Trabzonspor camianın pür dikkat radarında olan bir maça çıktı, bu maça dair çok beklentiler vardı mesela bunlardan bir kaçını hemen burada yazmak istiyorum.
1- Çok uzun zamandır (35 maç) iç sahada kaybetmeyen Trabzonspor, kötü günler yaşadığı son zamanlarda, bu ünvanını kaybedecek mi? (Kaybetmesin diye bekleyenler çoğunlukta olmakla beraber kaybetsin diye bekleyenlerde var!)
2- Trabzonspor kaybederse artık A.Avcı baskılara dayanamaz istifa eder mi? diye bekleyenler var ve kaybetsin diye umut ediyorlar çünkü, Avcı’ya takmışlar, sanki daha iyisi gelecekmiş gibi.
3- Ligin ilk devresinde deplasmanda Antalyaspor’a kaybeden Trabzonspor, bu maçta Antalyaspor’un hocasının inanılmaz hırslı ve saldırgan tavırlarına inat, bu rövanşı eze eze alalım, yani kazanalım diye bekleyenler var!
Kazanalım diye bekleyenler çoğunlukta olup, bunlar gerçek ve karşılıksız seven Trabzonspor’lular diye nitelendiriyorum ben ve gerçek taraftar böyle olur diyorum. Kaybedelim diye bekleyenler maalesef adamına göre ve içten pazarlıklı, çıkarcı Trabzonspor’lular maalesef sayılarıda az değil.
Bütün bu unsurların olması, ne kadar profesyonel olsalarda oyuncuları olumsuz yönde etkilediğini görüyoruz. Onlarda insan, herkes gibi sosyal medya takip ediyor ve bu şehirde yaşıyorlar, etkilenmemelerini beklemek saçmalık olur.
Bu ruh haliyle Antalyaspor maçına çıkan Trabzonspor, onları seven çoğunluğun tribünde desteğinide arkalarına almalarına rağmen, zaman zaman baskılı, zaman zaman temkinli, zaman zaman ürkek, zaman zamansa cesur futbol ortaya koydu.
Oldukça pozisyonlar bulan Trabzonspor, bunlardan birini 5.dakikada Trezeguet ile gole çevirdi fakat, VAR bu golü ofsayt gerekçesiyle saymadı, bunun haricinde kaçan pozisyonlarda oldu.
Antalyaspor’a üstünlüğünü hissettiren Trabzonspor yine Trezeguet ile 34.dakikada golü buldu, ancak yardımcı hakem ofsayt bayrağını çekince hakem golü geçerli saymadı fakat, bu kez VAR golün geçerli olduğunu ikaz edince Trabzonspor 1-0 öne geçti.
Trabzonspor maç genelinde daha üstün olan taraftı, bu üstünlüğünü bir çok pozisyonlada süsledi fakat gol sayısını artırmakta pek maharetli davranamadı.
Trezeguet, Djaniny ve Gomez ile pozisyonlar harcayan Trabzonspor, dakikalar geçtikçe herkesi strese soktu.
Yüzde yüzlük diye tabir edilen pozisyonları gole çeviremeyen oyuncular, yukarda bahsettiğim saha dışı olumsuz unsurların etkisiyle stres yaşadıklarını düşünüyorum.
Her şeye rağmen yüreklerini ortaya koyan oyuncuları, bu soğuk ve yağışlı hafta içi akşamında stadı dolduran taraftarı cani gönülden tebrik ediyorum.
Pazara kadar değil mezara kadar Trabzonspor diyorum, ayrıca biz bu takımı başarılarından sebep değil, armaya olan sadakatimizden seviyoruz. Başarı için Trabzonspor’u takip edenler, artık suspus olup uzak dursunlar.
Bir çift sözde maçın halemi Mete Kalkavan içi söylemek istiyorum. Saçlarıyla başlarıyla ilgilendikleri kadar işleriyle ilgilenseler, yaptıkları iştede başarılı olurlar fakat, akılları fikirleri film fırıldak işlerine çalıştığı için işlerini layıkıyla yapamıyorlar.
Maçın ikinci devresi Eren Elmalı’nın sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kaldığı pozisyonu süzemediği gibi, o pozisyonun akabinde ceza sahası içinde Gomez’e yapılan bir pozisyonda yüzde yüz penaltı olmasına rağmen Kalkavan buna hiç değer vermedi.
Bütün bu olup bitenleri ise VAR başında dizi film gibi izleyen Hakan Ceylan efendide, hakemi bırak uyarmayı buna zahmet bile etmedi neden? senaryo belli, kin nefret ise hak getire.
Maça dönecek olursak, sonuç olarak maçın uzatma dakikalarında baskısını beraberlik için artıran Antalyaspor, savunmada açık verince Naci Ünüvar güzel bir gole imza koydu ve bu golle Trabzonspor bu maçı 2-0 kazanarak, hem evindeki yenilmezlik serisini 36 maça çıkardı, hemde sevenlerini mutlu etti.
Hafta sonu deplasmanda Galatasaray’a konuk olacak olan Trabzonspor, bu maç öncesi bu galibiyetle bir nebzede olsa moral bularak bu deplasmana hazırlanacak.
(TÜRK FUTBOLUNDA ADALET 2011’DE KAYBOLDU)