Türkiye’de yeni Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı devlet sistemine (Başkanlık sistemine) resmen geçilmiştir. Bu sistem, farklı siyasal görüş temsilcileri tarafından yapılan büyük eleştirilere rağmen Türk halkının onayından geçmiştir.
Artık bölük pörçük bir siyasal yapı yerini daha derli toplu bir başka siyasal yapıya terk etmeye başlamıştır. Ak Parti, MHP ile yakınlaşmış, CHP de İyi Part, HDP ve SP ile yakınlaşmıştır.
Burada asıl olması beklenen CHP, HDP ve sol söylemlere sahip diğer küçük partilerin bir araya gelmesi, diğer yandan Ak Parti, MHP, İyi Parti ve SP si gibi sağ söylemlere sahip partilerin bir araya gelmesi iken durum bu beklenen şekilde olmamıştır.
Bunun çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenler üzerinde durmak istemem. Zira herkesin bu konulara ilişkin çok değişik düşünceleri vardır. Herkes kendi düşüncelerinde haklı da olabilir.
Asıl konu halkımızın bu yeni duruma adapte (alışma) olma sürecidir. Yıllardır farklı bir bakış açısı ile birbirilerine siyasi karşıtlık gösteren bireyler şimdi yan yana gelmişlerdir. Bu kötü bir şey değildir.
Eşyanın tabiatı gereği sular inişe akarlar. Zaman geriye çalışmaz. Ülkemizin geldiği yeni siyasal ve sosyal evre burasıdır. Evet bizim millet olarak gelişme ve ilerlememiz yavaş. Ama kimsenin ümitsiz olmaması gerekir.
Doğal olarak muhtelif menfaat guruplarının yaşadığı ülkemizde herkesin aynı şeyleri düşünmesi veya ülke geleceğini aynı siyasal bakışta görmesini beklememek gerekir.
Asil önemli olan, ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için iç kavga ve kısır çekişmelerden uzak bir barış ortamı oluşturabilmektir. Bundan sonraki siyasal süreçlerde bunun şimdiye kadar hiç olmadığı şekilde sağlanabileceğini düşünüyorum.
Terör belasının ülkemize kaybettirdiği maddi gücün rakamlarla hesabını yapmak mümkün değildir. Ya verdiğimiz şehitlerin değerini madde ile ölçmek mümkün müdür?
Neredeyse elli yıldır bu ülke terörle mücadele vermektedir. Terörle geçmişte verdiğimiz mücadeledeki başarısızlıklarımızın altında yatan en önemli etken, kimi teröristlerin devletin en önemli makam ve mevkilerinde yer almış olmasından dolayı idi.
Artık çok şükür ki, teröre karşı devletimizin verdiği mücadele başarıya ulaşmıştır. Terör örgütleri, geçmişte olduğu gibi alçakça katliamlar yapamaz hale gelmişlerdir.
Bu terör örgütlerini, koruyan kollayan ve besleyen malum yabancı güçler de bu yolla ülkemize açmış oldukları savaşı kaybettiklerini kendileri de anlamışlardır.
Şimdi tüm vatandaşlarımıza düşen çok önemli bir görev var. O da buradan geriye ülkemizi taşıyacak her türlü eylem ve söylemlerden özenle kaçınmaktır.
Siyaseti, birbirimizi kırıp dökmeden, birbirimize asla hakaret etmeden büyük bir olgunluk içinde icra etmek temel ödevimiz olmalıdır.
Siyasi partilerimizin genel başkanları ve sair sözcüleri, bu bahsettiğim hassasiyetleri ne kadar gözetirse bilmelidirler ki, o kadar halk nezdinde itibar sahibi olacaklardır. 11.02.2019
M.Sadullah SAĞLAM