Ortada pek çok şikâyetler var ve bu şikâyetler, nedeniyle müştekiler ilgili yargı organına müracaat ediyorlar. Yargı organı da “vaki şikâyetler CHP belediyesini hedef alıyor bu nedenle söz konusu şikâyetleri araştırıp soruşturamam” diyor.
Alın size bağımsız hukuk!
Müştekilerin Ak Partili olması söz konusu olsa biraz mantık alır. Şikâyetçiler de CHP nin etkili ve yetkili isimleri arasından kişiler.
Yargı mensubu olmak ne zor iş imiş. Haksıza haksız demek bile eleştirileri üzerinize çekiyor.
CHP ye göre yargı bağımsızlığının temel şartı, yargının kendi talepleri istikametinde karar vermesidir.
Demokrasi ise, kendilerinin sandıktan çıkması halinde söz konusudur.
CHP ve yandaş muhalefetin BAĞIMSIZ YARGI VE DEMOKRASİ anlayışı bu kadar basit.
Şimdi buradan hareket edersek, önümüze nasıl bir devlet yapısı çıkar?
İktidar uygulamalarını muhalefetin tam anlamıyla benimsemesi elbette ki beklenemez. Muhalefetin asli görevi eleştirmek, varsa yanlışları ortaya koymak ve bu yolla iktidar uygulamalarını denetlemek.
İktidarlar da muhtemel yanlışlarını, muhalefetin halka şikâyet edeceğinden dolayı icraatlarını daha dikkatli yaparlar. Tabii ki, konusu suç teşkil eden yanlışlar varsa kamu adına konuyu yargıya da taşımaya hakları vardır.
CHP, yargı sanki sadece muhalefet partilerine ait Belediyeler hakkında soruşturma başlatılıyormuş gibi bir söylem geliştirerek, haksız bir algı yaratmak suretiyle kendi lehlerine kamuoyu oluşturma çabası içinde hareket etmektedir
Oysa CHP nin belediye sayısı çok olmasına rağmen bu güne kadar 58 CHP li belediye ve 59 da Ak Partili belediye hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmıştır.
Aslına bakarsanız, temiz toplum isteyenlerin ve kendi abdestinden kuşkusu olmayanların soruşturma ve kovuşturma gibi yasal süreçlerden kaçmaması gerekir.
Haklarında muhtelif şaibeler olan insanların yargı yoluyla aklanmaları için bizzat yargıya kendilerinin başvurmaları, daha asil bir davranış olarak halk tarafından da takdir görür.
Haklarında suç duyurunsa bulunulmuş insanların “Bu yargı tarafsız değil beni sindirmek istiyor” diyerek üzerine atılı suçtan sıyırmaya çalışması mümkün olmadığı gibi, normal düşünen insanın aklına çok şey getirir.
Yargı sistemini suçlayarak, onu taraflı diye niteleyerek, varmak istenilen sonuç bütün bu şaibelerden yırtmaksa ki, gözüken odur. Bunun kabul edilebilir bir yönü ve yanı yoktur.
Bir de CHP genel başkanı Sayın Özgür Özel, “Bundan sonra kimse benden siyaset beklemesin” demek suretiyle halkı sokaklara dökmesi, Vatanını ve halkını seven bir insanı asla yakışmaz.
Sayın Özgür Özel’in halkı sokağa dökmenin bir aklanma yolu olmadığını bilecek kadar bilgi birikimine sahip olduğunu düşünüyorum. Hem hukuk devleti ve demokrasi sözcüklerini dilinizden düşürmeyeceksiniz hem de hukuka ve demokrasiye saygı duymayacaksınız.
Vatan ve millet düşmanı, yüzü maskeli eli taşlı sopalı canilerin halkın huzur ve güvenliğini sağlamaya çalışan kahraman polislerimize acımasızca saldırmasından hoşnut olanlar varsa bunu çıksın mertçe söylesinler.
Eğer ortada ciddi bir devlet varsa ki, Türkiye Cumhuriyeti çok ciddi bir devlettir. Hür türlü şartta iç ve dış güvenliğini sağlar ve kimseye de pabuç bırakmaz.
CHP lideri Sayın Özgür Özel, iktidar olmak istiyorsa, önce Anayasaya ve yasalara saygılı olmayı bilmeli sonra da, halkın önüne alternatif bir program koyarak ülkeyi kimlerle nasıl yönetmek istediğimi net bir şekilde halka anlatarak halkı o yönde ikna etmelidir.
Mağdur edebiyatı yaparak hakkında şaibeler bulunan insanları peşinen aklamak CHP’yi daha büyük bir batağın içine sürükler.
Anlaşılan o ki, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, iktidar olma sorumluluğunu üstlenecek cesarete sahip bir parti değil. Sürekli uzaktan gazel okumakla muhalefet olmaz.
Artık bunun CHP liler tarafından yeterince anlaşılmış olması gerekir.
30.03.2025 M.Sadullah SAĞLAM