Alınmaya başlanan tasarruf tedbirleri, ÇOK GEÇ KALMIŞ ama çok DOĞRU bir karardır.
Bu karar, kararı alanlarca 22 SENE önce başlatılmalı, iktidarlara bağlı olmayıp, ilelebet olmalı ve devam etmeli, bir DEVLET POLİTİKASI haline getirilmeliydi, getirilmelidir.
Zira tasarruf; zor zamanlarda, kıtlık olduğunda, ekonomi dara girdiğinde, bütçe sıkıştığında ya da DENİZ BİTTİĞİNDE! değil, her şartta ve her durumda olması gerekendir.
En zengin olduğumuz durumda bile tasarrufu elden bırakmamalı, bunu insani ve hele hele İslami bir görev, vecibe ve FARZİYET olarak görmeli, hayatın vazgeçilmez bir parçası olarak algılamalı, uygulamalıyız.
Asıl önemli olan da, DARLIKDA DEĞİL, VARLIKTA TASARRUFTUR.
Bir nehirden abdest alırken bile suyu israf etmemeyi öğreten, öneren ve İSRAFI HARAM GÖREN bir medeniyetin varisleri, bir inancın müntesipleriyiz.
Tasarruf tedbiri, sadece israfı değil, LÜKSÜ de kapsar ve kapsamalıdır.
Müslümanlar olarak, ne İSRAF ve ne de LÜKSE kapı aralamamalı, imkanlarımızın ve zenginliğimizin fazlasını lükse değil, muhtaçlara, daha da doğrusu yeni yatırımlara, kalkınmaya tahsis etmeliyiz.
Müslümanın hayatında ne israfa ne de lükse yer yoktur. MÜTEVAZİ ve SADE HAYAT işin esasıdır.
Bu bağlamda tasarruf adı altında tüm TEDBİRLERİ ONAYLIYOR, geç kalınmış görüyor, zararın neresinden geri dönülürse kardır diyor, tasarrufun tüm zamanlarda kesintisiz yapılmasına yürekten inanıyor, alınan kararların sürekli, istikrarlı, tavizsiz ve zerre gevşetmeden ilelebet sürdürülmesini istiyoruz.
Tasarruf tedbirlerine şunların da ilave edilmesini öneriyoruz:
Her İle bir ÜNİVERSİTE ve her ilçeye bir M.Y.O. uygulama ve israfına son verilmelidir.
Kabiliyete göre eğitimin yönlendirilmesi sağlanmalı, mesleki eğitime ağırlık verilmeli, üniversite kapılarına yığılma israfı ortadan kaldırılmalıdır
ÇOK İL, İLÇE VE BELEDİYE uygulamasından da vazgeçilmeli, yeni oluşumlara izin verilmemeli, ilçe değil, bucak dahi olamayacak yerlere İlçe sıtatüsü verilmesi gibi yeni israflara yol verilmemelidir
Tüm kamu kurumlarında YERLİ MALI kullanma zorunluluğu getirilmeli, halk ta bu yönde teşvik edilmeli, ithalatın azaltılması yoluna gidilmeli, yerli üretim her yönüyle teşvik edilmeli, desteklenmelidir.
TÜM KAMU KURUMLARINDA ISINMA VE KILİMA İSRAFI İLE ELEKTİRİK, TELEFON VE SU İSRAFLARININ ÖNÜNE GEÇİLMELİDİR.
Milletvekillerinin hem EMEKLİ hem de VEKİL MAAŞI almalarına son verilmelidir.
Bir yığın BAKAN YARDIMCILIKLARI, ÖZEL KALEMLER, SEKRETERLER, KORUMALAR, ARABALAR, HARCIRAHLAR, Mecliste bedavaya yakın yemekler, özel şoförler, lüks konaklamalar, MİLYONLUK YÜKSEK MAALAR! Hepsi gözden geçirilmeli ve makul seviyeye çekilmelidir.
BİRDEN ÇOK MAAŞLARIN İVEDİLİKLE TEKE İNDİRİLMESİ, tasarruf tedbirlerinde en önemli önceliktir.
YÖNETİM KURULU ÜYELİKLERİNE maaşlı insanların atanmasına son verilmeli, ARPALIK olarak kullanılmasından vazgeçilmelidir.
GELİRE GÖRE VERGİ alınmalı, fazla kazanandan fazla, az kazanandan az alınmalıdır.
BAKANLIK BÜTÇE VE HARCAMALARINDA HAVUZ SİSTEMİNE GEÇİLMELİDİR.
Kamu çalışanlarında PERFORMANSA GÖRE MAAŞ sistemi getirilmeli, çalışanla çalışmayana aynı maaş verilmesi israfına son verilmelidir.
Futbol camiası ve kulüpler mercek altına alınmalı, bu alandaki fahiş gelirler yüksek oranda vergilendirilmeli, özel şirket olan sıpor kulüplerine, zaten yasal olmayan KAMU İMKANLARI tahsis edilmemelidir.
VERGİ KAÇIRILAN tüm sektörler takip edilmeli, kayıt altına alınmalıdır.
ZİRAİ üretimde ve KIRSAL MAHALLEDE mevzuat yeniden ele alınmalı, köyden dönüştürülen tüm mahalleler kırsal mahalleye hatta KÖYE dönüştürülmeli, kadim köy kavramı yaşatılmalı, kırsal mahalle yani köylere kolaylık ve teşvikler, üretime ve ürüne verilmeli, bu alandaki kayıplar ortadan kaldırılmalıdır
MÜDÜRLERDEN aşlayarak, Genel müdür, Vali ve MÜSTEŞARLARA kadar benzeri tüm üst idari kadrolarda çalışırken görevden alınanların, bu kadrolardan emekliliği hak edenler emekli hakkı kazanma uygulaması devam etmeli ama görevden alındıktan sonra, bu kadrolarda çalışmadıkları halde aynı maaşı almaya devam etmeyip, müktesep kadrolarına veya eşdeğerine döndürülmesi, hem israfı önleyecek hem de hak edilmeyen, çalışılmadan alınan haram maaşı ortadan kaldıracaktır. Ayrıca bu insanlar BOŞ bırakılmamalı, altındakilerin emrine verilip rencide edilmeden, üst amirler nezaretinde muhakkak çalıştırılmalıdır.
Belediyelere de ilave birkaç tasarruf tedbiri önerelim:
Belediyelerde uygulamaya konulan araç tahsisi tamamen sınırlandırılmalı, HAVUZ sistemi uygulanmalıdır.
BELEDİYE ÇALIŞMALARINA YÖNELİK REKLAM İSRAFINA, HELE HELE MİLLETİN/BELEDİYENİN PARASI İLE İSİM VE RESİM REKLAMI HUKUKSUZLUK VE İSRAFINA SON VERİLMELİDİR.
PERSONEL FAZLALIĞI, kamu çalışanlarını rencide etmeden, farklı birimlere ya da fazlası, ihtiyaç olan diğer kurumlara kaydırılmalıdır
LÜKS kaldırım, meydan, park ve benzeri yatırımlara son verilmeli, daha ucuz ama mukavimlerine ve mütevazi olanlara yönelinmeli,
Parklardan ziyade, yüzde yüz yeşil ve kentlere gerçek akciğer olacak KENT ORMANLARINA yer verilmeli,
Lale ve benzeri kısa ömürlü MEVSİMLİK ÇİÇEKLER çok çok az yerde kullanılmalı, çok yıllık çiçekli bitkilere yönelinmeli, buradaki israf ta ortadan kaldırılmalıdır.
DAHA AZ SU tüketecek ve kuraklığa dayanıklı peyzaj bitkileri dikilmelidir.
Evde yani KAYNAĞINDA AYRIŞTIRMAYA geçilmeli, GERİ DÖNÜŞÜM sağlanmalı, bu alanda mevcut kaynak israfına son verilmeli, ÇÖP KONTEYNİ uygulamasından vaz geçilmeli, her gün çöp toplama israf ve yükünden vazgeçilmeli, HAFTADA BİR VEYA İKİ GÜN çöp toplanmalı, böylece büyük tasarruf sağlanmalıdır.
Lüks HAYVAN BARINAKLARI yapmak yerine, daha sade ve masrafsız barınaklar yapılmalı, sokakta yatan bu hayvanlara lüks otel gibi harcamalar yapılmamalı, her türlü çare denendikten sonra, hasta ve zayıf olanlara UYUTMA da yapılmalıdır.
Bölünerek çoğaltılan BİRİMLER BİRLEŞTİRİLMELİ, gereksiz fazla kadro ve makam israfına son verilmelidir.
Bir de DANIŞMAN adı altında istihdam edilen ama danışılmayan MAAŞMAN uygulamasına, israfına son verilmelidir.
HEPSİNDEN ÖNEMLİSİ YOLSUZLUĞUN, RÜŞVETİN, HARAM KAZANCIN ZERRESİNE GEÇİT VERİLMEMELİ, EN TEPEDEN EN ALTA KADAR DOSDOĞRU VE DÜRÜST BİR YÖNETİM ORTAYA KOYULMALIDIR.
Tasarruf en tepeden en alta kadar tüm kurumlarda uygulanmalıdır.
“İTİBARDAN TASARRUF EDİLMEZ” değil, “TASARRUF İTİBARIN TA KENDİSİDİR” anlayışı hakim olmalıdır.
Bütün bunlara ilave edilebilecek çok daha fazla lüks ve israflar mevcut olup, geniş kapsamlı inceleme ve takip ile tasarruf kapsamı genişletilmelidir.