Trabzonspor, deplasmanda son haftaların istikrarsız ve başarısız takımı Hatayspor‘la mücadele etti fakat, yine istatistik bozulmadı ve bu kötü Hatayspor’u bile yenemedik.
İstikrarsız ve başarısız diyoruz ancak, Trabzonspor uzun zamandır Hatayspor‘u deplasmanda yenememiş! Trabzonspor’un Hatayspor deplasmanında ki son galibiyeti 2020 senesinde 1-0 olarak gerçekleşmişti.
Trabzonspor adına, uzun zamandır kötü ve şansız olan Hatay deplasmanları, bu kez Trabzonspor’un oldukça fazla sakat oyuncusundan mütevellit ayrı bir şansızlık içermekteydi.
SAKATLAR
Denswil (uyluk kası gerilmesi)
Cihan Çanak (Darbe sakatlığı)
Ozan Tufan (Ayak bileği)
Enis Destan (Omuz sakatlığı)
Nwakaeme (Uyluk/kalça)
Saviç (Arka adale)
Umut Bozok (Arka adale)
Batagov (Darbe sakatlığı)
Bir takımda, sürekli kadroda yer bulan bu kadar oyuncunun, bir anda peşi sıra sakatlanmış olması dikkat çekici ve araştırılması gereken bir unsur olarak herkesin gözüne batmaktadır.
Resmen Trabzonspor revire dönmüş. Bu kadar eksikle nasıl mücadele edilir bilemem fakat, bildiğim net bir şey var o da, Şenol Güneş’in işinin çok zor olduğu kadar Trabzonspor’un da durumu içler acısı.
Maç doğal olarak beklendiği gibi başladı. Topa sahibi olan Trabzonspor, defansta kalan Hatayspor olarak başladı ve öyle de devam etti ancak, Trabzonspor her zamanki gibi gol bulmakta zorluk çekti.
Ancak ezici üstünlük de oynadığı futbol golü getirecek diye beklerken, topa sahip olma oranının %70’lere kadar çıkmış olmasına rağmen gol bir türlü gelmiyordu. İlk devre itibarıyla Trabzonspor takip kaleye tam 9 şut atmasına rağmen, isabet edilen şut sayısı maalesef 3’te kaldı.
Trabzonspor bu yarıda net iki gol kaçırdı ve izleyen herkes Trabzonspor‘dan gol beklerken, Hatayspor’dan Görkem Sağlam 14. dakikada Aboubakar’ın asistine çok düzgün bir vuruşla topu Trabzonspor ağlarına yolladı ve bu gole Trabzonspor cevap vermekte zorlanınca ilk devre Hatayspor‘un üstünlüğü ile sonuçlandı.
Trabzonspor adına ilk devrede sahanın iyileri arasında, Vişça, Draguş, Banza, Luntram ve Uğurcan’ın isimlerini yazabiliriz. Genel olarak iyi oynayan Trabzonspor olmasına rağmen bunu skor tabelasına yansıtamaması stres yarattı.
Maçın ikinci devresi de, son beş dakika hariç Trabzonspor’un oyun üstünlüğü vardı. Ancak ilk yarı iyilerinden dediğimiz bazı oyuncular, Vişça ve Draguş gibi, ikinci devre pek de varlık gösteremediler. Özellikle Draguş bir çok umut vadeden atağı, heba etti.
Maçın 48. dakikasında Draguş‘un kafa asistini Banza kafayla gole çevirdi ve maaş da eşitlik sağlandı. 1-1
Bu eşitlikten sonra Trabzonspor oldukça baskı kurdu ancak bu baskılar maç sonuna kadar başka gol getirmeyince, maalesef küme düşmenin en büyük adayı Hatayspor deplasmanından yine Trabzonspor üç puan alamadan geri döndü.
Tamam bir çok eksik var anladık, Şenol hocanın işi de çok zor dedik de artık Şenol hoca geleli kaç hafta oldu elle tutulur bir şey ortaya koyduğunu göremedik.
Giden hocayı yana pas ve geriye pas oyunu oynadığı için oldukça eleştiren taraftar, şimdi ne izliyor dikine futbol mu? Dikine futbol dedikleri bu mudur? Tamam anladık 90 dakikalık oyun içerisinde zaman zaman bunu sergilediği anlar oldu olmadı değil fakat, bunda istikrar olmayacaksa ne anlamı var!
Sekiz on oyuncunun eksik olduğu bir kadroda bile ilk onbire giremeyen Barisic, Cham, Orsic ve Umut Güneş daha ne zaman katkı verecek? Yoksa bu durum hocadan kaynaklı mı? Değilse bu oyunculara en çok ihtiyaç olduğu anda bile katkı verememelerinin sebebi nedir?
Bu kötü Hatayspor karşısında mutlak üç puan alınması gerekirken, Hatay’da bırakılan iki puanın sorumlusunu ararım ben! Bunu da sağda solda, orada burada aramam! İlk evvela sahada oynayan oyunculardan ve sonra kulübede duran teknik heyetten bunu sorarım.
Yok öyle yağma, sözleşmenin en güzeline imza koyacaksın, şanın şöhretin en güzelini sahipleneceksin, formanın en büyüğünü giyineceksin, bir elin yağda bir elin balda yaşayacaksın, ama senden beklenen profesyonel olduğun iş babında ortaya hiçbir şey koymayacaksın!
Bu aşamada bu oyuncuları gönderme lüksümüz yok tamam bunu biliyorum. Bu nedenle elimizdeki malzemeyle bu hamuru yoğuracağız ve gereken sunumu yapacağız ancak, Şenol Hoca’nın biraz daha mesai harcaması, oyuncuların ise daha çok çalışarak kendilerinden beklenenin iki katını, yüreklerini sahaya koymaları gerekiyor. Bunu yaptıkları zaman neleri başarabileceklerini biliyoruz.
Böyle kötü sonuçlarda da kusura bakmasınlar kötü konuşuyoruz, ondan sonra da üzülüyorsunuz. Biz kötü konuştuk mu, kötü performansımıza karşılık bu kadarcık da nazımız olsun.
Ya da fark etmez isterseniz üzülün önemli değil. Üzülürseniz üzülün yeter artık, daha ligin başında havlu atmış rakibi bile yenemiyorsan, seni üzmeyeceğimde kimi üzeceğim, mahallenin çocuklarını mı?
Kafayı yedirdiniz bize vallahi.
(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)