Trabzon Haber ve Trabzonspor Haber
2025-03-04 19:24:12

 SURİYE ÜZERİNDEN BİR SİTEM!

OSMAN KARAGÜZEL

osmankaraguzel@hotmail.com 04 Mart 2025, 19:24

               Bugünkü yazımızı; sosyal basında paylaşılan ve Suriye üzerinden bir sitemi ihtiva eden bir alıntı metinden hareketle kaleme aldık.

               Alıntı paylaşıma geçmeden önce konu üzerine birkaç şey söylememiz gerekiyor.

               Maalesef Suriye konusu ve gelinen noktanın, hiçte söylendiği ve takdim edildiği gibi olmadığını, esasen, başta yanlış pompalayanlar olmak üzere herkes tarafından bilinmektedir.

               Gazze ve Lübnan’da, karınca ile fil mesabesinde bir güç dengesizliği içinde küresel emperyalist ve ziyonist ABD’nin tam ve fiili her türlü desteği ile soykırım gerçekleştiren ABD ve ziyonist terör şebekesi izrail, kalleş bir savaşın galibi olarak bölgemizde olan her şeyi   pilanlanmakta ve Suriye’de olup bitenleri de, Suriye’de eski yönetimi mağlup edip, yeni bir Suriye inşa etmek üzere, yine kalleş savaşın galibi ABD ve İzrail-AMEZRAİL dizayn etmektedir. Son İmralı gelişmelerin de aynın pilanın bir parçası olma ihtimalinden kuvvetle endişe etmekte, yanılmayı zafer olarak kabul edeceğimizi ilan etmekteyiz.

                Suriye’de bir zafer olmadığı gibi, emperyalizme ve ziyonizme direniş cephesinin tümüyle çökertilmesi, Gazze ve Lübnan’ın, HAMAS ve HİZBULLAH’ın beslenme yolunun yok edilmesi ve bitirilmesi, terör şebekesi İzrail’in önündeki tüm engellerin kaldırılması, güvenliğinin sağlanması, toprak olarak genişlemesi ve ABD’nin bölgeye tam hakimiyet sağlayıp yerleşmesidir.

                 Evet, Esad bir diktatör idi. Ama direniş cephesinin yıllardır yanında ve en azından direnişe giden kan damarlarının ülkesinden geçmesine yıllarca izin veriyordu. Tıpkı Saddam ve Kaddafi gibi.  Saddam’da bir diktatör idi ama Filistin’e destek veriyordu. Kaddafi’de onlara göre diktatör idi (bize göre değil) ve Filistin’e destek veriyordu. Saddam, Kaddafi ve Esad’ı, diktatör oldukları için değil, ABD ve İzrail’in yanında yer almadıkları için devirdi ve katlettiler. ABD ve İzrail’in yanında ve müttefiki olsalardı, bütün bunlar başlarına gelmeyecekti.

                  Eğer iş sadece diktatörlük ise, Ürdün, Mısır, Suud ve körfez kırallıkları çok daha şedit diktatörlükle idare edilmektedir. Azerbaycan’da farklı yönetilmemektedir ve İran ile aynı mezhebi paylaştıkları halde, biri “gardaş,” diğeri ise neredeyse “tekfir” edilmekte, “düşman” safında görülmektedir. Konu ile ilgili birkaç gün önce; “AZERBAYCAN İLE TEK MİLLET, İKİ DEVLETİZ. Şeksiz şüphesiz öyledir ve öyle kalacaktır. Amenna. AMA AZERBAYCAN'IN ZİYONİST TERÖR ŞEBEKESİ İZRAİL'E DESTEĞİNİ ASLA KABUL ETMEYİZ! OLSA OLSA BU otoriter ALİYEV'İN İŞİDİR. AZERBAYCAN TÜRK'ÜNÜN İŞİ OLAMAZ!!!” demiş, sosyal basında paylaşmıştık.

                  Sünni Müslümanların Şii Müslümanlara müzmin mezhepçi, hastalıklı ve sapkın bakışı tam da emperyalizmin ve ziyonizmin istediği gibi!

                  Bunu, Aksa Tufanı’nın başladığı ilk günden itibaren, Hizbullah’ın Hamas’a verdiği desteğe, binlerce şehit vermesine, Nasrallah ve birçok önderinin katledilmesine rağmen, camilerimizde bile duaya konu olmamasından, dua da Lübnan ve hele hele Hizbullah adının hiç geçmemesinden (Bunu DİB’na yazdım. Verdikleri cevap; “Bütün Müslümanlara, dünyanın neresinde olursa olsun tüm Müslümanlara dua ediyoruz” şeklinde olmuş, ismi hiç zikredilmeyerek, genel havuzun içinde yer almasıyla iktifa edilmiş, yardımlar bile sadece Gazze üzerinden toplanmış, Gazze adı hep zikredilmiş, hatta Hamas adı bile, sanırım küresel canilerin terör listesinde olduğu için zikredilmemiş (en azından ben duymadım), Gazze ile yetinilmiştir.), şehit Nasrallah’ın cenazesine, dünyanın birçok yerinden 1.5 milyon insan katılmasına rağmen, ülkemizden katılım olmamasından, birçok ülke devlet erkanı cenazede olmasına rağmen, bizden olmamasından, basınımızda bile bu büyük cenaze merasiminin yeterince yer almamasından bariz bir şekilde gördük.

                    Mezhepçi, mezhebi Din yerine hatta Dinin bile önüne alan bu bakışın, bu yazıyı okuyunca hemen şu soruyu soracaklarını tahmin ediyoruz. “Tamam da Şiiler de Sünnilere öyle hatta daha aşırı bakıyor.” Bu doğrudur ve Şii Müslümanların da ekserisi öyle bakar.

                   Ama arada bir fark var. Şii Müslümanlar “Direniş cephesinde, emperyalizme ve ziyonizme karşı olan ve savaşan cephede” bilfiil Gazze savaşının içinde yer aldılar, canlarını verdiler, tüm liderlerini kaybettiler, şehirleri tarumar oldu, Sünni dünya ise, ziyonist sapkınlara bir kum tanesi bile atmadı ve emperyalist ve ziyonist cephede yer aldı. Sözde kınamalarla geçiştirdi. UAD’na bile Hıristiyan G. Afrika başvurdu.

                    En azından bu fedakarlıklarına karşın, bizim, Sünni dünyanın mezhepçi değil, “İslam kardeşliği” üzerinden hareket etmesi, Hizbullah’a da Hamas gibi gönlünü ve kapılarını açması lazımdı. Keferelerin Şii ve Sünni Müslüman ayırmadan katletmelerine karşın, bizim de aynı duyarlılıkla mezhep ayrımını ortadan kaldırmamız gerekirdi, Gazze ve Lübnan savaşını, bu birliktelik için vesile kılabilirdik, kılmalıydık.

                  “ŞUNU UNUTMAMALIYIZ Kİ, Şİİ VE SÜNNİ DİYE KİM AYRIM YAPIYORSA, EMPERYALİZMİN VE ZİYONİZMİN BİLEREK YA DA BİLMEYEREK EN BÜYÜK HİZMETKARI, ÜCRETSİZ ASKERİ OLMAKTADIR.”

                 Şüphesiz, gerek Suriye üzerinde oynanan oyunlar ve gerekse mezhepçi bakış, bütün bunlar ABD ve İzrail taleplerine uygun olarak gelişmekte, yürümekte, küffarın zaferi, Müslümanların zaferi gibi sunulabilmektedir.

                Unutulmamalıdır ki, tarihte nice hezimetler zafer, nice zaferlerde hezimet olarak geniş halk yığınlarına yutturulmuştur!

                Haklı bir sitem olmasına rağmen, kullanılan dilin, biraz sivri ve “sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz” tebliğ metoduna tam uymadığını belirterek, her halükarda birlik ve kardeşliğe giden yolu muhafaza etme zaruretini hatırlatarak ve bu dile katılmadığımızı belirterek,

                Şimdi, “Kudüs” rumuzlu sayfa dostumuzun alıntı paylaşımına geçelim ve yorumunu okuyucuya bırakalım.

                “ARTIK RAHATSIZ DEĞİLLER!

                Bir zamanlar israil’e karşı direnişin üssü olan SURİYE’ den ve buna imkan verip İsrail ve ABD’ ye boyun eğmeyen ESAD’ tan rahatsız olan BOPçu, Amerikancı sözde SÜNNİ süslümanlar,

                Şimdi İsrail’in, Yahudilerin, İşidçilerin, ABD’nin at koşturduğu Suriye’ den ve ABD ve İsrail’le dost olup direnişe düşman olan ve ülkesini küfre açıp direnişe kapayan Colanili HTŞ’den  hiç rahatsız değiller.

                Dün Şii diye İran ve direnişin Suriye’deki varlığından rahatsız olanlar,

                Bugün, sayelerinde Suriye’yi işgal edip, birçok kalıcı ÜS KURAN ve göbek atıp bayram eden İsrail’den rahatsız değiller.

                Yoksa bu İsrail Sünni mi?

                 Bu muydu sizin derdiniz, davanız, amacınız ?!

                 Devrimmiş miş, Özgürlük gelmiş miş, İslam gelmiş miş. Bu kimin islam’ı, kimin devrimi? Yezidin mi, Süfyani’ nin mi?

                 Hak batılla, küfürle yan yana durmaz! O halde bu apaçık ve her haliyle Sifyani, Deccali bir harekettir. Başka bir şey değil.

                 Ben asıl bu zillet ve zavallılığa İslam ve devrim iddiasında bulunanların zihniyetine şaşarım!

                 Bu nasıl bir gaflet, cehalet ve anlayış ki, İslam’la, insanlıkla, izzetle, şerefle, devrimle, dik duruşla, tevtle vs hiçbir şeyle alakası olmayan bu yapıyı ve yapılanları devrim ve islam’ın gelişi olarak yorumluyorlar. Çok hayret doğrusu!

                 Mezhepçilik, ırkçılık, BOP’a biat, ABD ile müttefiklik, haset ve İran düşmanlığı, küfrün safını tercih ettirmiş.

                 Tek kazanan küffar, tek kaybeden İslam ve Müslümanlar.

                 Ama bu zilleti, bal ve İslam diye anlatıyorlar.

                 Bu hangi İslam?  Mezhepçilikten yolunu şaşırmış Emevi islam’ı!

                 Daha da kötüsü, daha dün cemaatini bu yapıya karşı uyarıp “Bunlar İŞİD’ tir, Vahhabi’dir, binlerce insanın kafasını kesen kişilerdir, dikkat edin bunlar projedir ve amaçları bize süslü püslü güzel görünüp bizi saflarına çekmektir, Müslümanları aldatmaktır, ABD İsrail projesidir” diyen meşhur “alimciklerin,”

                 Bugün 90 derece dönüp bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz diye sorulduğunda, pişkin pişkin ve yavşakça, “Ne düşüncez, iyi düşünüyoruz” diye cevap vermeleridir.

                Yani ortalık BOP'a, ABD’ ye biat etmiş, sözde alimlerle dolu.

                En kötüsü bu.

                Neden?  Çünki bunlar adam olmadığı için, halkta aldatılıyor, halkın aldatılmasına yardım ediyorlar.

               Adam olup omurga sahibi olsalar, saraya, ABD’ye, nefsine iman etmeseler, hakkı söyler, dansöz gibi kıvırmaz, milleti uyandırırlardı.

               Her şey bir sınav işte.  Allah herkesi eliyor.

               Öyle ki, iyilerle kötüler tastamam birbirinden ayrılıyorlar...

               Allah herkesi doğru yoldan, haktan saptırıcı, sapıklık ve batılın önderleri olan imamlarının şerrinden korusun.

               Herkesi hakka hidayet etsin ve hakka hidayet eden öncülerle karşılaştırsın.

               Maalesef ümmet, saraylara biat edenlerin elinde kalmış ve perişan olmuş...”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.