Bu haftaki yazımızı sosyal yardımlaşma ile ilgili bazı tespitlerimize ayıracağız.

Uzun zamandan beri yazmak istiyordun.
Malum mübarek üç aylar girdi Şaban ayı içerisindeyiz 24 Nisan 2020 Cuma günü Ramazan’ın ilk günü tüm Müslüman kardeşlerimize mübarek olsun.

Hepinizin bildiği gibi insanların yardım etme, şefkat, merhamet duyguları bu aylarda hat safhaya çıkar. Zekâtlar bu aylarda verilir. Sadaka, fıtır, fitre, infak bu aylarda daha çok yapılır.

Yine etrafımızda birçok kurumsal veya bireysel, yardım yapan kuruluşlar vardır.

Valilik, Kaymakamlık, Belediyeler, Sosyal Yardımlaşma Vakıfları, Özel ve Tüzel Vakıflar,  Kızılay, Yeşilay, Dernekler STL lar vs. Yılın değişik günlerinde ihtiyaçlı olanlara ayni ve nakdi yardımlarda bulunurlar. Bu kurumların yapmış oldukları yardımlardan birbirlerinin haberi yoktur.

“A” vakfının ihtiyaçlı birisine yapmış olduğu yardımdan Belediyenin veya Kaymakamlığın veya “B” vakfının haberi yoktur.

İşte tüm bu kurumların yapmış oldukları yardımları bir sisteme tabi tutmak gerektiği kanaatindeyim.

Eğer bizler 21nci asırda böyle ilkel yöntemlerle yardım yaptığımızı sanıyorsak aldanıyoruz.

İnsanları “rencide” ederek veya kendi yaptığı yardımı sosyal medyada paylaşarak yardım yapılmaz.

Çok şahit oldum, esnafların kapılarında bekleyen insanlara. Birisi geliyor orada dakikalarca bekliyor.

Zaman sonra o esnaf kasanın alt gözünden kendisine ya bir zarf, ya da bir kumanya fişi veriyor. Bu çok aşağılayıcı bir durumdur.

Evet, çözüm nedir.

Başta da söyledik bu yardım işinin bir sisteme bağlanması lazım.

Geçenlerde Sayın Zorluoğlu’nun bir toplantısına katılmıştım. Toplantıda “Sosyal İşler Daire Başkanlığını” kurduklarını bununla da birçok eksiği tamamladıklarını söylediler.

Bu güzel bir olay. Şimdi ihtiyaçlı birisi birçok yere müracaat edip yardım alabilir.

Hatta ihtiyacından fazlasını da alır. Bu da dağıtımda dengesizliği ve adaletsizliği getirir.

Bize göre birinci seçenek şudur.

Tüm yardım kuruluşları bir çatı altında toplanmalı. Bir “Veritabanı” oluşturulmalı.

Valilik, Kaymakamlık, Belediye Muhtarlıklarla irtibata geçip önce ihtiyaçlıların listesini oluşturmalı.

İhtiyaçlılığın ölçülerini koymalı. Bu ölçülere göre listesini düzenlemeli ve sisteme girmelidir.

Bu kuruma herkes belge karşılığında bireysel veya kurumsal yardımda bulunabilmeli.

“A” kişisi buraya zekât da verebilir infak da yapabilir. “B” vakfına bağlı üyeler yapacak oldukları yardımları bu kuruma makbuz veya dekont karşılığında yapabilmelidirler.

Bir esnaf zekâtını hesap ettikten sonra o tutarı buraya yatırabilmelidir.

Bu Çatı kurum devlet tarafından Maddi ve Manevi yönden desteklenmeli.

Altı ayda bir bağımsız denetçiler tarafından denetlenmelidir.

Kimlere ne şekilde yardım yapılmış takip edilmeli, kaçaklar önlenmelidir.

Yardıma muhtaç olan kişiler bu kuruma başvuracak. Gerekli araştırma yapıldıktan sonra bu kişiye ayni veya nakdî yardım yapılacaktır.

Yardım bu “Çatı” kurum tarafından yapılacaktır. Başka kurumlar yardım talebinde bulunanları bu Çatı kuruma yönlendirecekler.

Yapılan yardımlar Ayni veya Nakdi her ay düzenli bir ödeme (Maaş)  de olabilir kayıt altına alınacak.

Veritabanı oluşturulduğundan burada yapılan işlemleri, Valilik, Kaymakamlık, Belediye ve bu işe dâhil her kurum görebilecektir.

İhtiyaçlı kişi art niyetli olsa dahi bundan dolayı ikinci kez yardım alamayacaktır.

Böylece bu düzensiz dağıtımlar, rencide edici durumlar ortadan kalkar.

İkinci seçenek de ise!

Eğer; STK.lar bir çatı altında toplanmayı kabul etmezlerse, o zaman yine oluşturulan bu veri tabanı bu STK lara da tanımlanır.

Böylece “A” vakfından yardım alan bir kişi “B” vakfına da müracaat ettiğinde sistemde gözükeceğinden yardım alamayacaktır.

Tek çatı altında toplanmanın avantajı kişi hakkında yapılan istihbaratın daha sağlam olur. Valilik, kaymakamlık veya belediye görevlileri araştırmayı yapacağından önem arz etmektedir.

Bu durum düzelirse Muhtarların kapılarında insanlar beklemez. Muhtarlığa gidiyorsunuz bakıyorsunuz ki içerde en az on kişi çoğu da bayan başları önde muhtardan yardım beklemektedirler. Bu çok üzücü bir durumdur. Bu böyle devam ederse ilerisini tüm yönetimleri zora sokar.

Vermekten hoşlanan bir milletiz bu haletimizi bir sisteme bağlayalım.

Bunun üzerinde düşünülürse bu iş çözülür. Kanaatindeyim.

Tabii bu kurumlara gönüllü insanların katkısı çok olacaktır. Bu kişilerle irtibata geçilmesi bu kurumlarda çalışacak olanların geçmişi iyice araştırıldıktan sonra işe alınmaları uygun olacaktır.

Allah’a emanet. Selam ve Dua ile

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber