Trabzon Haber ve Trabzonspor Haber
2024-12-16 19:53:27

  SURİYE ZAFER Mİ, HEZİMET Mİ?

OSMAN KARAGÜZEL

osmankaraguzel@hotmail.com 16 Aralık 2024, 19:53

          Bu soruya doğru cevap vermek için BOP’nin başlangıcından, hatta Afganistan işgalinden, dahası Bosna savaşından  başlamak gerekir.

           Bosna savaşı, Müslümanları Balkanlardan çıkarmak için, Batı nezaretinde yapılmış bir soykırım olarak tarihe geçmiştir.

           Binbir imkansızlıklarla Müslüman Bosnalı kardeşlerimiz şanlı bir direniş gerçekleştirmiş ama bıçak sırtında ve karmakarışık bir düzen ile her an sıkıntıların olabileceği, güven ortamı bulunmayan ve Haçlı tehdidinin devam ettiği ve Müslüman alemin  bir ittifak ortaya koyamadığı, yara aldığı bir cephemiz olarak durmaktadır.

            ABD’nin Afganistan işgali de soykırıma dönüşmüş, bu Müslüman coğrafya yerle yeksan edilmiş, belki yüz sene ayağa kalkamayacak hale getirilmiş, bu dosyada da büyük yaralar alarak henüz kapanmamıştır.

             1979 İran İslam inkılabının hemen ardından,45 yıldır ve halen  devam eden İran’a ambargo koyulmuş,  İran iktisadi yönden çökertilmiş, Irak yönetimi oyuna getirilerek 1980’de  İran’a saldırtılmış, sekiz sene savaştırılmış, her iki taraftan iki milyona yakın Müslüman ölmüş, her iki Müslüman ülke, en az 20 sene geriye gidecek kadar yara almış, sonuç ABD, Batı ve Ziyonist izrail’e hizmet etmiş, İzrail’e karşı iki ülke İran ve Irak olabildiğince birbirine kırdırılmış, zayıflatılmıştır. Burada da Müslüman alem sınıfta kalmış, ekseriyetle ABD safında yer almıştır.

               1991 Yılında ABD Irak’ı bombalamış, o zamanki ülkemiz yönetimi “Bir koyup üç alacağız” diyerek ABD’nin safında yer almış, hiçbir şey alamadığımız gibi ( kaldı ki, bir şey almak, menfaatlanmak için Müslüman kanı dökülmez, küffar ile işbirliği yapılmaz), bizim elimiz ve desteğimiz ile komşu ve kardeş ülke hırpalanmıştır. Burada da biz ve Müslüman alem hezimet yaşamıştır.

                2003 Yılına gelindiğinde Irak tekrar ABD işgaline uğramış, teskere ile ABD işgal ordusunun bizim topraklarımızdan geçmesi istenmiş, teskere geçmemesine rağmen bizi de yanlarına alarak Irak mahvedilmiş, tam bir soykırım ile Irak yerle yeksan edilmiş, her türlü tecavüz yapılmış ve mezhep kavgası kışkırtılarak yıllarca iç çatışmalarla en yüz sene ayağa kalkamayacak hale getirilmiş, Irak bölünmüş, bizi ve bölgeyi tehdit edecek PKK’nın ilk ABD uydu devleti Barzani yönetiminde kurulmuş, ilk parça hazır hale getirilmiş, ülkemiz Müslüman alem burada büyük bir hezimet yaşamıştır, yaşamaya devam etmektedir.

             Diktatör Saddam devrilmiş ama bunu, ABD ve bölgedeki kukla müttefikleri ile gerçekleştirmiş, diktatörden kurtulduk diye heykelleri halk yıkmış, Saddam’dan kurtulduk diye bayram havası içinde iken, milyonlarca insan hem ABD hem de iç çatışmalarla ölmüş, Saddam dönemini mumla arar hale gelmişlerdir.

             Diktatör Saddam’a şiddetle karşı olmamıza rağmen, ABD eliyle devrilmesine ve Irak işgaline bütün benliğimizle karşı çıkmış, yönetimin tam tersi bir duruşla, emperyalizme ve ziyonizme karşı cephede yer almıştık. Şüphesiz Irak işgalinde de gerek ülkemiz gerekse Müslüman alem tam bir hezimet yaşamıştır.

             BOP Irak ile sınırlı kalmamış, Libya ile devam etmiş, Kıbrıs çıkartmamızda bize tam destek veren Kaddafi kalleşçe öldürülmüş, bura da Libya ve Kaddafi’nin yanında durulamamış, Batı ile beraber hareket edilmiş, Libya’da bölünmüş parçalanmış, kolay kolaya ayağa kalkamayacak hale getirilmiştir.

            Mısır’da Mursi’ye darbe yapılmış, Müslüman kardeşler tarihinin en büyük kıyımını yaşamış, orada da emperyalizm ve ziyonizm kazanmış, biz ve Müslüman alem ağır bir hezimet yaşayarak, diktatör Sisi, ABD ve İzrail desteği ile iktidarı ele geçirmiş, ziyonist lanetliler Mısır’ı etkisiz ve uydu hale getirmiştir.

           Yemen’de Suudi Amerika tarafından yıllarca bombalanmış ve üçe bölünerek harap edilmiş, burada da Batı ile beraber hareket edilmiş, kaybeden Müslüman alem olmuştur.

            İzrail’i tehdit eden Irak/Saddam ve Libya/Kaddafi ortadan kaldırılınca, ziyonist lanetliler büyük nefes almış,  sırayı DİRENİŞ CEPHESİNİN EN ÖNEMLİ AKINCI GÜCÜ Hamas ve Hizbullah’a getirmiş, her gün ölmek ve hep savunmada kalmak yerine ”Ya istiklal ya ölüm” diyerek 7 Ekim Aksa Tufanı cihadını başlatan Hamas ve onlara baştan beri destek veren Hizbullah’a, tufanı gerekçe ve fırsat bilerek, ABD ve İzrail/ Amezrail, insanlık tarihinin en vahşi mezalim, vahşet ve soykırımına başlamış, bu iki işgale direniş örgütüne soykırım yaparken, sürekli Suriye ve İran’ı da hedef almış, Hamas ve Hizbullah’ı, pire ile deve kadar aralarında güç farkı olmasına rağmen tümüyle teslim alamamış, Hizbullah ile ateşkese mecbur kalmış, tümüyle Suriye’ye yönelmiş, İran üzerinden Hamas ve Hizbullah’a giden silah desteği yolu olan Suriye ikmal yolunu tümüyle keserek, yine ABD desteği ile diktatör ve zalim ama ABD ve ziyonist cani terör şebekesi İzrail safında değil de, emperyalizme ziyonizme karşı HAMAS, Hizbullah ve İran direniş cephesinde yer alan Suriye ve  Esed’i devirerek, Suriye de fiili olarak en az üçe bölünmüş, ABD hemen HTŞ yönetimini tanıyacağını beyan ederek, fiilen himayesinde kurulan YPG/PKK uydu devletçiğini de tanıtmaya hazır hale getirmiştir. Suriye kan gölüne çevrilmiş, emperyalizm ve ziyonizim burada da kalleşçe, silah ve para üstünlüğüne dayalı büyük bir mezalim ile izrail karşısında son direniş cepheleri iki örgütü ve onların nefes borusu Suriye’yi de paramparça etmiştir.

              Hamas ve Hizbullah 14 aya yakın kahramanca direnmiş, halen Hamas, son ferdini de şehit verene kadar direnmeye devam ederken, Müslüman alem ve tüm dünya devletleri, İran ve Yemen Ensarullah’ı haricinde  en ufak bir adım atmamış, kınamalarla yetinmiş, tamamen yapayalnız bırakılmış, kobra yılanının ağzına terk edilmişlerdir.

              En az üçe bölünmüş Suriye üzerindeki ziyonist Amezrail pilanlarını da önümüzdeki zaman diliminde göreceğiz. Her halükarda ziyonist Amezraile yarayacak bir pilan çıkacağı yönünde endişemiz hat safhadadır. Yanılmak en büyük kazancımız ve bize en büyük müjde olacaktır. Emperyalizme ve ziyonizme karşı “Direniş cephesine,” Suriye’nin ve Filistin’in  bütünlüğüne, başkenti Kudüs olan Filistin devletine hizmet etmeyecek, barbar lanetli ziyonist Şeytanyahu’yu yargılamayacak, izrail eşkıya çetesini tazminata mahkum etmeyecek hiçbir çözümün yanında olmayız, asla olmamalıyız.

              Basında yer alan,  İsrail saldırıları ortasında HTŞ liderinden Batı'ya: 'Esad, Hizbullah, İran dışında düşmanımız yok' mesaj ve haberinin  yalan olmasını en çok arzulayan bu satırların sahibidir ve hala ihtiyatla yaklaşmayı saklı tutarız.

               Son 50 yılı birebir bilen ve takip eden olarak, ne aldatılmalara, ne yalanlara, ne akı kara, karayı ak göstermelere, ne hezimetleri zafer, zaferleri hezimet göstermelere, yalan, algı ve dezenformasyonlara şahit olduk ki, artık her şeye ihtiyatla yaklaşıyor, binbir cenahtan inceliyoruz. Artık gerçekler ay ve güneş kadar belirgin ama narkoz o kadar ağır ki!?

               Çeçenistan Rusya’ya, D. Türkistan Çin’e verildiği gibi, Irak, Yemen, Libya, Mısır, Gazze, G.Lübnan ve Suriye’de emperyalizme ve ziyonizme yem edilmiştir.

               Asrımızın en kahraman insanları, son sahabe nesli Gazze mücahitleri de bu dünyadan çekilmekte ve Müslüman alem ve insanlık çoraklığa mahkum edilmektedir.

               Biz Gazze’yi esasen BOP’nin başladığı gün, Irak, Libya, Mısır hadiselerinde kaybetmiş, SARI ÖKÜZÜ, ta Irak ve Libya da vermiş, İslam dünyasının, Mekke, Medine, Bağdat, Şam, İstanbul, Kahire savunmasının Filistin’ de, Gazze’de, Bosna’da, Çeçenistan’da, D. Türkistan’dan başladığını unutmuştuk!

               Gelin şimdi bir bütün olarak, Irak işgali, Libya, Yemen, Mısır ve Aksa Tufanı ile başlayan ve bugüne kadar devam eden Hamas ve Hizbullah, Gazze ve Lübnan direnişi ve ardından da Suriye sürecine bakınız ve hezimet mi, zafer mi siz karar veriniz!

               Şurası kesindir ki; cesarete, yiğitliğe dayalı asla değil, tamamen korkaklığa,  puştluğa, kalleşliğe, küresel finans imparatorluğu gücüne, hava silah üstünlüğüne ve hiçbir kanun, kural, sınır, erdem tanımayan ahlaksızlığa dayalı bir ABD-İzrail, AMEZRAİL dünya imparatorluğunun , pireye karşı devenin elde ettiği, VAHŞET, MEZALİM VE SOYKIRIM İLE elde ettiği, 2011’den beri  direniş cephesine karşı bütün Batı alemi ve işbirlikçi kukla bölge ülkelerini yanına alarak elde ettikleri Gazze ve Lübnan üstünlüğünün bir sonucudur ve toplamda göreceli olarak kazanan ABD ve SOPASI ziyonist İzrail terör şebekesidir.

              Gerçek kazanan ise, ebedi hayatta kazanan ise, yalnızlığa, binbir imkansızlığa, her türlüğü puştluk ve kalleşliğe, sözde Müslüman alemin ve kahir dünya devletlerinin Amezrail’in yanında yer aldığı, tüm dünya ülkelerinin ekonomisini elinde bulunduran, dünyayı sömüren küresel ziyonizme  rağmen, imana, cesaret ve yiğitliğe, erdeme, fazilete, ahlaka, cesaret ve asrın yiğitliğine sahip, son sahabe nesli  Gazze, Lübnan ve Yemen yiğitleridir.

               Umarız ve cani gönülden dileriz ki, lokal bir zalimin, küçük Firavunun gidişi ile yerine bütün bir Müslüman alemi ve insanlığı tahakkümü altına alan küresel dünya zalimi, küresel firavun, büyük şeytan emperyalizm ve ziyonizm yerini doldurmasın!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.