Suriye’de savaş mı sona erdi yoksa Esad’ın esareti mi sona erdi? Esad’ın esareti sona erdi. Ancak Suriye’de oluşan kaosun durumu daha çözülemedi. Ufukta bir umut var tabi ki.
Şam ve Halep tarih sayfalarına baktığımızda Kudüs’ün anahtarı konumunda olmuştur. Buralara hakim olan Kudüs’ü almıştır. Tabii ki şimdi de aynı konumunu korumaktadır. Bunca kargaşanın Suriye’ de ne işi olurdu ki? Neden farklı ülkelerde yokta buralarda hep kaos var diye sormak gerekir?
Tarih tekerrürden ibaretse sıra Kudüs’ün Müslümanların eline geçmesi gerekli. Belli ki bu da yakındır.
Çözümsüz bir denklemin içinde mücadele devam etmektedir. Yahudiler ve yandaşları buraları ne kadar karıştırırsa amaçladıkları vaat edilmiş topraklara o kadar yaklaşırlar. Planlamaları ona göre yapmaktadırlar. Onlar için karışıklık bulunmaz fırsatlar doğurabilir. Bizlere de düşen elimizden geldikçe karışıklıkları önlemek olmalı ve buzlu havalarda fırsat kollayanlara da karşı önlemlerimizi almak.
Bölge öyle bir bölge ki buralarda yapılacak hatalar hem bizleri hem gelecek nesillerimizi ve hatta dünyanın her neresinde yaşayan Müslüman varsa onu da etkileyecektir.
Şu an artıları ile eksileri ile belirli kazanımlar elde ettiğimiz bu ortamda, kazanımları korumalı ve de daha iyi noktalara taşımalıyız. Yıllardır ülkemizde büyük bedeller ödeyerek misafir ettiğimiz Suriyeli vatandaşlar ile bağlantıları koparmamalıyız. Çünkü bu insanlar Suriye’nin tekrar inşasında bulunacaklar. Suriye’nin geleceğini kuracak olan bu insanların aynı zamanda bölgemizin geleceği için de ne kadar önemli olduğunu değişik organlarla anlatmamız gerekir.
Yapılan bunca savaşa, bunca mücadeleye karşı çuvallayıp bunca emeği heba edip birilerin ekmeğine yağ sürmeyelim.
Hedef Kudüs ise yapmamız gereken Kudüs’ün çevresindeki bölgelere hakim olmaktan geçer. Onların vaat edilmiş topraklar ütopyası varsa bizlerin de KUDÜS GERÇEĞİMİZ VAR…..