Her milletin tarihinde kırılma ve güçsüz düştüğü dönemler olmuştur. Milletimizin de şanlı tarihinde bazı zamanlarda işte bu dönem dünyanın sonudur dedirtecek hadiseler mutlaka yaşanmıştır. Son otuz, otuz beş yılda toplum olarak yaşadıklarımızı yaşayarak biliyorum. Her dönemin artıları ve eksileri vardır.
Özellikle son yıllarda karşılaştığımız olaylar geleceğe ümitle bakma kabiliyetini çoğu insandan alıp götürmüş olsa da ben çokta karamsar değilim.
Gezi olayları, 15 Temmuz Darbe Girişimi, Ekonomik Kriz, Dolar, Euro, pandemi derken bir de kuraklık belasıyla karşı karşıya kalmak üzereydik.
Tüm bu olayları tek kalemde yazıp geçmek ne kadar kolay… Ama üzerimizde oluşturdukları etki, şehitlerimiz, kaybettiklerimiz; bunları düşününce gelecekle barış olamıyorsun ister istemez.
Hayata karşı pozitif bakış açısına sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu göz ardı edemeyiz. Yurt edindiğimiz Anadolu’nun mayasını erenler atmıştır. Anadolu’nun bize yurt olmasını sağlayanların biz öğüdünü unutmayalım. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’
Hülasa biz yaşadığımız tüm zorluklara rağmen güçlü bir millet ve güçlü bir ülkeyiz. Kendimize güvenip azimli olursak, aşamayacağımız hiçbir şey yok. Kendimize ve yakın çevremize manen ve maddeten sahip çıkmalıyız.
Bakın çok yakın zamana kadar ülkemiz için kuraklık çanları çalıyor, büyükşehirlerimiz su sıkıntısı yaşıyordu.
Birilerinin beyaz esaret dediği, bizim Beyaz rahmet dediğimiz kar, nasıl ki tozu toprağı, dağı taşı tertemiz ettiyse, insanoğlunun da kir ve pas kaplanmış yüreğini tertemiz edecek çözümler vardır. Yeter ki isteyelim, istemesini bilelim ve istediğimizin arkasında duralım.
Kim yaptı kim ürettiyse üretilenin kataloğunu da o hazırlar. Üretilen ürünü sağlıklı, huzurlu ve verimli kullanmak için kataloğa uymak gerekir. Bak o zaman bahar yakındır. Yeter ki baharı bekleyelim. Bahara hazırlık yaparsak aşamayacağımız sorun, hiçbir zorluk ve içinden çıkamayacağımız hiçbir darlık olamaz.
Kalın sağlıcakla…
Yeter ’ki İste
Paylaş