Yaklaşık
Bir haftadır yazmıyorum…
Belki
Merak edenler olur diye söyleyeyim…
Daha önce
Bir makalemde belirttiğim gibi
Güney
Azerbaycan’ın başkenti Tebriz
Ve
Çevresindeki kentlerden
Ardebil, Sareyn,
Urumiye, Kendovan, Maraga
Ve
Hoy şehirlerine giderek,
İran’ı keşfetmeye çıkmıştık…
KTÜ’den öğretim üyeleri,
İş insanları
Ve
Bürokratlarla beraber,
Buralara kültür gezisi yapmaya gitmiştik…
İnternetin
Çok zayıf olduğu İran’dan
Sizlere buraları anlatamamış
Ve
Yazamamıştım…
Rehberimiz
Güzeller güzeli Sona
Ve
Kardeşi Turna Hasani buraları bize
Hem gezdirip,
Hem de
Ruhunu yaşamamızı sağlamıştı…
Bir hafta boyunca bizlerin
Yanında olan rehberlerimizden,
Gezi sonunda,
Ayrılmak çok zor oldu…
Tebriz’in hemen hepsi
Azerbaycan kökenli Türk kardeşlerimiz…
Tebriz sokaklarında gezerken
Kendinizi
Yabancı hissetmiyorsunuz…
Hatta
Türkiye’de ki hemen
Her kent,
Afgan, Suriyeli, Irak,
Afrikalı
Ve
Araplardan geçilmezken,
Yukarda saydığım
İran’ın kentlerinde Türk olduğunuzun,
Gururunu yaşıyorsunuz…
Türkiye’nin
Kentlerinin çoğunluğunda
Türkçe ’den fazla
Arapça konuşulurken,
İran’ın bu kentlerinde Türkçe konuşmayan
Yok gibi bir şey…
Tebriz,
Yukarda saydığım kentlerin
Başkenti sayılıyor…
Tebriz’in safiye yeri olan
Şah Gölüne çıkarak,
Şahların gezip, dinlendiği buraların,
Havasını teneffüs ettik…
Dünyanın
En büyük kapalı çarşısında
Alış veriş yaptık…
Erdebil şehrine giderek
Şah İsmail’in
Türbesini ziyaret ettik…
Oradan
Sareyn şehrine geçerek,
Kaplıcalarda
Sağlığımıza sağlık katmış olduk…
Sareyn sokaklarında dolaşıp,
İğne atsan
Yere düşmeyecek şekildeki sokaklarını,
Arşınlamış olduk…
Bizde ki
Peri bacalarına benzeyen
Ancak
Bu yüzyılda bile
Halen daha,
İnsanoğlunun yaşamış olduğu
Kendovan’a giderek,
Zorlu
Yaşam koşullarını
Bizzat gözlemlemiş olduk…
Buradan
Alış veriş yaparak,
Zor koşullarda yaşayan bu insanlara
Biraz katkı yaptık…
Rehberimiz
Sona Hasani’nin de
Köyü olan burada akrabaları yaşamakta…
Onlardan da
Alış veriş yaparak,
Sona’nın akrabalarına destek olduk…
Farsça ve Türkçe
Şiirler yazan,
Şehriyar’ın türbesini ziyaret ederek,
Kabri başında dualar ettik…
Dünyanın
Yedinci büyük tuz gölü olan
Urimiye Gölü
Siyasetçilerin orada yaşayan
Türk ve Kürtlere
Ceza vermek amacıyla
Böyle büyük bir gölün
Tamamen kurutulmasına bizzat görerek,
Şahitlik etmiş olduk…
Kurumuş gölün etrafında
Fotoğraflar çekilerek,
Günün önemine dikkat çekmiş olduk…
Oradan
Hoy şehrine vararak
Orada da yaşayan insanların örf,
Adet ve geleneklerini,
Görmek bize nasip oldu…
Ve
Bir haftalık
Kültür gezimizi bitirerek
Sağ salim memleketimize geldik…
…
Yemek, içmek
Ve
Giyinmek gibi insan olmanın
Bir şartı da, gezmektir…
Fakat
Türk insanı olarak
Ne yazık ki,
Son yıllarda karnımızı doyurmaktan başka
Bir şey düşünemez olduk…
Çünkü
Alım gücümüz oldukça düşmüş,
Paramız pul olmuş,
Türk insanı
Midesinden başka bir şey düşünemeyecek
Duruma getirilmişti…
Türk parasının tek değerli olduğu
Tebriz ve İran’da,
Hesabı düşünmeden yedik, içtik…
Türk insanının
Yurt içinde bile bu kadar
Ekonomik olarak
Tatil yapamayacağı
Bir
İran kültür gezimizi bitirdik…
Ben ve
Diğer arkadaşların paylaştığı bu gezinin
Fotoğraflarını gören,
Hemen
Telefona sarılıp beni aramakta…
Ve
İran’a gitmek istemekte…
Bu seyahatimizde
Oldukça
Bize yardımcı olan başta
Rehberimiz
Sona ve kardeşi Turna Hasani,
İran’da ki organizasyonun
Sorumlusu Emin Bey,
Organizasyon müdürü
Hamit Bey’e,
Türkiye’de otobüsümüzü ayarlayan
Serhat Bey,
Vermiş olduğumuz hediyelikleri
Bize sağlayan,
Ortahisar Belediye Başkanı
Av. Ahmet Metin Genç,
Ortahisar Belediyesi
Özel Kalem Müdürü Hasan Selim,
TTSO Başkanı Erkut Çelebi
Ve
Gezimize katılıp birlik olmamızı sağlayan
Öğretim üyesi,
İş insanı ve
Bürokratlarımızın hepsine
Gönülden teşekkür ederim…
Hemen yakında
Bir İran seyahatinde tekrar
Görüşmek üzere,
Hoş kalın, hoşça kalın…
11.09.2023
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar