Bir ara dedimki şöyle 10/ 15 yaşlarıma gidip nostalji yapayım Dolaylı köyümden Degğirmendere arasında...
Tabi yürüyerek...
Eski yollardan geçerek.
Dere kıyısında taşların altındaki balık yavrularını görerek...Degirmendere boyunca patika yollardan geçip Sırt köprüsünün üzerinden dereye atlayıp serinlenmeye çalışan çocuklarıın mutluluğuna tanıklık edeceğimi hayal ederek.
İlyas Dayımın değirmenine uğrayıp bir kanalla getirilip çarklara düşürüldüğünde suların gücüyle döndürülen iki değirmen taşı arasında mısırın una dönüştüğünü görmeyi ümit ederek.
Gerçi eski köprünün yerinde olmadığını hemen yanıbaşındaki kahvede de Maçka'dan Çağlayan'dan gelecek minibüsleri beklerken çay içtiğimiz kahvehanenin de çoktan yıkıldığını bilmeme rağmen yine de gözüm aramadı değil o günlerin anısına...
Köprünün karşısındaki karakol da tarihi geçmişi olan bir yapı idi.Askerler nöbetini tutar görev çıktığında köylere çıkardılar.Yıkılanı hayalimde canlandırarak,varolana sevinerek yürüme Degirmendereye gitmeye kalkıştım...
Kalkıştık da ne oldu?
Degirmendere yok.
Evet evet binlerce yıl akıp giden ve sonunda Karadenizle kavuşan dere yok.
Sağa baktım sola baktım yok.
Biraz daha detaylı baktım.
Bir ara gözüme ilişir gibi oldu.
Fabrikaların sanayi bölgesindeki dükkanların arasında bir görünüp bir kayboluyordu.
Sırt köprüsü çoktan yıkılmış dere daracık bir alana sıkıştırılmış.Kepçeler dozerler habire çalışıyor.Dereyle birlikte doğayı çevreyi dağıtıp duruyor.Hele Veriga Gabanları diye adlandırılan peri bacalarını andıran kayalıklar yıkılıp yerine dükkanlar yapılmıyor mu?
Velhasıl Degirmendere kaybolmuş.Kömürcüler,taş ocakları,imalathaneler,tamirciler,servisciler sanayi dükkanları bu vadiyi içinden çıkılmaz bir hale sokmuş.
Maziden bir tek Nemlioğuluların yaptırdığı tarihi köprü kalmış.Onun da etrafı sarılmış vaziyette.
Şimdilerde Sanayi Bölgesi olarak kullanılan Değirmendere ve çevresindeki işletmelerin yerlerinden kaldırılacağı gündemde.
Çok iyi olur.
Dere ortaya çıkar.
Suyu temizlenir.
Görsel kirlilik önlenir.
Lâkin bir endişe var.
Bunu da görmezden gelemeyiz.
Mevcut Sanayi Bölgesi Degirmendere'nin denize döküldüğü yerden alınıp,verimli toprakların bulunduğu Düzyurt,Gölçayır,Kutlugün gibi köylerde yeni bir sanayi bölgesi yapılacakmış.
Ben buna ihtimal vermiyorum.
Çünkü dereyi baştan kirletmek giderek yok olan verimli arazileri üretimden men etmek hiç bir şehir plancısınin aldığı eğitime yakışır bir tavır değildir.
Dereler kirlenmesin.
Mevcut dereleri kirlilikten kurtaralım derken DEĞIRMENDERE"Yİ BAŞTAN KİRLETMEYE kalkışmak,verimli toprakları yok etmek fikrinden umarım vazgeçilir.
Bu vadide hiç mi politikacı çıkmadı?
Çıkmaz olur mu?
Ona da başka bir yazıda değiniriz artık.