Trabzon Haber ve Trabzonspor Haber
2025-01-06 21:04:21

 YILBAŞI NEDEN KUTLAMAM?

OSMAN KARAGÜZEL

osmankaraguzel@hotmail.com 06 Ocak 2025, 21:04

                Bu mevzuyu yazmayacaktım, zamanı da geçti ama vicdanım rahat etmedi ve yazmaya, tarihe küçük de olsa bir not olarak düşmesine karar verdim.

                Öncelikle Noel ile Yılbaşını ayıralım.

                40 Yıla yakındır Almanya’da mukim olan bir yakınım, Ocak ayının son günlerinde sıla-i rahim için anavatanında misafirimiz idi ve O’na da Almanya’da Noel ve Yılbaşını sorarak mevzuyu teyid ettirdim.

                Noel; "Her yıl Aralık ayının 24-25-26 günlerinde kutlanır. Hz. İsa Peygamberin doğumunun kutlandığı bir Hristiyan bayramıdır. Aralık ayının 24'ü öğleden sonra resmi tatil başlar, 25-26 Aralık'ta biter. Çam süsleme Noel içindir ama Yılbaşı çok yakın olduğu için, süslenen çamlar Yılbaşına kalır ve Yılbaşı da süslenmiş çam ağaçları gölgesinde kutlanır, Yılbaşı tatili de, biz de olduğu gibi bir gündür ve 01 Ocak'tır" dedi.

             Bendeniz, meşru ve helal dairesinde olsa da, ömrümde hiç yılbaşı kutlamadım, halen de kutlamıyorum, ömrüm oldukça da kutlamayacağım.

             Sebebine gelince:

            1-Öncelikle bizim kültürümüzde, örf, adet, gelenek ve göreneğimizde olmadığı, sonradan bize Batı'dan ithal edildiği için.

2-Bir milleti millet yapan, var kılan, ayırt eden, farklı kılan, kimlik kazandıran unsurlardan ilk ikisi “DİN ve DİL” olup, üçüncüsü de “KÜLTÜR” dür. Din ve dilinin yanında kültürünü kaybeden milletler yozlaşır, erozyona uğrar, kimliğini ve varlığını kaybeder, millet olmaktan çıkar, ne idüğü belirsiz bir hal alır, kimliksizleşir, ne kendi olabilir ne de benzediği. Yılbaşı bizim kültürümüzde olmadığı için ve kültürümüzü, kimliğimizi korumak için kutlamam.

3-En önemlisi de; “Kim bir kavme benzerse, o kavimdendir.” Hadis-i Şerifi gereği, inancıma da aykırı bulurum.

            Sadece Yılbaşını değil, Tarihsel süreç içinde BİZİM OLAN, BİZE AİT OLANLARI KUTLAR, BİZİM TARİHİMİZ VE KÜLTÜRÜMÜZDE OLMAYANLARI KUTLAMAM.

            Öneri ve tavsiyemiz, kutlanmaması şeklinde olur.

             Kutlamakta ısrar edenlere, sadece yeni bir seneye girme sebebi ve karşılamak için kutlayanlara da, meşru ve helal dairesinde, yabancılara benzemeden, onların kullandıkları argüman, şekil ve ritüelleri kullanmadan kutlayınız deriz. Aksini yapanlara da karışmayız. Zira kişisel tercihleridir ve cari yasalar karışmaya izin vermez. Karışma yetkisi olsa bile devlete aittir, şahıslara değil.

                Esasen her güne başlarken ya da gününün sonunda olduğu gibi, her yılın sonunda da dünyevi ve uhrevi hesap, muhasebe ve iç murakabe yapılmalı, hatalardan ders alarak gelecek yıla daha iyi hazırlanıp girilmeli, hatalar tekrar edilmemeli, geçmiş yıla şükrederken, gelecek yıl için dua ve niyazda bulunulmalı, bu minval üzere gece değerlendirilmelidir.

                Noel ise hiçbir zaman biz de yoktur, olmamıştır, olamaz! Hıristiyan dünyanın bayramıdır, bizim değil.

                4-EĞLENECEK, GÜLECEK HALİMİZ VAR MI?

                Bir diğer sebep de, Gazze'de, Filistin'de, Lübnan, da, Yemen'de, D.TÜRKİSTAN' da, Afganistan, Irak, Suriye, Libya, Arakan, Keşmir, Rusya-Ukrayna'da, Afrika'nın kahir ekseriyetinde bunca mezalim, bunca soykırım, arşa çıkmış bunca feryat varken, Ülkemizin hali, pürmelali ortada iken, TV. lar da her gün cinayet soygun, vurgun, yoksulluk ve sefalet manzaraları sergilenirken, SMA hastaları bangır bangır bağırıp yardım beklerken, binbir sorunumuz varken,  emperyalist ve ziyonist canavar ağzını açmış hepimizi yutarken, eğlenmek, gülmek mümkün mü?

               Basında,” İsveç'te yüzlerce kişi, Gazze için yılbaşı kutlamasını iptal etti

İsveç'in başkenti Stockholm'de Gazze halkıyla dayanışma için yılbaşı kutlamasını iptal eden yüzlerce kişi, Filistin'e destek gösterisi gerçekleştirdi.” Diye bir haber yer aldı. İsveçli kutlamadıysa, biz ne yapmalıyız!?

                Özetinde özeti ile özetlersek; bize ait olmayan, bizim inanç, kültür, örf, adet ve geleneklerimizde olmayan, başka milletlerden ithal inanç ve kültüre ait hiçbir şeyi hayatımıza sokmayalım.

               Şüphesiz yılbaşı; milletimize yönelik iç ve dış Dini, Tarihi ve kültürel tahribatların yanında, belki de en hafifi ve esamesi okunmayacak sıradadır. İç ve dış sorunlarımız, kuşatılmışlığımız, askeri ve iktisadi tehditler yanında ise hiç mesabesinde.

                Emekli İmam Hatip M. Aydın; “Niçin yılbaşıyla ilgili yazmadım.” başlığıyla sosyal basında paylaştığı, bir başka açıdan baktığı ve katıldığım yazısında haklı olarak şöyle diyor:

             “Yaşadığım tecrübe gösterdi ki batıla batmadıkça hakka ulaşmak mümkün değildir. Ülkemizde eskiden yılbaşı geceleri dansöz oynatma tartışması tartışılırdı, sonra ne mi oldu, artık dansöz her yerde her zaman oynayabiliyor, özellikle sosyal medya ve akılsız telefonlar sebebiyle her günah göze ve kalbe el kadar yakın oldu.

              Piyangoların teşvik edildiği ve yasal günahların dizimizi aştığı bir dönemi yaşıyoruz.

              Devlet idaresinde hangi ideoloji ve sözün hak ve batıl olduğu karmaşası içinde yuvarlanıyoruz. Devlette gizli günah denilecek olaylara vakıf değiliz ancak söylentiler mide bulandırıyor.

             Dini kurumlar sivil ve resmîsiyle tat vermiyor. Kabalık var ancak milli tesanüt yok, halkın yapacağını idareciler yapıyor, halkın yaşadığı cahilliği, bilenler temsil ediyor.

            Her şey gösteriş ve kariyer yarışı olmuş.

            Sosyal medya fotoğraf ve benlik yarışına dönmüş. Samimiyet dağların ardında kalmış. Haset kalpleri yakmış, sahte gülüşler ve sözler yapay yağmur gibi afete sebep olmuş. Kilosu çok, ayarı düşük altın gibi olmuşuz.

           Belki ben yanılıyorum ya da göremiyorum. Yılbaşını temsil eden rejim gün geçtikçe kök salmaktadır. Kalıcı değil göz boyayıcı işler gösterilmektedir. İrtidat, fısk, zulüm gibi ne varsa her şey teşvik almıştır.

           TV ekranından bakınca Haremde ki çokluk, gerçek hayatta görünmüyor.

           Gazze ve benzeri söylemler, iç dengelere kurban ediliyor. Kahtı rical dönemini yaşıyoruz.

           Bıyık, sakal ne varsa yolunmuş, tesettür ise uryan bir hal almış durumdayız.

           Âlim vakarı sanki toprak altında saklanmış. Belki eski mezar taşları daha vakur ve söz sahibidir.

           Evet, her gününü yılbaşı gibi yaşayanlara bizim sözümüz ulaşmaz.

           Ya diğerleri, sadece görmeden birbirinin elini tutup yürüyenler gibidir. Yola değil önündekine tabi olmaktadır.

           Neyse yazsam ne olacak, yazmasan ne eksik kalacak. Bir taraftan Noel, yılbaşı eğlence ve kutlamaları devam ederken, diğer taraftan üç ayları kutlayan mesajlarla cehaletimizi ilan ediyoruz.

           Ayet. “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk edecek misin?” Araf, 155”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.