Suriye yarım asırdan fazla bir zaman diliminden beri (1971) diktatör ve mezhep kılikçi bir yönetim altında zulme maruz kalmış,

            Esasında Osmanlı Devleti’nin “Tek dişi kalmış Batılı canavarlar” tarafından çökertilmesinden sonra, 1918’de Osmanlı’dan kopmuş ve Fransız sömürgesi olduğundan beri yani 1918’den beri hiç istikrar bulamamış (Suriye Tarihine bakınız!),

           Hem içerden hem de dışardan, hususen ABD ve İzrail tarafından sürekli hırpalanmış, karıştırılmış, bugüne kadar yüzü gülmeyen bir coğrafyamız olarak son 53 yıldır da diktatörlükle yönetilmiştir.

           Dünyanın neresinde olursa olsun, diktatörlerin devrilmesine insan olan herkes sevinir, sevinmelidir. Bunda zerre kuşku yoktur.

            Hiç şüphesiz Beşşar Esad’ın devrilmesi de, hem insan olarak hem de Müslüman olarak bizleri sevindirmiş ve umutlandırmıştır.

           Ülkemizde, zihniyeti, ideolojisi, siyasi yelpazesi ne olursa olsun Esad’ı savunan ya da savunacak tek bir kişi olduğuna (siyaset ve oy devşirme gereği farklı damgalama ve yaftalar yapılsa da) inanmayanlardanız.

            İtirazlar Esad’ın devrilmesine değil, BOP sürecinde gelişen olaylar, ABD ve Ziyonist cani İzrail terör çetesinin Gazze ve Lübnan’da giriştiği en barbar soykırımın ve ABD-İzrail’in, Amezrail’in bölgeyi yutma aşamasında devrilmesi, devirmenin arkasındaki emperyalist güçlerin, hususen ABD ve sopası İzrail’in rolü ve ardından Suriye’nin içerde ve dışarda kimlere teslim edileceği, bu durumdan en çok kim ya da kimlerin yararlandığı, yararlanacağına yöneliktir ve bu konuda taşınan kuşku ve endişelerdir. Bir diktatörün gidip başka bir diktatörün gelmesi, daha da önemlisi, ZİYONİST CEPHEYE YAKIN, UYDU BİRİSİNİN GELİP GELMEYECEĞİ, iç karışıklık ve çatışmaların yeniden başlaması, Suriye’nin parçalanması endişesidir.

               Bir diktatörün gidişini kazanç ve SEVİNÇ  hanemize yazarak, bu konuda duyulan kuşku ve endişelere geçelim. Bir Hoca efendinin dediği gibi,” Her şeyden şüphe etmek hastalıktır, hiçbir şeyden şüphe etmemekte saflık ve aptallıktır.” sözünü esas alarak.

                1-HTŞ, ABD tarafından terör örgütü ilan edilmiş ve yerini bildirene 10 milyon dolar ödül konmuş iken, birden HTŞ’nin terör listesinden çıkarılacağı ve tanınacağının ABD ve Batılı ülkeler tarafından beyan edilmesi!

                2-ABD ve SOPASI İzrail, Amezrail; Nasrallah’ı yerin 50 m. altında, Haniye’yi İran’da, Süleymani’yi Irak’ta ve birçok Hamas, Hizbullah ve İranlı önemli isimleri en kıritik yerlerde katledebildiği, ŞEHİT EDEBİLDİĞİ  halde, HTŞ liderine, çok çok daha kolay görünebilir ve bulunabilir olduğu hatta herkesin gözü önünde dolaştığı halde dokunmamaları!

                3-Halep’den Şam’a kadar hiçbir direnç, en ufak bir direnç görmeden, gerek ABD ve sopası cani İzrail tarafından ve gerekse Esad yönetimi tarafından en ufak bir taarruza maruz kalmadan ilerlemesi ve 14 yılda başarılamayanın 11 günde başarılması!

                4-Diktatör Esad’ın ardından nasıl bir yönetim, rejim, nasıl bir devlet kuracağı!

                5-Kuracağı yönetim ve devletin, Suriye’nin bütününü, ülkenin toprak bütünlüğünü sağlayıp sağlamayacağı, ülkenin emperyalist ve ziyonistlerin pilanladıkları ve istedikleri gibi bölünmesine izin verip vermeyeceği!

                6-Kurulacak yeni sistem ve devlet te, ABD ve İzrail himayesinde BOP ve işgal neticesinde ilki Irak’ta Barzani yönetiminde kurulan ve emperyalizm ve ziyonizmin hedeflediği dört parçadan bir tanesinden sonra, ikincisinin Suriye’de, yine ABD himayesinde kurulan YPG/PKK oluşumuna, özerk yapı isteklerine izin verip vermeyeceği, bu terör ve bölücü unsura karşı tavrının ne olacağı!

                7-Ziyonist canavarlar Filistin, Gazze ve Lübnan’da soykırım yaparken ve yapmaya devam ederken, Suriye’nin başta Golan tepeleri, tampon bölge ve birçok yerini işgal etmiş, etmeye devam ederken, Şam’a yaklaşmış iken, HTŞ liderinin eğer doğru ise, “Bizim Esad, Hizbullah, İran dışında düşmanımız yok' demesi, bu durumun kime yaramış olduğu ve ABD ve terör şebekesi  İzrail’in de aynı şeyi söylemesi, İzrail ile bu söylemde paralellik arzetmesi, İzrail’in  fiili olarak  yıllardır ve halen İran ve Hizbullah düşmanlığını icra etmesi!

               8-İzrail saldırganlığına, soykırımına ve işgallerine karşı nasıl bir tavır ve duruş göstereceği!

               9-Yıllardır ABD ve soykırımcı İzrail’e karşı, işgal, mezalim ve soykırıma karşı savaş veren “DİRENİŞ CEPHESİNDE” mi, yoksa, işgalci ve soykırımcı ziyonist cephede mi yer alacakları!

              10-Ziyonist cani terör şebekesinin HTŞ’ye karşı herhangi bir harekette bulunmaması, her yere vuran bu lanetlilerin HTŞ’ye henüz vurmaması, HTŞ’ nin de bu cani şebekeyle, işgale devam etmesine rağmen, herhangi bir çatışmaya girmemesi!

             11-Esad’ı devirmede ve Şam’ı ele geçirmede ABD ve sopası vampir İzrail’in rolü! Yoksa, fıkrada olduğu gibi; “Kahvaltı  tabağındaki zeytini bir türlü yakalayamayan ve epeyce uğraştığını gören garsonun, Temel’in  yanına yaklaşarak, çatalı alıp ve bir seferde zeytine batırması,  Temel’in de küçümseyerek garsona bakıp: “Uyy, ha bu zeytuni ben yormasaydum sen oni zor yakalayacağudun” demesi gibi, ziyonist cephe yordu da, HTŞ yakalamış mı oldu!

                 12- Diktatör ve zalim Esad’ın, ziyonist katil cephe tarafından değilde, tamamen Suriye halkı ve ülkemizin desteği ile devrilip devrilmediği ve yerine hangi cephenin idaresinin ve adamının geleceği!

                 13-Şeytanyahu’nun; Esad'ın düşüşünü "Tarihi bir gün" olarak yorumlaması ve bunun “Hizbullah ve Hamas'a vurduğu darbenin sonucu olduğunu” söylemesi! 

               14-ABD ve İzrail’in sonuçtan memnun olması, aynı sonucun onları da bizi de memnun etmesi, aynı sonuca sevinmemizin nasıl mümkün olduğu!

               15-Ziyonist cephe, küresel ziyonist ABD’nin tam desteğiyle, para ve silah üstünlüğü ve tüm u. arası anlaşma, hukuk, ilke, kural ve ahlak tanımadan Hamas ve Hizbullah’ı yok ederek, İran’ı tamamen budayarak ve Rusya’yı da kenara çekerek elde ettiği kesin üstünlükten, kaybetmiş, hiçbir şey yapamamış Suriye, bölge devletleri ve  Türkiye lehine bir şey çıkarır mı sorusu ve endişesi!

                16-Suriye gündeminin, neredeyse kesin bir şekilde Gazze ve Lübnan mezalim ve soykırımını, Şeytanyahu nefretini ve UAD yargılama kararını, suçlu ve yargılama imaj ve pozisyonunu, işlediği bunca suçları tamamen örtmesi, kendi iç kamuoyunda çok daha güçlü hale gelmesi ve soykırıma çok çok daha kolay devam etmesi akla gelen en mühim sorulardan biridir.

               17-Soykıım karşısında 439 gündür fiili tek bir adım atmayan bölge kukla idarecilere, HTŞ senaryosu ve belli belirsiz zaferi ile bir nefes alma, halkları nezdinde imaj kurtarma havucu olarak mı sunuluyor? Kukla ve işbirlikçiliklerine karşı, hayali bir ödül mü veriliyor?

              18-Ürdün’de düzenlenen “Suriye zirvesini,” lanetli ziyonist eşkıyaların Gazze ve Lübnan soykırımına tam destek veren ve bilfiil katılan ABD, ziyonist cepheye  her türlü desteği veren AB ve bunca mezalim ve soykırıma ses çıkarmayan, kınamaktan ve gaz almaktan başka bir şey yapmayan ABD ve İzrail kuklası bölge ülkelerinin, yani vahşi ve puşt galiplerle, işbirlikçi mağlup kuklaların katılması, bunların bu zirveyi düzenlemesi ve DİRENİŞ CEPHESİNDEN, BEDEL ÖDEYENLERDEN, MAĞDUR ve MAZLUMLARDAN kimsenin çağrılmaması, katılmaması!

                  19-Suriye ve hususen HTŞ’nin Esad’ı devirmesi ve Şam’ı ele geçirmesi gündeminin, esas gündem olan Gazze ve Lübnan soykırımını tamamen örtmesi, gündemden düşürmesi, son kalan Gazze mücahitlerinin de ziyonist canilerce yok edilmesine artık ses çıkarılmaması, tamamen görmezden gelinmesi, unutturulması, Gazze ve Filistin’in tümüyle İzrail’e terk edilmesi, sadece Suriye olayına odaklanılması, başka bir şey yokmuş, 439 gündür katliam ve soykırım yokmuş gibi davranılması!

                   Bütün bu kuşku ve endişelerimizi ortadan kaldıracak, direniş cephesine yarayacak, emperyalizm ve ziyonizmin isteklerine zıt, Suriye Müslümanlarına ve ülkemize yarayacak bir durum ortaya koymaları en büyük kazancımız, ZAFERİMİZ ve BAYRAMIMIZ olacaktır.

                     SURİYE’NİN, FİLİSTİN, GAZZE, HAMAS, LÜBNAN, G. LÜBNAN, HİZBULLAH, YEMEN, ENSARULLAH , BÖLGE HALKI MÜSLÜMAN ÜLKELERİN, ÜMMETİN VE ÜLKEMİZİN LEHİNE ÇIKACAK HER SONUÇ, EN BÜYÜK MUTLULUĞUMUZ, AKSİNE ÇIKACAK HER SONUÇ İSE AZABIMIZ OLACAKTIR. KUŞKU VE ENDİŞELERİMİZDE YANILMAK İSE, BİZE ÖDÜL OLACAKTIR.

                      Suriye’yi parçalara ayıracak, ziyonizme karşı direniş eksenini zayıflatıp yok edecek, cani izrail ve hamisi başziyonist ABD’ne yarayacak, Şeytanyahu’yu hesap vermekten kurtaracak, direniş cephesinde değilde, ziyonist cani cephede yer alacak  her sonuç, bize ve tüm Müslümanlara dünya CENNETİ sunsa bile kesinlikle reddeder, CEHENNEM olarak görürüz!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber