Her akşam televizyonun karşısına geçip saatlerce tartışma programlarını izliyorum.
Hem yanızca birini değil birçok kanalı da takip etmeye çalışıyorum.
Genellikle aynı kişiler; bir gün bir kanalda ertesi gün öbür kanalda istisnasız her konuda bilir kişi sıfatıyla yerini alıyor.
Hani diyorum; belki bugün farklı bir şey konuşur, belki birazcık araştırma yapmıştır bu sefer farklı bir fikir beyan eder.
Maalesef değişmiyor!
Ne dersen, de; kafa hep aynı "İnadım inat!" yani.
Kardeşim hiç mi değişmez, gelişmez bir insan?
Bazen öyle komik durumlar yaşanıyor ki kendi kendisiyle çeliştiği yüzüne vurulunca kıvırmaya başlıyor.
"Yok kardeşim ben öyle demek istemedim, sen yanlış anladın!"
İyi de ben de öyle anladım!
Aslında sen de onu anlatmaya çalıştın ama tepki görünce çark ettin.
Hasılı inatla falan bir yere varılmaz!
Bilmiyorum şu an hala ilkokul kitaplarında var mı?
İki keçi bir köprüde karşı karşıya geliyor ve başlıyorlar toslaşmaya. Bir süre sonra ikisi de köprüden aşağı düşüyor.
Aklıma geldikçe hala gülümserim.
Kulağıma küpedir; inatla bir yere varılamayacağı!
Objektif olmanın yolu; çok okumak ve araştırmaktır ancak olayları yalnızca bir pencereden izlerseniz, tarafsız olamazsınız.
Bir gün de "Yahu şu karşı taraf bu konuda ne diyor?" diye merak edip arada sırada onları da dinlemek lazım.
Öyle ya!
Ya ben yanluş düşünüyorsam!
Yalnızca kendinize zarar verecekseniz bu kabul edilebilir bir yere kadar ama söylemlerinizle
İNSANLARIN, KURUMLARIN, DEVLETİN itibarını zedeliyorsunuz.
Lütfen bildiğiniz, emin olduğunuz konuları bir kez daha, bir kez daha okuyun araştırın. Bilmediğiniz, anlamadığınız konularda ise lütfen susun!
İnternet ortamı size bu imkanı fazlasıyla sunuyor.
Hele ki kitleler sizi izliyorsa milyon kere daha dikkatli konuşmanız gerekir!
Bu şekilde hem bizlerin zamanını çalmamış olursunuz hem de size uyarak yapacağımız hataların vebalinden kurtulursunuz.
Saygılarımla
Sebahat Karagöz