Birkaç gün önce ulusal televizyonlardan birinde belgesel seyrederken “sadaka taşını” gösterdiler.

Bugün nasipse sizlerle sadaka taşını konuşmak isterim. Önemli bir kültürdür. Dedelerimiz ninelerimiz ne kadarda ince ve naziklermiş.

Sadaka taşı kültüründe Osmanlılar zamanında şehrin zenginleri yerleşim yerlerinin ortasına bir içi oyulmuş taş koyarlarmış. Bu taşa şehrin zenginleri gece yarıları gelip verecekleri zekat ve sadakalarını koyarlarmış. Halk içinden fakir olanlarda bu taşın yanına gece gelip ihtiyacı olan kadar alıp evinin yolunu tutarmış. Ne veren belli ne alan belli. İnceliği görüyor musunuz?!

Zenginlerimiz mallarının zekatlarını ve sadakalarını çıkartıp fakir fukaraya incitmeden vermeleri farzdır. Bundan dolayı Rabbimiz zengin kullarına zekat emrini koymuştur. Zenginler mallarından zekat parasını çıkartıp vermesi lazım gelmektedir. Zekat verilirken en uygun yolu alan ve verenin belli olmamasıdır. Çünkü bu durumda zenginden bir büyüklenme fakirde ise bir küçülme hissi ortaya gelmez.

Zekatların verilmesinin en uygun yolu gizli verilmesidir. Dedelerimiz ninelerimiz bunu çok iyi bildiğinden bu sadaka taşı kültürünü geliştirmişlerdir. Yıllarca bu kültür devam etmiş ver bir keresi bile olsa asla istismar edilmemiştir. Yani fakirin bir çıkıp ta bu taştaki tüm parayı alıp yoluna gitmemiş. Bundan daha iyi bir yardımlaşma olur mu hiç.

Zenginlerimiz mallarının zekatlarını hesap edip fakirlere dağıtmalıdır. Bakınız bir tespit yapayım bakalım bana ne diyeceksiniz; Eğer yeryüzünde zengin Müslümanlar mallarının zekatlarını hakkıyla hesap edip çıkarıp verseler inanın bana yeryüzünde bir tane fakir kalmaz. Para Yahudilerden sonra büyük bir oranda Müslümanlarda. Bundan dolayı eğer bugün İslam ülkelerinde fakir varsa bunun en önemli sebebi zengin Müslümanların zekatlarını hesap edip çıkarıp vermemeleridir.

Bunun en önemli sebebi Müslümanlarda diğer dinlere mensup insanlar gibi dünyevileşmeye başlamalarındandır. Müslümanlar dünyaya meyil ettiklerinden mallarını hesap edip zekatlarını dağıtmamaktadır. Ne yapmaktadır ; Akıl tutulması arabalara binmekte , evlerde kalmakta ve şatafatlı bir hayat sürmektedir. Bana bu konuda en tuhaf söz vaazlarında fakir fukaraya sabrı tavsiye edip de kendisi akıl tutulması bir parayla hayatını sürdüren hocaları görünce biraz daha üzülmekteyim.

Zenginlerimiz hiç vakit geçirmeden fakir fukaranın çocuk evlendirmesine , çocuk okutmasına ve ev bakmasına ait yardımları hem de hiç karşılık beklemeden yapması lazım gelmektedir. Bugün bir çocuk evlendirmek en az yüz bin TL civarında. Bakınız bir komşum hem de çok zengin o bile oğlunu evlendirdi de bana Nizamettin Hocam mal varlığımı biliyorsun inan bana ben bile oğlumun evlenmesinde çok zorlandım. O böyle diyorsa diğer orta gelir ve düşük gelirli olan kardeşlerimin Allah yardımcısı olsun. Durum çok kötü.

Zenginlik ve fakirlik Allah’ın dilemesiyledir. Bundan dolayı zenginler kibirlenmesin fakirlerde utanmasın. Allah paranın bir elde tutulmasını istemez. Bizler Hz. Ömer Bin Abdülaziz devrinde olduğu gibi fakirin olmadığı bir döneme talibiz.

Bundan dolayı zenginlerimizi zekatlarını hakkıyla vermeye davet ediyorum…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber