Milli takımımız Karadağ karşısında zor anlar yaşayarak maça başladı. Henüz puanı bile olmayan Karadağ, koca turnuvada beş maçta bir gol atmış olmasına rağmen, lideri evinde konuk edince motivasyonu da üstdüzey oldu tabi.

Bu motivasyonla maça başlayan Karadağ, oldukça baskılı bir oyun sahaya yansıtınca, pozisyonlarda buldu ancak bunları değerlendiremedi. Hatta 20. dakikada bir golde buldular fakat, çok şükürki ofsayt gerekçesiyle bu gol değer kazanmadı. 

Belliki Karadağ’ın bizim taraf adına şok edici motivasyonuna karşılık, milli takımımız Karadağ’ı hafife aldığı için maça konsantre olamadılar ve kötü başladılar. 

Halbuki evimizde oynadığımız ve rakibimiz olan Galler’i yenemeyerek nasıl bir avantaj kaybettiğimizi o maç yazısında ben yazmıştım! Tabii ki benim böyle düşünmem hiçbir şey ifade etmiyor bunu milli takım teknik heyeti ve oyuncuları da düşünmeliydi.

Maçta oynanan oyuna baktığımızda, Karadağ’ın baskılı oyunu göze çarpsa da milli takımımızdaki kaliteli ayakların ve isimlerin, Karadağ karşısında ezici üstünlüğünü kağıt üzerinde görebiliyoruz.

Ancak, maçın 30.dakikasında Karadağ yine etkili bir atağında sağ taraftan ceza sahasına girmek üzere çok sert bir şut atan Krstoviç attıgolle 1-0 öne geçti ve bu golün akabinde 32. dakikada Karadağ maalesef takımımızı 4’e 2 yakaladı fakat, bunu gole çeviremediler.

Ben farklı şeylere sinirleniyorum ve oldukça da kızıyorum, evimizde oynadığımız Galler maçının ardından bütün Türk futbol medyası ve spor yazarları ben hariç, milli takımımızın Galleri elinden kaçırdığını yazdı ve dile getirdi. 

Ancak bütün bu düşüncelere rağmen ben milli takımımız Galeri elinden mi kaçırdı yoksa Galler fırsat mı tepti Diyerek bu tehlikeyi o zaman dile getirmiştim.

O gün Galleri elimizden kaçırdık diyen zihniyet, bugün maçı anlatırken oynayamadığımız futbola sebep, sahanın kötü olmasını sürekli dile getiriyor. Halbuki rakibimizin üstün motivasyonuna karşı milli takımımızın rakibini hafife alması gibi büyük bir handikabı hiç dile getirmiyorlar.

Çok şükür maçın 37. dakikasında, bu dakikaya kadar sonuç alamadığımız onca atağa benzer bir atak sonucu, Kenan Yıldız’ın ayakiçi plasesi kalecinin uzanamayacağı noktadan ağlarla buluşunca skor eşitlendi 1-1 

Maç beraberlik durumuna geldikten sonra bile Karadağ’ın o kadar hırslı mücadeleci ve azimli oyunundan hiçbir şey eksilmediğini, aynı mücadeleyle devam ederek belli bir amacı olduğunu ortaya koyuyordu.

Bizim Türk futbolunun ve futbolcusunun en büyük eksikliği de bu zaten! Hiçbir zaman istediğimiz, beklediğimiz rahatlıkla bir maç izletmediler bize. 

Şu kalibresi düşük Karadağ’ın bu maçta ortaya koyduğu mücadelenin yarısını milli takımımız ortaya koymuş olsa bu takım en az yedi gol atar ama maalesef söylemekle bu işler olmuyor.

Çünkü, adamlar gol yemiş olmasına rağmen, hiçbir umudu ve amacı da olmayan bir takım olarak kendinden beklenenin fazlasını ortaya koyuyorlardı ve bunun meyvesini de maçın 45. dakikasında, ilk golü kaydeden Krstoviç’in ayağından ikinci golünüde kaydederek alıyorlardı. 2-1

Bu skorla maçların ilk devresine, maalesef İzlanda karşısında 2-1 önde olan rakibimiz Galler lider, biz ikinci olarak giriyoruz. İnşallah maçın 90. dakikası bittiğinde bu durum böyle olmayacak temennisinde bulunarak ilk devreyi bitiriyoruz.

Ancak maçın ilk devresine atıfla, bu günlerde gündem ve revaçta olan spor dalı bokstan bir tabirle yorumda  bulunmak istiyorum!

Ağır sıklet Türkiye, hafif sıklet rakibinin ağır sıklet performansı karşısında şaşkına döndü. 

Öyle ya, milli takımımızın oyuncu kadrosuna şöyle bir bakınca isimleri, yetenekleri ve oynadığı takımlarıda göz önüne alırsak Türk milli takımının kalibresi yüksek olduğunu görüyoruz ve bu rakip karşısında bu ifade tam da yerini buluyor ancak, yüksek kalibre ile bu işler olmuyor, futbolda işi başarabilmek için ilk evvela ruh lazım.

Yani kısaca milli takımımız yüksek kalibreli ruhsuzlarla dolu! Buna teknik direktörü de dahil.

Bunu çok rahat söyleyebiliyorum çünkü, turnuva boyunca oynadığı beş maçta zorla bir gol atan köy takımından, sen bir maçta üç gol yiyorsan ve lider götürdüğün grubu ikinci tamamlıyorsan, kusura bakma siz ruhsuzsunuz.

Karadağ’ın bir adamını tutamadınız! Karadağ’dan Krstoviç attığı üçüncü golle Hattrick yaparak, bu skor bugüne dek Karadağ hiç yenilmeyen Türk milli takımımızın tarihine kara leke olarak geçti. 3-1

Acil gole ihtiyacın olduğu bir maçta, stoper, solbek ve ortasaha oyuncusu oyuna alıyorsan da, santrafor oyuncunu kulübede oturtuyorsan hiç kusura bakma Montella, en hafif tabirle defol git derim sana.

A ligine çıkacakmış!
Sen önce maçını alda sonra bakarsın hangi lige çıktın!
A ligine çıkmak için, önce zihniyetini, ruhunu, profesyonelliğini gözden geçireceksin ve bir çok argümanını değişeceksin!

Futbolda rakibini küçümsemek nedir?
En hafif tabirle ahmaklıktır. 
Sizde ahmakça Karadağ’ı küçümsediniz ve boyunuzun ölçüsünü aldınız. 
Rezilsiniz ve rezil ettiniz. 

(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol



Günebakış Trabzon Haber