Yılların balıkçısı Farozlu Temel Demirkaya namı değer Faş Temel: “Deniz çalışan için bereketli bir tarladır.”
Balık av sezonu başladı.
Artık sofralarımızda daha çok ve daha fazla çeşit balık göreceğiz.
Zaman zaman denizin sakinleştirip dinlendirici etkisini yaşamak üzere Faroz’da balıkçı barınağına gider dostlarla martıların eşliğinde çayımızı yudumlarız.
Faroz Limanı’ndaki balıkçı dostlarımızı bu defa tatlı bir heyecan ve çalışma içinde bulduk.
Ertesi gün başlayacak balık avı sezonu için hazırlıklar tamamlanmış artık denize açılmaya hazırdılar.
Temel reisle teknede sohbetimizi yaparken küçük kayıklar da bir bir denizden dönüyordular.
Faroz Trabzon'un balıkçı mahallesi olarak bilinir.
Fener anlamı taşıyan Faroz da kentleşmeden nasibini alan mahallelerimizden biri.
Bahçesinin hemen altında dalgaların sesini duyan, ayağını uzatsa denize giriverecek olduğu evlerden eser yok şimdi.
Faroz'da hayat deniz ve balık üzerine kurulu idi büyük ölçüde bir zamanlar.
Ağlar bereketli avlar için örülür, tekneler Karadeniz'in hırçın dalgalarına hükmetmek için bakım yapılırdı.
Balıkçı sabahın ilk ışıklarını dahi beklemeksizin hazırlıklarını yapar, “Vira bismillah” deyip rızkının peşine Karadeniz'in soğuğuna aldırmaksızın denize açılırdı.
Bu yaşam tarzı yıllar boyu devam etti.
Evler, içinde başta incir ağacı olmak üzere portakal, mandalina, gibi meyve ağaçları ile donanmış bahçesi ile bir adım ötesinde denize komşu idi.
Kayıklar kumsalda…
Balıkçı aileler hazırlıklarını yapmış...
Sonrasında bereketi ağlara dolmuş denizin cömertliği.
Ama bir yol geçti, Trabzon'un tüm değerleri gibi Faroz da alt üst oldu.
O bahçeli evler denizden uzaklaştı.
Kumsala çekilen kayıklar görünmez oldu.
Balıkçılar azaldı. Martılar bile doğal yaşam alanlarından uzakta şehrin içlerinde çöplerde rızkını aramaya başladı.
Çünkü balık yoktu.
Güneşli bir günde Faroz'un en eski balıkçılarından Temel Demirkaya ile sohbet ederken geçmişten günümüze şöyle bir maziyi andık.
Namı değer Faş Temel diyor ki; “Evet deniz eski bereketini kaybetti.
Bunun birçok sebebi var.
Sahillerin kaybolması, çevre kirliliği, bilinçsiz avlanma. Bunların hepsi doğru. Ama doğru olan bir şey daha var, o da tembelliğe alıştık.
Bakın yan tarafta avdan dönen arkadaş ayağına kadar gelen müşteriye istavriti kilosu 40 TL'den sattı.
Sohbeti yaptığımızda av yasağı sürüyordu (şimdi istavrit 15 TL).
Yatmayacaksın.
Rızkının peşine koşturacaksın.
Deniz bizim tarlamız.
Ona ne kadar değer verirsek o kadar verim alırız.
Tabi ki denizimize bizim kadar yetkililer de sahip çıkmalı.”
Faş Temel haklı.
Evet deniz bizim tarlamız.
Koruyup kollayalım.
Başta yetkililer...
Yol geçecek, tesis yapılacak, doldur denizi.
Arıtmadan şehrin kirini boşalt denize.
Çöpünü at denize.
Zinos derler aynı zamanda martıya.
Erdoğdu tepelerinde çöp kutularının başında karnını doyurmaya çalışan denizin bu sevimli