Geçmişten günümüze örnek alınacak çok olaylar yaşandı. Her biri bir ders niteliğindedir. Modernleşen dünyada tarihin, tarihçiliğin yol göstericiliğine muhtacız.
Günümüzde çağdaşlaşmak dendiği zaman aklımıza açılmak, saçılmak, her türlü zıvanalı işleri yapmak anlamında yorumlanmaktadır.
Aslında çağdaşlaşmak dendiğinde teknolojiye hakimiyet ve tarihi özgürce yorumlayabilmektedir. Çağdaşlaşmak facebook, twitter, whatsapp ve benzeri uygulamalarda surf yapmak olmamalıdır. Çağdaşlaşmak bu uygulamaları üretmekle olur. Bunlara hükmetmekle olur.
Görüldüğü gibi bunları kuranlar istediklerini yayınlıyorlar, istemediklerini yayınlamıyorlar. Çağ değiştiren atalarımızın torunları olarak bunlara boyun mu eğeceğiz. Yoksa tarihten ders alarak dünyaya hükmetmek için yeni kurulumlar mı üreteceğiz. Buradaki farkı anlayabilirsek gelecekte çağdaş yaşamın içindeki yerimiz belli olur. Piyon mu yoksa vezir mi olacağız? Onu zaman bizlere gösterecek. Zamanı dolu yaşarsak bir şeyleri değiştirebiliriz. Yoksa yüzyıldır geçen boş bir zaman olduğu aşikardır. Neden diyenler var içimizde. Mazlumlara zulümün yaşandığı günümüzde bazı uygulamalar ezilenlerin değil de ezenlerin yanında durmaktadır. Ezilenlerin sesi olmaktansa ezenlere kucak açmaktadırlar. Bu uygulamaları yada şöyle ifade etsek bu teknolojileri biz üretseydi ve bizim elimizde olsalardı nizamı alem için kullanmaz mıydık?
Son olarak şunu belirtmek isterim ki mazisi insanlık tarihi ile başlayan Türk milletinin yeniden esarete sokmak isteyen varlığını ve bağımsızlığını simgeleyen bayrağını başka bayrakların gölgesine sokmak isteyen harici ve dahili bedbahtlara inat daha güçlü olmak için teknolojiyi kullanan değil, teknolojinin kölesi olan değil teknolojiyi üreten ve onu nizamı alem için kullanan devlet olmalıyız.