Küçük bir
Batı Karadeniz gezimden,
Akıllarda kalan
Önemli olayları sizlere
Aktarmaya devam ediyorum…
Sinop Üniversitesi Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Rıza Bayrak’la
Görüşüp,
Bilgi alış verişinde bulunmuştuk…
Sinop’tan çıkıp
Hedefi
Safranbolu olarak belirledik…
Yemek için
Kastamonu’nun
Sarımsağı ile meşhur ilçesi
Taşköprü’de durup,
Yemek ve
İhtiyaç molası vermiştik…
Sarımsağın
Bu yılki mahsulünden alarak,
Eve götürmek üzere
Arabaya koyduk…
Fakat
Enflasyonu belirleyen TÜİK’ in
Olayları çarpıtıp,
Bu milleti
Fakir düşürmek için
Nasıl hesap yaptığını görmüş olduk…
Geçen yıl
30 TL’den aldığımız sarımsağın kilosu
80 TL’den başlayıp,
200 TL’ye kadar gitmekte…
Öyle
At nalı, eşek semeri ile
Enflasyon belirlerseniz,
TÜİK’ in verdiği rakamlar yine çıkmaz…
Talimatla,
Enflasyon belirlemek,
Türk insanını
Aciz ve bedbaht düşürebilir…
Ancak
TÜİK gibi kurumları da,
Güvensiz ve sevimsiz yapabilir,
Bu işte öyle gibi…
Neyse
Taşköprü’den sonra
Hedefimiz olan
UNESCO
Kültür mirasına giren
Ve
Tarihi evleriyle meşhur olan,
Karabük’ ün
Safranbolu ilçesine vardık…
Yine
Karayolları
Misafirhanesine giderek,
Konaklamak için
Bizim için ayırılan odalara yerleştik…
Fakat
Buradan bahsetmeden
Geçmek istemem…
Safranbolu
Karayolları Misafirhane sorumlusu
Zeliha Hanım,
Bizimle öyle ilgilendi ki,
“Marifet,
İltifata tabidir” sözünün gereği
Buradan ona çok teşekkür ediyorum…
Ancak
Safranbolu’da
Meşhur olan çorbacılara uğradığımızda
Bir drama denk geldim…
Bir çorbacıdan
Çorba içmek için durduğumuzda,
Çorbacıda bizden başka
Kimse olmadığını görmüş olduk…
Aşçı,
Genç ve
Çok güzel bir bayandı…
Bize garsonlukta yapan Hanfendiye,
“Ne var, ne yok,
Hayat nasıl gidiyor” dediğimde,
Sanki
Arı kovanına çomak soktum…
Sibel Tunç adlı bu kişi,
17 yaşında
Sevdiği adama kaçmış…
Ancak
Evlendikten sonra
Hayatı ona zehir olmuş…
Şiddet ve
Sömürme başlayarak,
Elinde avucundaki çalıştığı parayı
Kocası olacak kişi alıyormuş…
Şimdi 35 yaşında
Ama
İnsanların ne kadar acımasız olduğunu
Bizzat yaşayarak öğrenmiş…
Yayınlanmış 6 kitabıma,
Burada
Bir ay boyunca kalıp
Sibel’i dinlemiş olsam,
Bir tane daha kitap yazıp, ekleyebilirim…
Kim bilir
Belki de Sibel’i dinler,
Onun hakkında bir kitap yazabilirim…
Neyse
Zorda olsa
Kocası olacak kişiden boşanan Sibel,
Bu sefer toplumun boşanmış
Ve
Dul kalmış bayanlara
Nasıl baktığını görmüş oldu…
Namusu ile çalışmasını
Görmezden gelip,
Çok teklif yapanlar olmuş…
Babası Bolu,
Annesi Trabzonlu olan Sibel,
Çok sevdiği Bolu’yu
Bu yüzden terk edip,
Safranbolu’ya gelerek çalışmaya başlamış…
Çoğu erkeği
Şerefsiz,
Uçkuruna düşkün
Ve
Ukala bulan Sibel’e,
Onun öyle olmadığını izah ettim…
Elbette
Öyle olanların olduğunu
Ancak
Hepsini aynı kefeye
Koymaması gerektiğini,
Uygun dille anlatmaya çalıştım…
Aşçı
Güzel Sibel
Bizi duygusala bağlayıp,
Oradan ayrıldık…
Safranbolu evlerini gezip,
Akşam
Karayolları misafirhanesinin sorumlusu
Zeliha Hanımın önerdiği,
“Şehr-i Safran Köftecisi
Yöresel Restoranda” yöresel
Lezzetler tattık…
Galip Benzek adlı kişinin olan burası
Şehit ailelerine
Tamamen
Ücretsiz yemek veriyor…
Leziz yemekleri
Buraya gelenlerin tatması gerekir…
Ayrıca
Safranbolu’da
Bir hocamızı ziyaret ettim…
Prof. Dr. Mustafa Er
KTÜ
Fen Fakültesi Kimya Bölümünde
Lisans, Yüksek Lisans
Ve
Doktorasını yapıp,
Öğretim üyesi olmuştu…
Naif, sessiz,
Başkasının hakkını kollayan
Efendi biriydi…
İri cüssesinin altında
İnce bir ruha sahip kişilikti…
Memleketi
Karabük’te akademik hayatını sürdürmüş,
Karabük Üniversitesi’ne gitmişti…
Pandemi sırasında
Genç yaşında aniden kaybettiğimiz
Prof. Dr. Mustafa Er’in
Safranbolu Mezarlığındaki
Mezarını bularak,
Başında dua etmiş oldum…
Soranlara,
Selam söyledi…
Geziden
Gördüklerime devam edeceğim…
Bu duygularla,
Hoş kalın, hoşça kalın…
05.06.2024
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar