“Yüreğinde 
Yar aşkı olmayan, 
Saz çalamaz” diyen, bizden biri idi…
1938 yılında Kırşehir’de doğdu,
Öyle fakirlik çekmiş ki, 
Evine 
Ekmek alacak 
Parası olmadığı zamanları biliyor…
Osmanlı’dan gelen 
“Abdallık” kültürünün 
En son temsilcilerinden biriydi…
Kendi deyimi ile
Anadolu’nun göbeğinden çıkan
Kara suratlı biri…
40 yaşında 
Ağır bir felç geçirerek,
Ellerini kullanamaz oldu…
Ekmeğini ellerinden kazandığı için
Bu onun için, 
Ölümden de beterdi…
Eski Türkiye’de tedavi olamayınca, 
Almanya’ya göç etti…
Almanya’da kaldığı 22 yıl boyunca
Türkiye’yi 
O kadar fazla özlemiş
Ve
Hasret kalmıştı ki,
Türkiye’ye
Ayak bastığı gibi 
Saatler boyunca gözyaşlarıyla,
Toprağı sulamıştı…
Tabi
Türkiye’de 
Onu çok fazla özlemiş olacak ki,
Türkiye’ye geldiği zaman 
Milyonlar
Onu coşkuyla karşılamıştı…
Halkın içinde,
Halktan biri olarak, gönüllerde yer etmiş,
Gerçek sanatçı denilince
Akla ilk önce gelenlerden biriydi…
İsminden daha fazla
Lakabıyla anıldı,
“Bozkırın 
Tezenesi” denildi ona…
Evet, ünlü halk ozanı 
Muharrem Ertaş’ın oğlu,
Halk ozanı 
Neşet Ertaş’tan bahsediyorum…
9. Cumhurbaşkanı 
Süleyman Demirel’in 
Kendisine 
Teklif ettiği, “Devlet Sanatçılığı” 
Unvanını reddetti…
Devletin parasını, 
Kursağından geçirmeyerek,
Milyonlara örnek oldu…
“Darda kaldım diye
Umutsuz olma,
Yok iken, 
Dünyayı var eden vardır…”
“Sen 
Beni gülünce mutlu mu sandın,
Yalandan,
Yüzüme gülen dünyada…”
“Bir bekleyeni olmalı 
İnsanın,
Sen kendinden vazgeçsen de,
Senden vazgeçmeyen…”
“Mühür gözlüm
Seni elden,
Sakınırım, kıskanırım…”
“Sen sev,
O seni, sevmezse sevmesin…
Sevgi sevenin,
Yüreğinde uyanır…”
“Nerde,
Bir türkü söyleyen görürsen,
Korkma yanına otur,
Çünkü
Kötü insanların türküleri yoktur…”
“Kadınlar insandır,
Bizlerse insanoğlu…” gibi, 
Birçok sözü
İnsanların kalbinde yer etmişti…

Neşet Ertaş, 
UNESCO tarafından 
“Somut Olmayan Kültürel
Mirasın Korunması Sözleşmesi” ne
Bağlı olarak,
Hayatta olduğu dönemde,
“Ulusal Yaşayan İnsan Hazinesi” 
Olarak kabul edilmiştir…
2011 yılında 
İstanbul Teknik Üniversitesi
Devlet Konservatuarı 
Neşet Ertaş’a 
“Fahri Doktora” 
Ödülünü takdim ederek
Eserleri, 
İTÜ’de ders olarak okutulmaktadır…
Hepsi birbirinden güzel
Tam, 
40 albüm yapmıştır…
Türk Halk Müziğini 
Dünyaya sevdiren
Ozan olarak bilinen Neşet Ertaş,
24 Eylül 2012 yılında 
İzmir’de, 
Prostat kanserinden dolayı
Hayata 
Gözlerini yummuştur…

“Bana
Öldü demeyin,
Yoruldu gitti deyin” diyen,

Büyük ozanımızı,
10. ölüm yıldönümünde 
Rahmet ve hasretle anarken,
Ailesi
Ve
Sevenlerine ise
Bol sabırlar dilerim…

Dünkü 
KTÜ Fen Fakültesi
Fizik Bölümünü ilgilendiren 
Yazımdan sonra,
Fizik Bölüm Başkanı 
Prof. Dr. Tuncay Bayram Hocam 
Beni arayarak,
“Ders yüklerinin 
Doldurulmaması vesilesiyle
Devletin zarara uğratılması iddialarımızın
Doğru olmadığı
Ve
Bölüm ders görevlendirilmeleri
Usulüne uygun 
Ve 
Şeffaf yapılmıştır” dedi…
Hocamızın
Açıklamasını aynen yayınlıyorum…

26.09.2022
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber