Trabzon turizminde kaliteyi ve hizmeti bir üst seviyeye çıkarmak için gelecek sezonun plan program ve stratejisini belirlemek üzere bu günlerde bir toplantı yapılacak.
 
Bu toplantının ev sahipliğini Trabzon Valiliği yapacak. İştirakçileri ise Trabzon Büyükşehir Belediyesi, TTSO, TESOB, Turizm Müdürlüğü, TÜRSAB yetkilileri, Jandarma, Emniyet, İlçe Belediye temsilcileri vb. kurum ve kuruluşlar olacak.
 
Yapılacak olan bu toplantıda, Trabzon turizminin sorunlarının ve Trabzon’a daha iyi hizmet için neler yapılabileceğinin gündem olacağı açıktır.
 
Peki bu sorunların ve kaliteyi artırmanın konuşulacağı bu toplantıda, katılımcıların yeterli olduğunu söyleyebilir misiniz?
 
Turizmde hizmet veren, yani turist ile direkt kontak kuran kişi ve işletmeler bu toplantıda temsil edilmiyor. O nedenle bu toplantıda sorunun ve ihtiyacın tam olarak ele alınacağını ya da sorunlara tam anlamıyla çözüm üretilebileceğini düşünmüyorum.
 
Oysaki bu toplantıda turizm ile alakalı muhataplar da muhakkak olmalı. Peki kim bu muhataplar?
 
Restorant, otel, eğlence, AVM, ulaşım ve tur işletmeleri gibi işi turizmle aynı paydada olan bütün hizmet sektörlerinden kişilerin temsilcileri de bu toplantıda olmalı. Üstelik sadece üst düzey yöneticilerin değil,  şoför, rehber, garson, resepsiyon görevlisi, komi, güvenlik görevlisi, market çalışanı, akaryakıt istasyon çalışanı, temizlikçi vb. alt tabakadan hizmet veren kişileri temsil edenlerin de toplantıda yer alması gerekiyor. Çünkü turizmle ilgili her türlü problemle muhatap olan tabaka kendileridir.
Tabi bu tip toplantılar, en son toplantıdan da belli olduğu üzere, sohbet muhabbet ve ikili ilişkilerin ele alındığı, lobiyi artırma, dost edinme ve iltifat toplantılarından öteye gitmiyor. Yukarda belirttiğim hizmet sektörüyle direkt alakalı kişiler için “Bu toplantıda ne işleri var! Onlar kim! Ne anlarlar!” denilerek her daim görmezden geliniyorlar. Böyle olunca da mevzu bahis turiste hizmette, maalesef sınıfta kalıyoruz.
 
En son toplantıya eleştirel vurgu yaptım, neden? Çünkü en son buna benzer toplantı turizmin kalbi Uzungöl’de yapılmıştı ve yukarıda saydığım elit katılımcıların da hazır bulunduğu bu toplantıda, sohbetler edildi, yemekler tatlılar yendi, çaylar içildi ve sonuç olarak, gelecek yıl Uzungöl’de seyyar satıcılar olmayacak kararı alındı ve toplantı bitti. Böylece Trabzon turizmi kurtarıldı! Trabzon turizminde tek sorun seyyar satıcılardı. Gerçi bunu da başaramayacaklar ama neyse!
 
Halbuki o toplantıyı yaptığınız işletme ve onun gibi işletmelerde olan problemlerden başlayarak gerçek sorunları hiç ele almadınız! Trabzon turizmi için hiçbir katkınız olmadı, olmuyor ve galiba böyle gittikçe hiç bir zaman da olmayacak.
 
Nedir gerçek sorunlar?
Daha önceki yazılarımda defalarca bahsetmiştim ama olsun, Trabzon’un turizmde yıldız şehirlerden biri olması için her zaman her yerde  bahsedeceğim.
 
En büyük sorunumuz yabancı turistlerin hizmet aldığı bütün alanlarda, gerçek olmayan reklam ve anlatımlarla aldatılıp, kandırılıp faiş fiyatlarla kazıklanmalarıdır.
 
İkinci büyük sorunumuz, Trabzon’da kaliteli, güvenli ve yeteri kadar konaklama alanı ve imkanı olmadığından, saçma sapan alan ve mekanlarda apart adı altında, mecbur bırakılan turiste yüksek bedeller ödeterek, üstelik kaliteden ve hijyenden uzak konaklama imkanları sunuluyor. Bu alanların hiçbir şartta denetlenmediğini biliyoruz.
 
Aynı şekilde yetkisi, belgesi, ehliyeti olmayan kişiler, sırf mekan sahibi diye para kazanma adına, kaliteden ve hijyenden uzak mekanlarda gıda, yem yiyecek satıyor, restoran adı altında, sorsan lokantacılık yapıyorlar.
 
Diğer sorunlarımız ise; ulaşım, iletişim, tanıtım, park ve güvenlik.
 
Turizmin yoğun olduğu dönemde, şehir içi yollarımızın çok yetersiz ve denetimsiz oluşundan ulaşımda oldukça zaman ve maddi kayıplar yaşanmaktadır.
 
Şehir merkezinde turistin ihtiyaç duyduğu anlarda, iletişim için  hemen yardım alabileceği yabancı  lisanı olan rehberler, bürolar, noktalar olmalı.
 
Trabzon’un tarihini, tarihi alanlarını, kültürünü, yöresel lezzetlerini, yaylalarını, doğasını ve el emeği özel üretimlerini tanıtacak yeteri derecede afiş, reklam ve sunum yapan alanlar olmalı.
 
Şehir merkezinde yeteri kadar araç  park alanları bulunmamaktadır. Ayrıca anlık, indir bindir, ya da üç-beş dakikalık, turizme dönük araç bekleme alanları yeteri kadar bulunmamakla birlikte, ihtiyaca direk cevap verecek, özellikle döviz bürolarının yoğun olduğu ve mutlak ihtiyaç olan alanlarda bu tip bekleme noktaları ve imkanları bulunmamaktadır.
 
Şehir merkezinde, güvenlik açısından turistin günün her saatinde dilediği gibi yaşam alanlarını kullanabilmeleri, bu alanlarda rahatça dolaşabilmeleri sağlanmalıdır.
 
Bunun için uluorta sokak hayvanları, dilenciler, berduşlar, seyyar satıcılar ve izinsiz gösteri ya da etkinlikler olmamalı yada kontrol altında tutulmalıdırlar.
 
Turizm polisleri olmalı, ancak bir tane turizm polisi yazan bir aracın, meydan parkında bekletilerek bunun olmayacağı artık idrak edilerek, sayılarının yeterince artırılması, yetki ve denetim alanlarının yeterince genişletilmesi gerekmektedir.
 
Şehir içi ve dışı bütün alanlarda güvenliği tesis edecek, turistin her an sığınabileceği, sokakları, parkları, yaşam alanlarını ve bütün İşletmeleri her türlü denetleyecek  yetki ve donanıma sahip turizm polisleri olmalı ve bunu turiste hissettirmeli.
 
Faiş ya da tabiri caizse kazık fiyatların olmasını önlemek için, komisyon adı altında verilen ve çok büyük meblağlar tutan, gerçekte ise müşteri getirsin diye haraç, rüşvet ya da teşvik içeren bu ödeme şekillerinin olmasını önleyecek, bu uygulamayı kaldırabilmek ve bunun önüne geçmek için çok büyük cezai müeyyideler uygulayacak turizm polisleri olmalı ve yetkilendirilmelidir.
 
Ayrıca Turizim trafik polisleri olmalı!
Bu polisler bütün turizm araçlarını, kaliteli hizmet adına kontrol etmek suretiyle, gözetim altında tutacak. Jandarmanın yol keserek, TÜRSAB yetkililerinin evrak kontrolü yaptığı denetimlerden bahsetmiyorum!
 
Turizmde hizmet veren araçlarda çalışan hos, hostes, rehber ve şoförleri denetim altında tutarak, öncelikle evrak kontrolü yapıp, sonra kılık kıyafet, hal ve davranış kontrolü yapacak; kısa şort, parmak arası terlik, çıplak ya da buna yakın kıyafetlerle hizmet verdiğini sanan bazı şoför ve rehberlere izin vermeyecek, buna benzer hallere cezai işlem uygulayabilecek turizm trafik polisleri her tarafta olmalı.
 
Turizm sektöründe olan bütün çalışanların GBT leri ciddi şekilde kontrol edilmeli ve daha önce yüz kızartıcı bir suça karışmış, net şekilde kural hatasıyla veya bile isteye, tasvip görmeyen bir olaya karışmış şahısların bu sektörde çalıştırılmaları kesinlikle ve kesinlikle engellenmeli.
 
İl ve ilçe belediyelerinin, kendi alanlarında olan ve turizmin en yoğun olduğu dönemlerde, çok yüksek meblağlarla, üstelik standartlara uygun olmayan mekanlarda, turist konaklaması yapan otel, motel, apart, pansiyon, yurt, villa, apartman ve sitelerin ince ince denetlemesi yaparak, yetki belgesiz, vergi kaçıran, sağlıksız ve standartlara uygun olmayan durumda olan mekanlara her türlü, kapatma dahil cezai işlemi uygulamalı.
 
Tabi ki bu uygulamayı yapacak belediyeler önce denetime kendi işlettikleri mekanlardan başlamalılar.
 
Örneğin, Çal mağarasında ziyaretçilerden, mağara giriş ücreti alıp oldukça gelir elde eden belediye, ne hikmetse o alanda araç parkı, tuvalet ve mescit sorununu yıllardır çözememiş.
 
Araçlar, mağara alanında park olmadığı için izdihama sebebiyet vermektedir.
Tuvalet adında olan mekan, küçük ayrıca pislik ve kokudan içine girilecek durumda bile değil.
Mescit diye gösterilen mekan bir konteynerden ibaret ve pislik, toz toprak içinde olduğundan, secdeye gittiğinde anlına toz ve kumların yapıştığı bir yer bu mescit. Trabzon’a yakışır bir yer mi, bu ne? Biri bunu izah etsin lütfen.
 
Tünel akvaryumun işletmesini/kontrollünü yapan belediye ise öncelikle bu alanda ziyaretçi girişleri için çifte standardı ortadan kaldırıp, yabancı (Arap) Türk ayrımı yaparak giriş ücretlerinde Türk ziyaretçiden aldığı giriş ücretinin üç-dört mislini yabancı turistten almayacak.
 
Ayrıca bu akvaryumda, turizm amaçlı gelen ziyaretçileri getiren şirket, işletme, rehber ve şoförlere getirdikleri ziyaretçilerin ödediği ücretten komisyon verme işine bir son vermeli ve ödediği bu komisyonu giriş ücretinden düşerek indirim yapmalı ki fiyatlar uygun olsun ve bilette çifte standart uygulaması kaldırılsın, turist kazıklanmasın ama dimi!
 
Bu nedenle bu gibi ziyaretçisi bol alanları işleten belediyeler önce kendini sorgulamalı, sonra toplantıda turizm adına ahkam kesmeliler, kimse kimseyi kandırmaya kalkmasın.
 
Evet yukarıda belirttiğim bütün bu olumsuz unsurları aslında yıllardır yazılarımda belirtiyorum ama değişen hiçbir şey yok. Kısaca Turizmde bir türlü şampiyonlar ligine yükselemedik, mevcut sorunlara sebep hep alt liglerde emekleyip durduk.
 
Aslında gerçekçi bakıldığında, Trabzon’da, ay sonu geldiğinde maaşını alıp piyasayı hareketlendirecek binlerce işçisi olan devlet fabrikaları, üretimde büyük denecek sanayilerimiz yok! Gelir getirici Trabzon’u ayakta tutan bir turizm var onu da becerip yönetecek, denetleyecek, kural ve kaideler getirecek akil yöneticilerimiz yok.
 
Bu nedenle Trabzon turizminde hep alt liglerdeyiz diyorum. Artık Trabzon turizmde, Antalya, Ege ve Kapadokya gibi şampiyonlar ligine yükselmeli.
 
Bunu başarabilmek için bütün kurum, kuruluş ve ilgili kişiler önce kendinden başlayarak, sorunların tamamını sorgulamalı ve bütün bu sorunların giderilmesi için, affı yok sıkı sıkı denetimler yapmalı çünkü başka mümkünü yoktur.
 
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber