Trabzonspor’da seçimli genel kurul yaklaştıkça, ortamda ısınmaya, kulisler artmaya, kurullara ve başkanlığa aday isimler ise yavaş yavaş dillendirilmeye başlandı.
İlk baştan şunu belirtmeden geçemeyeceğim!
Trabzonspor battı, Trabzonspor’u batırdılar, bu borç artık ödenmez diyenler bakıyorumda yönetimin çeşitli kademelerine aday olmaya, görev almaya, göreve gelmeye çalışıyor.
Adama demezler mi!
hayırdır birader, battı, batık yada bitirdiler dediğin yere aday olmak, bir makam mevki, bir koltuk kapma sevdası neyin nesi? Amacın ne?
Zaten Trabzonspor’un en büyük sorunu bu!
Ben yoksam başarısız, ben varsam başarılı olsun!
Hayır efendim bu zihniyet değişmeli!
Ben olsamda olmasamda Trabzonspor başarılı olsun demeliyiz.
Ne zaman bu şekilde düşünürsek o zaman bir çok meseleyi halletmiş ve çok yol almış olacağız. Böyle olumlu, yani hep Trabzonspor’u düşünenleri tenzih ediyorum.
Trabzonspor başkanlık makamı çok önemli bir makam!
O kadar önemliki, taliplisi her zaman var ve olmayanda devam edecek.
Çünkü Trabzonspor insana kimlik, saygınlık ve itibar kazandırır.
Ali Osman Ulusoy’la başlayan ve sırasıyla,
M.Rıfat Dedeoğlu
B.Suat Oyman
A.Salih Erdem
M.Şamil Ekinci
A.Celal Ataman
Mustafa Günaydın
Mehmet Ali Yılmaz
Mazhar Afacan
Faruk Nafiz Özak
Özkan Sümer
Atay Aktuğ
Nuri Albayrak
Sadri Şener
İbrahim E. Hacıosmanoğlu
Muharrem Usta
Ahmet A. Ağaoğlu
Ertuğrul Doğan
Bakın buraya başkanların isimlerini sırasıyla yazdım tam 18 başkanımız olmuş.
Bu isimlerin belki bir iki tanesi (onlarda kurucu isimlerdir!) Trabzonspor üzerinden prim yapmamış, hep katkı sağlamış olabilir fakat, çoğu Trabzonspor’a katkı yapmasının yanında kendi ismine daha çok katkı yapmıştır.
Benim, dönemini çok iyi hatırlamam münasebetiyle rahmetli Mehmet Ali Yılmaz başkana saygımda sevgimde sonsuzdu. Trabzonspor’un en çarpıcı ve atılımcı başkanı olarak öne çıkmaktadır.
Şimdi dönelim asıl meselemize!
Rahmetli Özkan Sümer’in başkanlık dönemi ve ondan önceki dönemleri zaten olmayan ekonomi üzerinden eleştirmek istemiyorum fakat, Özkan Sümer başkandan sonrasını ele almak istiyorum.
Atay Aktuğ başkanın döneminde, transferlerden girdi sağlanan paranın hesabını genel kurulda veremediğini hatırlıyorum.
Akabinde Nuri Albayrak başkan seçildi.
Nuri Albayrak başkana haksızlık yapıldığını düşünenlerdenim. Başkanın döneminde Trabzonspor’un 40 milyon TL borcu var diye, genel kurulda başkanı İbrahim etmediler ve Nuri beyi İbrahim ettirtmeyenler Sadri Şener’i başkan seçtirdiler.
Sadri başkan 40 milyon TL borçla aldığı Trabzonspor’u tam 200 milyon TL borçla, yani borcu beş kat artırarak İbrahim Hacıosmanoğlu’na devretti.
Nuri Albayrak başkanı 40 milyon TL borç yaptı diye ibra ettirmeyip, Sadri Şener’i başkan seçtirenler bu kez, Sadri başkanın yaptığı 200 milyon TL’lik borcu ibra ettirttiler.
Trabzonspor’un karizmatik, cesur ve dik duruşu ile nam yapan başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu 200 milyon TL borçla aldığı Trabzonspor’u 400 milyon TL borçla, Muharrem Usta’ya bıraktığını görüyoruz.
Ünlü bir hastahanenin ortağı ve CEO’su olan Muharrem Usta, ününe ün, şirketlerine şirket, yatırımlarına yatırım katarak yaptığı başkanlık süresince, tecrübesizlik kurbanı olarak, aldığı 400 milyon TL’lik borcu 1 milyar 200 milyon TL ile Ahmet Ağaoğlu’na devretti.
Ahmet Ağaoğlu, Trabzonspor’da 1 milyar 200 milyon TL’lik borca savaş açarak, başkan yardımcısı Ertuğrul Doğan’ın da büyük desteği ve bankalar kurulu konsorsiyumuyla anlaşarak, tarihinde ilk kez Trabzonspor’un borcunu azaltarak 950 milyon TL civarına düşürdü fakat,
Ağaoğlu başkan, Trabzonspor ile şampiyonluğa oynayıp ve 38 sene üstüne camiaya dillere pelesenk olan bir mutlulukla şampiyonluk yaşattığı süreçte, doğal olarak borca hakim olamayarak, 2 milyar TL civarında bir borçla Trabzonspor’u Ertuğrul Doğan’a devretti.
Bu döneme kadar bütün başkanların aldığı borcu iki katı, dört-beş katı artırarak bıraktığını görüyoruz, demekki neymiş! Bol keseden atmakla olmuyormuş. En güçlüsüne destek verip yanında olmalıyız.
Ertuğrul Doğan başkanın ekonomik olarak Trabzonspor’a kattıklarını inkar edemeyiz!
Kısa ve halen devam eden başkanlık süresince kulübe inanılmaz maddi girdiler sağlayan sponsorluk anlaşmaları yaptı.
Bunların içinde stat ismi, forma reklamları, stat reklamları, İstanbul Kartal’da bulunan arazi meselesi ve kendi bütçesinden yaptığı katkılar başta olmak üzere, bir çok katkısını inkar etmek insafsızlık olur.
Şu anda Trabzonspor’un borcunun 4 milyar TL civarında olduğu söyleniyor. Başkanın bu kadar katkı ve girdisine nazaran borç bu kadarsa, bu girdileri sağlayamayan bir başkan olsa acaba borç 6-8 milyar TL civarında mı olacaktı.
Şimdi böyle bir tablo ortadayken, hangi ismin bundan daha iyi yapacağını düşünerek Trabzonspor’a başkan adayı olacağı yada, olmayı planladığı söyleniyor anlamakta zorlanıyor ve hiç zannetmiyorum.
Mevcut başkan Ertuğrul Doğan’ın yönetim kurulu listesini baştan aşağı yenilemek kaydıyla, listeye kulüp yönetimlerinde tecrübeli, futbolu bilen ve idarecilik konusunda güçlü isimleri yazarak yeniden aday olduğunda karşısınada rakip aday çıkacağını zannetmiyorum.
Ertuğrul başkan böyle yapmak durumunda çünkü, kulübün ekonomik yönetiminde gösterdiği başarının aksine kulüp idarecili ve futbol başarısı yönünde başarısız olduğunu gördük. Yapılan onca yanlış transferde ve alınan yanlış kararlarda, başkanın yanında tecrübeli birilerinin olması durumunda ona engel olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.
Hadi başkanlık koltuğu önemli ve heveslisi çok dedik, peki kurullardaki yarışa ne demeli?
Özellikle sicil kurulu başkanlığı için bir kaç ismin daha şimdiden, seçime 2 ayı aşkın zaman olmasına rağmen, aday olduğunu açıklaması beni ziyadesiyle şaşırttı.
Ne var bu sicil başkanlığında anlamadım!
Yapılması gereken ama yapışmayan, görevini kötüye kullanma, kulübü zarara uğratma gibi bir veri elimizde olurda, o zaman ben daha iyi yapacağım diye ayağa kalkarsınız!
Bildiğim kadarıyla bu sicil kurulunda böyle bir durum, hatta böyle bir güçte yok. Eee ne o zaman, neyin leşindesiniz ki, daha iki ay olan seçime şimdiden raks ediyorsunuz?
Mevcut sicil kurulu başkanı Hasan Basri Halisçelik’in görevini layıkıyla yaptığını ve aynen desteklenerek yoluna devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu tip kurullarda, olaya hakimiyet konusunda sürekli değişimin olumlu değil olumsuz etkisi olur kanaatindeyim.
Bu nedenle, istikrar adına mevcut başkanın devamı için, benim desteğim ve oyum başkan Hasan Basri Halisçelik’e olacak, buradan şimdiden belirteyim.
Evet kongre kazanı iyiden iyiye kaynamaya başladı. Ortam ısındıkça ısınıyor. Hayırlısıyla diyerek, her karar ve eylemin Trabzonspor lehine ve yararına olması dileğiyle, kırmadan dökmeden, birlik ve beraberlik içerisinde daha büyük ve güçlü bir Trabzonspor için, top yekün desteğe davet ediyorum.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)