Eskiye göre yollarımız çok çok iyileşti.
Arabalar da iyileşti. Daha teknik, daha güvenli ve daha hızlı hale geldi.
Ancak yollardaki hız limitleri buna paralel olarak artsa ve artırılmış olsa bile, sık sık değişen hız limitleri ve kısıtlamalar ile ortalama hız hala eskilerde olduğu gibi devam etmektedir.
Ayrıca yollara sıkça yerleştirilen tuzak radar ve EDS ile adeta kapana kıstırılmakta, bırakınız yüksek hızı, normal hızla bile gidilememektedir.
100 Km hızla giderken, birden karşınıza radar veya EDS çıkmakta, hızı aniden ve çok fazla düşürmek zorunda kalınmaktadır.
Hele hele arabanız taksiden farklı olmayıp ama kamyonet sınıfında ise ( Kango, Turneo, Courier v.s gibi), çoğu kez 60 km’ye mahkum olup, kağnı hızıyla gitmek zorunda kalınmaktadır.
Bin bir dikkat ile gitmemize rağmen bu tuzaklara sıkça düşen ve ağır cezalara muhatap olanlardanız.
Geçtiğimiz Ekim ayı sonlarına doğru Ilgaz-Tosya hattında, aynı gün içinde 51/2-A (belirlenen hızı % 1 ile 30 arasında aşma) maddesinden üç cezaya duçar olmuştuk.
Aradan çok fazla geçmeden 4 Ocak’ta, bu sefer Gerede havalisinde TEM otoyolunda 1979 TL. gibi ağır bir cezaya çarptırıldık.
Son olarak 27 Ocak’ta, Sakarya’dan Samsun istikametine giderken, biri Gerede- Çerkeş yolu, Eskipazar-Karabük kavşağı civarında, diğeri de Tosya havalisinde olmak üzere, yine 51/2-A kapsamında aynı günde iki ceza tutanağı daha tanzim edilip, tarafımıza e-posta yoluyla tebliğ edildi.
Her biri 951.- TL olan bu cezalarla artık belimiz büküldü.
Şunu da belirtelim. Enfilasyon resmen % 64 civarında belirlenirken, cezalar % 100’ün üzerinde artırıldı!
Artık bu tuzak ve ağır cezalarla yola çıkmak mümkün değil.
Yollar bomboş ve tenha olmasına, çok dikkatli sürmemize ve 100’ü aşmamaya çaba harcamamıza rağmen, tuzaklara yakalanmaktan kurtulamadık.
Bir kere bu tuzaklarla arabayı güvenli sürmek mümkün değil.
Arabayı mı süreceksin, yollardaki tuzakları mı kontrol edecek, gözetleyecek, inceleyeceksin?
Yola değil, yol kenarlarında kurulan radar tuzaklara, yol üzerinde yüksek taklara yerleştirilmiş EDS hız limitlerine ve bu limitlerden aracınızın hangisine tabi olduğuna bakmaktan kontrolu kaybedebilir, kaza yapabilirsiniz.
Yani yola değil, yanlara ve yükseklere bakarak yol almak durumundasınız!
Bizim aracımız Ford Courier ve kamyonet sınıfında.
Esasen taksiden çok farklı değil ama kamyonet!
Hız kısıtlamalarında çoğunlukla 60 Km veriliyor bu tip kamyonetlere.
Allah aşkına 60 Km ile yol biter mi?
Bu hızla arabaya yakıt dayanır mı?
Hani yolları iyileştirerek YAKIT ve ZAMAN tasarrufu sağlayacaktık? Yollar bunun için yapılmıyor mu? Daha hızlı gitmek ve daha az yakıt yakmak değil mi amaç?
Karabük kavşağı ve Çerkeş istikametine devam da bile hız kısıtlaması koyuluyor. Issız ve tenha, gayrimeskun alanlar da kısıtlamalar.
Şehir içlerinde ( şehir içi neredeyse kalmadı, hepsi kent dışına, sahil kenarına ya da battı çıktılarla yaya dışına alınmış durumda olmasına rağmen) hala 50 Km hız
veriliyor.
Sosyal basın yoluyla bir arkadaşımızın gönderdiği resimde, bölünmüş otoban gibi yol olan Karadeniz sahil yolunda bile hız limitleri 70-70 ve 82 görünüyor! Hemde batı istikametinde yani deniz tarafında. Yerleşim olmayan kıyıya paralel giden şeritte. Eskiden tek şerit ve virajlarla dolu olan bu yolda hız yine aynı idi.
Artık bu rakamlar güncellenmeli, yeni yol ve araba şartlarına göre gözden geçirilip yenilenmelidir.
Yeni yol ve yeni arabalarla 50-60 Km’lik kısıtlı hızlar, rahatlıkla 80’e çıkarılabilir.
Sırf para gelsin diye yerleştirilen birçok EDS kaldırılmalı, yollar cezalarla para kaynağı olarak görülmekten kurtarılmalıdır.
Yollarda ve arabalardaki bunca iyileşme ve gelişmeye rağmen, amaçlanan yakıt ve zaman tasarrufu önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Tırafik cezaları da, devletin ilan ettiği enfilasyon kadar artırılmalı, fahiş fiyatların önüne geçilmelidir.
Aynı günde birden fazla ceza kesilmemeli, araç sahibine ağır bedeller ödettirilmemelidir.
Yüzdelikler daha dar aralıklarla ele alınmalı, %5 ile %15-20 ya da 30 hız aşımları aynı cezaya tabi olmamalıdır.
Meskun ve gayrimeskun sahalar, insan-yaya tırafiğine göre yeniden ele alınmalı, incelenip gözden geçirilmelidir.
Bu ve benzeri olumsuzlukları yaşayan herkes de, ilgili mercilere yazmalı, bildirmelidir. Sadece tırafikte değil, görülen her yanlışlık, haksızlık ve hukuksuzlukta yasal tepki verilmeli, ilgili mercilere iletilmelidir.
Sen ne yaptın diye sorarsanız, elbette her zaman ve yıllardır tüm yanlışlık, haksızlık, zülüm ve hukuksuzluklarda yaptığım gibi,
Bunları da Cimer’e, yasal düzenleme için TBMM Başkanlığına ve İçişleri Bakanlığının e-posta adreslerine yazdım.
Bununla da kalmayıp, her iki cezanın kesildiği İller olan Karabük ve Kastamonu Sulh Ceza Hakimliğine dava dilekçelerini gönderdim.
Bir sonuç çıkacağı için değil ve çıkmayacağı kesin gibi olmasına rağmen,
Üzerime düşeni yapmak, ilgilileri uyarmak, memnun olmadığımızı bildirmek, onları da rahat koltuklarında rahatsız etmek ve bir gün düzeltilmesi yönünde temeller atmak için.
“HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN ŞEYTAN OLMAMAK” için!
Ülkemizin ve insanlığın her sorunu için elimizden geleni yapmak, elimizle, olamadı dilimizle, olmadı memnuniyetsizliğimizi belirtmek için.
İnsan ve hele hele Müslüman olmanın gereği için.
ÖNCE ADALET, DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK VE AHLAK İÇİN.
YANLIŞA, HAKSIZLIĞA, HUKUKSUZLUĞA KARŞI DURMAK, ZALİMİN KARŞISINDA VE MAZLUMUN YANINDA DURMAK İÇİN.