Bak yine geldi çattı bahar, açtı yeşil yeşil yapraklar; meyve, sebze, çiçekler… Isınan havalarla birlikte özellikle orta yaş üstü insanların, mesela benim, köy, bağ bahçe, bir tutam sessizlik ve huzur yine düştü hayallerine.

Ufak bir köy evi, önünde kamelyası, küçük bir harman ve tarlası, kendi emeğinle ektiğin mahsülün… Yeşerdikçe sana umutla mutluluk verecek, bir kaç kök domatesinden, salatalığından, patlıcan biberinden bolca bereket yine düştü hayallerime. 

Ve o an, bir kaç ocak patatesinden bir yemeklik söküp taze taze tencerende pişirecek, dalından salatanı yapacak, keyfine keyif katacak bir tutam huzur yine düştü hayallerime. 

Doğa ile iç içe, sessizlik ve yalnızlıkla baş başa kah hamakta uyuyacak kah kitap okuyacak ve huşu ile ibadet edecek, sakin ve sessizlik içinde, bir tutam huzurlu, üç beş aylık bir yaşam yine düştü hayallerime.

Şehirden, trafikten, mahalle içlerinden ve bunların uğultusundan uzakta, hiç olmazsa bir kaç ay, bir köy bağında huzurun verdiği mutluluk yine düştü hayallerime. 

Toprak kokusunun reyhaladığı, sessiz ve serin bir akşam üstünde, köşede radyonun türkü çığırdığı, çayın deminin kıvamında olduğu, bir tutam huzur ve mutluluk yine düştü hayallerime.

Yaz akşamında yorgan ile yattığın, gün ağarırken bahçesine çıktığın, hafif hafif esen serin rüzgarında keyfe değer bir mutluluğun, huzur dolu yuvanın arzusu yine düştü hayallerime. 

Harmanın kenarında, kara ateş ocağında yanan ateşin korunda, tarlandan hasat mısırları közleyip, yanında çay ile harmanladığın keyfin bir başka alası yine düştü hayallerime. 

El emeğin tarladan akşam üzeri çıkardığın, yaktığın ateşin korunda gömdüğün yerden çıkarıp haşlı haşlı küllerini ufaladığın patatesler, kendi mahsülün salatalık, domates, lor peyniri, turşu ile kayganayı olmazsa olmaz kuymağın yanına koyduğun, nice hevesle kurduğun sofra yine düştü hayallerime. 

Kuzine sobasında yaktığın odunların çıtırtıları eşliğinde, fokur fokur kaynayan, yarmalı, baklalı ve az biraz da iç yağlı lahana yemeğinin kokusu, yanında mısır ekmeği yine düştü hayallerime.

Henüz sönmemiş koru, güzel gecenin feyzinde parıldayan ateşte bakır cezve ile ağır ağrır pişirilen bol köpüklü Türk kahvesi, yanında ufacık çikolatası yine düştü hayallerime. 

Ben hep hayalin sınırı yoktur derim. Bu nedenle hayallerimde sermayem sınırsızdır. Şimdi de bu bahar eşiğinde, tüm yazdıklarım yine düştü hayallerime. 

(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber