÖSTERİ ÇAĞI
Benim için ayrı bir ilgi alanı olan TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)'nun yayımladığı verilere bazen saatler ayıran deli bir tarafım var. Gayem; bir anlamda içinde yaşadığım ve aynı çağın göğsünden birlikte süt emdiğim insanları...
ORUCU “NE” ORUÇ KILAR?
Hayat hiç ara vermeden devam ediyor ve zaman belirlenmiş bir ecele doğru hızlı bir şekilde akıyor. Bu akış içinde bizi bir kez daha rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı, 11 aylık dünya telaşına verilen bir ara olarak okuduğum ve...
SABAHIN SAHİBİ VAR!
Meşhur hikayedir belki de asırlardan beri rivayet edilip günümüze kadar gelen; Vaktin birinde bir kral, şehirde gezerken gördüğü genç bir kadından çok etkilenir. Maiyetindekilere emirler yağdırarak kadın hakkında bilgi toplatılmasını ister...
BUGÜNE KADAR “NE” YAZABİLDİNİZ?
Genç bir adam ünlü filozof Sokrates'e gelerek; 'Bilgi kazanmak ve bilge biri olmak için yüzlerce km yol yürüyerek sana geldim, bana bilgi verir misin?” diye sorar. Sokrates; 'gel beni izle” der ve bu gençle birlikte...
KENDİNİZE UĞRAMADAN GİTMEYİN BU DÜNYADAN
Sözün frenlerinin boşaldığı keder verici zamanları yaşıyoruz aynı çağın göğsünden süt emen insanlar olarak. Hemen herkesi içine çeken bu felaket aslında sözlerle ateşini harladığımız devasa bir yangın olarak hepimizi yakıyor ama ağzımızdan...
BİZİM HİKÂYEMİZ
Zamanın birinde henüz yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını düşünmeye başlamışlardı. Aslında severek evlenmişlerdi ve birbirlerini seviyorlardı ancak son zamanlarda...
“İNSAN İNSANA EMANETTİR” kitabı
Araştırmacı Yazar Muhammed Rıdvan SADIKOĞLU'ndan 'İNSAN İNSANA EMANETTİR” kitabı Konuya ilişkin bir basın bülteni yayımlayan yazar Sadıkoğlu şunları söyledi; Gönlümüzü muhatap alıp, gözlerini hayra ve güzelliğe yoran...
DERDİNDEN KAÇANIN DERMANI OLUR MU?
Söyleşilerimden biri idi sanırım farkındalığı yakalayabilmiş bir genç sormuştu; 'Hocam bir avuç sahabe nasıl oldu başardı da biz bugün yaklaşık iki milyar insan başaramıyoruz?” Akabinde de başka bir genç merakla atılmıştı;...
KİŞİSEL VİTRİNLERİMİZ
Bir gün birbirini hiç tanımayan ama mecburen bir arada olmaları gereken altı insanın yolu bir yerde kesişti ve hep birlikte uzun ama tehlikeli bir yolculuğa çıktılar. Ayazın iliklerini dondurduğu bu yolculuk sırasında hava kararmak üzereyken...
SAĞIRA SÖZÜNÜ KÖRE YÜZÜNÜ SÜSLEME YORULURSUN!
Adamın biri gitmiş Nasreddin Hoca'ya 'Yahu hocam bizim ev pek dar, sığamıyoruz bir türlü, ama büyük eve de paramız yetmiyor, ne yapayım?” diye sormuş. Hoca bu abuk soru karşısında ne desin, kafasını karıştırmış biraz, düşünür...
SİZSİZ BİR EKSİĞİZ
Aynı zamanda gazetemiz ve haber sitemizde de köşe yazarlığı yapan Eğitim Yöneticisi ve Araştırmacı Yazar Muhammed Rıdvan Sadıkoğlu yurt çapında İl il ilçe ilçe kurum kurum dolaşarak sürdürmekte olduğu 'İnsan İnsana Emanettir'...
EVET, BU KADAR BASİT!
Hocam 'Büyüklerimizden duyduğumuz kadarıyla eskiye oranla maddi durumlarımız çok iyi olduğu halde, neden ruhlarımız doymuyor” diye sormuştu gençlerimizden biri, bir söyleşi esnasında. Anımsıyorum o an kısaca 'kapitalizm” demiştim...
YAZARIMIZDAN “ÜCRETSİZ KİTAP SETİ” KAMPANYASI
Gazetemiz / haber sitemizde aynı zamanda köşe yazarlığı yapan Eğitim Yöneticisi ve Araştırmacı Yazar Muhammed Rıdvan SADIKOĞLU yurt çapında İl il ilçe ilçe kurum kurum dolaşarak sürdürmekte olduğu 'İnsan İnsana Emanettir” Projesi...
DEĞERLER MATEMATİĞİ
Çok değil bundan en fazla on beş yirmi yıl önce güzeli görenler gördüklerini tefekkür ederek, içlerine iyice sindirerek, kendilerine katarak hallerinde, lisanlarında, insanlıklarında görünür kılmaya gayret eder, bunun mücadelesini verir...
TEKNOLOJİK ESARETİMİZ
Yaşı kırk ve üzeri okurlarım bilirler çok değil bundan yirmi yıl önce birileri gelip bize insanların bakışlarıyla çeşitli boylardaki ekranlara kilitlendiğini, ekranlarca tutsak alındığını söylese herhalde deli olduklarını düşünür;...
AÇLIĞI DOYURMAK
Çok değil bundan en fazla on beş yirmi yıl evvel işten dönerken bakkala uğrayan; ceplerinden ve çantalarından filelerini çıkarıp alışverişini yapan insanların zamanı idi. Günlük ihtiyaç listelerimiz ekmek, un, şeker, çay, yağ, pirinç,...
KENDİNE BORÇLU KALMAK
Ard arda gelen haberlerle paslı ve yorucu bir iklimden geçiyoruz. Bu iklimde sadece zihnimiz ve kalbimiz değil; hayalimiz, umudumuz, ufkumuz da yorgun artık ve biraz nefes almaya, bir parça tebessüme, bir tutam umuda, teşehhüd miktarı sakinleşmeye,...
‘FAİLİ MEÇHUL’ KÖTÜLÜKLER
Sevdiğim ve yazılarımın sıkı takipçisi olan bir okuyucuma 'kendini doğurmak” diye bir ifade kullanmıştım kısa bir süre önce. 'Bir insan kendini nasıl doğurur ki?” diye sorunca söz vermiştim kendisine, 'kendini doğurmak”...



Günebakış Trabzon Haber