Bugün 18 Ağustos Pazar saat 17:00 bu ne demek biliyor musunuz? Bunu Trabzon dakiler bilir! ancak Trabzon’un dışındaki Trabzonlu olmayanlar bilmeyebilir, fakat bilmemek ayıp değil, sorup öğrenmemek ayıp demiş atalarımız! neymiş bu tarihlerde Trabzon’da olan? söyleyeyim, Bağ bahçe işleri, fındık toplayan, fındığını toplamış harman eden, fındığını patosa vuran ve paralelinde bir dizi bahçe işleri vs.vs.
Şimdi bunu Trabzon’un dışından olan, Trabzonlu olmayan ama Trabzon’u bağlayan Trabzonspor’un maç günü ve saatlerini ayarlayan yetkili etkisizlere daha açık anlatmak istiyorum.
Kardeşim bu tarihlerde özellikle hafta sonları gündüz saatine Trabzonsporun maçını koymak da ne demek? Trabzonspor’un 40.000 kişilik stadının bu tarihlerde, özellikle hafta sonu, yani pazar günü saat 17:00’da dolmasının imkansız olduğunu aklınız kesmiyor mu? Ya da bunu tahmin ediyor da bile bile mi yapıyorsunuz?
Eğer bunu tahmin ediyor da bile bile yapıyorsanız, siz Türk futbolunun düşmanısınız, çünkü futbolun en önemli unsuru olan taraftarı futboldan uzak tutmak ve maçtan uzak kalmaya mecbur bırakmak, ancak Türk futbolunun düşmanlarının isteyeceği bir durumdur. Trabzonspor taraftarını maçtan uzak kalmaya mecbur bırakan bu kararları alan insanlarada başka söyleyecek bir şey bulamıyorum.
Maça dönecek olursak, Trabzonspor inanılmaz bir şekilde maça tutuk başladı, bundan faydalanan Gaziantepspor maçın hemen başında iki gol birden bularak resmen maça 2-0 önde başladı, ancak Trabzonspor buna çabuk cevap vererek Trezeguet ile golü buldu ve maçta skor 2-1’e geldi, bu dakikadan itibaren Trabzonspor pozisyonlarda buldu ancak golü bulmakta zorlandı.
Trabzonspor bu arayışlarını hız kesmeden sürdürdü, sağdan soldan ortadan her taraftan gol girişiminde bulunan Trabzonspor, oyununda tek hakimi olarak görüldü, maçın 42. dakikasına gelindiğinde Trabzonspor bir penaltı kazandı, bu penaltıyı Bakasetas mermi gibi bir vuruşla gole çevirdi ve ilk yarı bitmeden maçta durum 2-2 olarak eşitlendi.
Maçın ikinci devresine de Trabzonspor durgun başladı, bu durgunluğun nedeni nedir bilemiyorum ama çok geçmeden yine oyun kontrolünü eline aldı çok şükür. Trabzonspor ne kadar oyun oynamak skor bulmak için mücadele ettiyse de, Gaziantepspor o kadar oyunu bozmak oyun oynatmamak için mücadele etti, Antepli oyuncular sık sık yerde yatarak kalkmadılar ve oyunun soğumasına neden oldular.
Maçı 72. dakikasına gelindiğinde Siopis ve Umut Bozok yerini Gomez ve Abdulkadir Ömür’e bıraktı, Siopis’in oyundan alınmasından sonra Antep’in ataklari olmaya başladı, pozisyon da buldular, hoca neden böyle bir değişiklik yaptı anlamak mümkün değil, oyuncu yoruldu desen Siopis yorulacak bir oyuncu değil, hadi siopis’i oyundan aldın onun yerini dolduracak bir oyuncu koy oyuna, eğer öyle bir oyuncun yoksa kusura bakma hocam siopis’i oyundan almamalıydın.
Oyunun son anları yaklaştığında Trabzonspor’un gol arayışları sıklaştı, tabi bu anlarda antepli oyuncuların yerden kalkmama eylemleri de sıklaştı, maalesef Türk futbolunun en büyük sorunlarından biri olan bu eylemden nasıl kurtulacağız bilemiyorum ama, buna kesin bir çözüm şart.
Trabzonspor mücadeleyi bırakmadı, hakem Antep’in maç içerisinde geçirdiği oyun zamanlarını maçın sonuna 9 dakika ilave ederek telafi etti. Uzatma dakikalarında Trabzonspor oldukça rakip kaleye yüklendi maçın 90+8. dakikasına gelindiğinde stoper Bartra şık bir kafa vuruşuyla, topu köşeye gönderince Trabzonspor’un galibiyet golü geldi ve Trabzonspor maçı bu golle 3-2 kazanarak milli araya üç puan alarak girdi.
Aslında Trabzonspor çok rahat kazanabileceği bir maçı biraz sıkıntılı kazandı, tabi bu sıkıntı oyunun başında 2-0 geriye düşmesinden sebep oldu, bu tip durumlarda önemli olan kendi saha ve seyircisi önünde geri dönerek maçı 3-2 kazanmaktı, Trabzonspor’da bu geri dönüşü yaparak hem seyircisini mutlu etti hem hanesine üç puan yazdırdı.
Bu maçın ardından milli takım arasıyla takım bir dinlenme avantajı elde edilecek, bu avantajı çok iyi değerlendireceklerini düşünüyorum, umarım bu sürede sakatlıkları bulunan bir çok oyuncu da takıma katılacaktır.
Oyuncu performanslarına değinmek istemiyorum, çünkü kötü oynayan oyuncu yoktu, sadece sağbek Larsen kötü oynadı fakat çok mücadele etti, sakatlığı olmasına rağmen, sağ bekte sıkıntısı olan hoca, son anda Larsen’in oynaması kararı alarak oyuncuyu ilk 11’de sahaya sürdü, Larsen’in bu durumda gösterdiği mücadelede saygıya değerdi.
Bartra, geldiği günden beri gösterdiği iyi performansını bu kritik maçta son saniyelerde şık bir kafa vuruşuyla golle süsledi, bu gol bu akşam Trabzonspor için hayat öpücüğü gibiydi.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)