Trabzonspor bir dizi sıkıntı ve bu sıkıntıların sonuçlarına binaen oluşan taraftar baskısının eşliğinde, Karadeniz derbisi için Rize deplasmanına gitti. 

Trabzonspor ve Rizespor maçları her zaman heyecanlı ve ilgi çekici olmuştur. Bu maçta oldukça heyecanlı ve hareketli başladı. Tribünlerin oldukça dolu olduğu bir Rize deplasmanı ve maça iyi başlayan bir Trabzonspor, daha ne olsun. 

Trabzonspor maça iyi başladı fakat, Rizespor oyunda dengeyi kurmakta gecikmeyince, oyun zaman zaman karşılıklı ataklarla pozisyonlar izletti bize fakat, her iki takım adınada gol yollarındaki beceriksizlik, futbolun meyvesinin keyfine varmamızı geciktirdi. 

Abdullah hocanın bu maça çıkardığı ilk 11’e bir şey demeyeceğim! 
Çünkü, eksik ve sakat oyuncuların, transfer yapan oyuncuların oldukça eksik bıraktığı Trabzonspor’da bana göre hoca, bu maça çıkabileceği en iyi kadro ile çıktı. 

Belki, sağ bekte neden M.Can değilde H.Türkmen diye düşünebilirsiniz fakat, bu hamleninde muhakkak bir açıklaması hocada vardır ki, bana göre bu maç için Hüseyin tecrübe adına doğru karardı fakat, taraftar bu oyuncu üzerinde o kadar stres yaratıyor ki, çocuk bu stresle ancak 21 dakika oyunda kalabildi. Maalesef sakatlanıp çıktı. İnşallah aşil sakatlığı değildir. 

Maçın ilk devresi, Rizespor’lu oyuncuların hırsla mücadelesini, Trabzonspor’lu oyuncularında endişeyle mücadelesini izledik diyebiliriz.

Aslında Trabzonspor’un en büyük eksiğinin orta alanda orkestra şefinin olmaması. Örnekleyecek olursak, Hamsik yada Sosa gibi bir şefe ihtiyacımız var. Öyle bir ihtiyaçki bu, hastanın ilaca, kurak toprağın suya ihtiyacı gibi, Trabzonspor’un da bu tip oyuncuya  ihtiyacı var desem, yanlış dememiş olurum. 

Maçın ikinci devreside ilk devrenin kopyası gibiydi, tek fark vardı, oda Varesanoviç’in Rizespor adına attığı gol dü. 

Benim üzüldüğüm Trabzonspor’un mağlup olmasından çok, Trabzonspor’un sezon başında yapılan kadro mühendisliğinin amatörce oluşundan mütevellid, aciz durumlara düşmemizdir. 

Koskoca Trabzonspor, yedek kulübesinde maçı çevirecek oyuncu bulunduramıyor, hoca dilediği hamleyi yapamıyor! Burada kabahatli mevcut hoca değil, mevcut kadroyu yapan futbol aklıdır.

Sosyal medyada bir çok taraftar hoca ve bazı oyuncular üzerinden oldukça yıpratıcı baskı kurmaktadır. Bu baskının camiamıza, Trabzonspor umuza faydası olmayacağı gibi, oldukça zararı olacağını, olduğunu artık idrak etmelidirler. 

Bizim bir tane Trabzonspor’umuz var, başka bir tane daha yok. Bu nedenle sahip çıkmaktan başka yapılacak bir şey yok ve herkes bunu böyle bilip böyle davranmalıdır. 

Kimi, Ağaoğlu’nu geri ister, kimi Şenol Güneş’i ister, kimi Tekke edebiyatı yapar, kimi futbolculara çamur atmaktan geri durmaz, yeni transfer için bir sürü oyuncu ismi ortaya atar, kimi battık edebiyatı yapar, kimi yediler kulübü edebiyatı yapar, kimi kendini futbol filozofu ilan eder.

Yani kısaca bizim taraftar futbol, futbolcu, teknik adam ve yönetimler için her şeyin en iyisini bilir, bildiğini iddia eder. 

Halbuki bu tip, her şeyi bildiğini iddia edenlere benim bir sözüm var, bir insanın her şeyi bilmesi mümkün değildir, her şeyi bildiğini iddia eden bana göre, 
“Herbokolok” tur. 

Ben kimsenin isimler üzerinden Trabzonspor luluk yapmasını, kişiler üzerinden Trabzonspor luluk yapmasını hiç kabul edemiyorum ve etmeyeceğimde.

Futbolun gerçekleri vardır!
Futbol futbolcuyla oynanır.

Bugün futbolda oyuncu isimleri üzerinden sistemlerini belirleyen anlayışla bir çok takımın kurgulandığını biliyoruz. Bir oyuncusunu kaybeden takımın, sisteminde aksama meydana geldiği ve maç kazanmada zorlandığı gerçeği varken, Trabzonspor’da eksikleri görüp bunu göz ardı edemeyiz. 

Trabzonspor’un ilk 11 düzeyindeki bazı oyuncularından faydalanamadığını gözardı etmek, haksızlığın ve kastın ta kendisidir. 

Eksik dediğim oyuncuları şöyle bir sıraladığımızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacağız, Onuachu, Trezeguet, Pepe, Bakasetas, A.Ömür, Denswil, Larsen ve Orsiç tam 8 oyuncu. Bu oyuncuların kadroda olduğunu var sayarsak ve en az üç, dördünden faydalandığımızı düşünsek, bugünkü sonuçların böyle olmayacağını düşünüyorum. 

Bütün bu unsurları dikkate aldığımızda, hocayada, oyuncularada haksızlık ettiğimizi, bu haksızlığı ederken kırıp döktüğümüzü ve sonuç olarak, oyuncuların endişeli oynadıklarını ve Trabzonspor’un kaybetmeye mahküm olduğunu hiç unutmamalıyız. 

(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber